Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI

Türkiye, İslam Birliği Bakanlığı kurmalı..

GİRİŞ 02.05.2024 GÜNCELLEME 03.05.2024 YAZARLAR

Asya Pasifik’te dengeler değişti. Bu değişim, dünyanın diğer bölgelerinden bağımsız değildir. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’ın son Çin ziyaretinde açıkça görüldüğü üzere ABD’nin bölgede Çin tehdidini merkeze alan bir bölgesel düzen kurmaktadır; Asya Pasifik’teki yeni Atlantik düzeni, Çin’in Ukrayna savaşında Rusya, Orta Doğu’da İran / İslam ülkeleri ve Doğu Asya’da Kuzey Kore ile ilişkilerine de cevap verilmiş oldu.. Özde Amerika İngiltere ittifakı olan Atlantik İttifakı (NATO), güç rekabetini Doğu Akdeniz ve Ukrayna’dan sonra üçüncü ayağı olan Asya Pasifik’e de taşımaktadır.

ABD-Rus, ABD-Çin gerilimi sürerken; 11 Nisan 2024 tarihinde ABD Başkanı Joe Biden, Japonya Başbakanı Kişida Fumio ve Filipinler Başkanı Ferdinand Marcos Jr., üçlü güvenlik zirvesi gerçekleştirdi. Zirve ilk olmasının yanı sıra ABD’nin Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) ve AUKUS ile oluşturduğu Asya Pasifik düzeninde Atlantik İttifakı’nın genişlemesi niteliğinde olması açısından önem taşıyor. Ayrıca zirve sonucunda, Japonya ve Filipinler bölgesel kriz alanlarındaki tehdit önceliklerini de açık bir şekilde ilan etti.

Hem Japonya hem de Filipinler, Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı açıkça Atlantik İttifakı’yla saf tutmaktadır.. Çin, iki ülke açısından da yakın deniz bölgelerindeki ulusal çıkarlarını ve bölgesel düzeni tehdit eden ortak aktör. Japonya ile Çin arasında Senkaku/Diaoyu Adası ve Doğu Çin Denizi gibi egemenlik sorunları var. Kuzey Kore ile Çin arasında da nükleer sorun var. Diğer yandan Çin’in Filipinler ile Güney Çin Denizi’nde yaşadığı anlaşmazlıklar var. 2012 yılında Hollanda'nın Lahey kentindeki uluslararası mahkemenin Filipinler lehine verdiği karara tarihsel argümanlarla karşı çıkan Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki tek taraflı uygulamalarına karşı Filipinler ulusal egemenlik hakları kapsamında gördüğü adaları savunmaya devam ediyor. Genel çerçevede QUAD ve AUKUS da hesaba katıldığında Doğu Asya’ya da yayılmaya hazırlanan Atlantik İttifakı, ABD’yi Avustralya’dan Hindistan ve Japonya’ya kadar uzanan bir jeopolitik hatta yerleştirmiş oluyor. Atlantik İttifakı, Doğu Akdeniz’de İsrail ve Batı Karadeniz’de Ukrayna ile genişlerken; Asya’da da hazırlıklarını tamamlıyor.

ABD-Çin rekabeti bir kırılma yaşıyor. Çin’i dengelemek için ABD’nin Atlantik İttifakı’nı Asya Pasifik’e taşıyacağı söylenebilir. NATO, Filistin’de / doğu Akdeniz’de İslam ülkeleri; doğu Avrupa’da Ukrayna’da Rusya ile savaş halinde. ABD-Çin rekabetinin Asya Pasifik’teki en önemli ihtilafı olan Tayvan krizi açısından ABD, Japonya ve Filipinler arasındaki son güvenlik zirvesi, ABD’nin elini güçlendirmektedir. Gazze ve Ukrayna’dan sonra her an Tayvan’da savaş patlayabilir. Japonya ve Filipinler, muhtemel Çin Tayvan potansiyel savaşına karşı Atlantik İttifakı’na yakınlaşıyor. Çin tarafından diplomatik dille bir tür çevreleme ve baskılama stratejisi olarak okunan ABD, Japonya ve Filipinler arasındaki son güvenlik zirvesi, aslında ABD’nin başını çektiği Atlantik İttifakı’nın küresel savaşının yeni bir cephesini açmaktadır.. ABD-Çin rekabeti açısından ABD, Japonya ve Filipinler arasındaki üçlü güvenlik zirvesi önemli bir kırılmayı, daha doğrusu yeni bir döneme girildiğini gösteriyor. Asya Pasifik’te iyice tahkim ettiği Atlantik İttifakı’yla ABD Çin’e meydan okuyor.  BM’nin kuruluşunun 75. Yılı olan 2027’den sonra Asya Pasifik’te kıyamet kopacak.. Asya Pasifik savaşını öngörmek, Hint Pasifik gerilimin de doğru okumak demek. ABD’nin kuruluşuna öncülük ettiği BM’nin yüz yılını planlarken son çeyrekte NATO’yu küresel askeri güce dönüştürmeyi hedeflediğini fark etmek zor olmasa gerek..

ABD Asya Pasifik’te stratejik askeri üs kurma hamlesiyle anlaşma müttefikleri olan Japonya ve Filipinler’le ilişkisini yeni bir aşamaya geçirmişti; bu iki ülke, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Asya Pasifik stratejisinin en önemli iki aktördür. Kısaca Japonya ve Filipinler, Çin’in yükselişiyle Atlantik İttifakı’yla varoluşsal bir ilişki geliştirdi, ABD ve Avrupa siyasi ve ekonomik öncelikleri oldu.. Bu da zorunlu olarak iki ülkenin siyasal ve ekonomik sistemini ABD ile yakın bir çizgiye getirdi. Son güvenlik zirvesi ile eski Japonya Başbakanı Abe Şinzo ve eski Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte gibi önceki dönemlerin aksine artık iki ülke de daha net pozisyon almaktadır; bölgesel güvenliğin yanı sıra siyasi ve ekonomik işbirliği açısından da ABD ile aynı pozisyonda olduklarını ilan ettiler.

ABD üçlü güvenlik zirvesiyle Çin’i dengelendi ve Atlantik İttifakı’nı tahkim etti; ne var ki bölge ülkeleri açısından ciddi bir belirsizliği de ortaya çıkarıyor. Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) üyesi olan Filipinler, güvenlik politikası açısından ASEAN'ın söylem ve pratiğinin dışına çıkıyor. Bu çerçevede ASEAN üyesi ülkelerin nasıl bir pozisyon alacağı meselesi de bu Asya Pasifik’teki yeni Amerikan düzeninin kaderini belirleyecektir.

Çin gittikçe yalnızlaşmaktadır. Asya pasifik ülkelerinin de Filipinler’i takip ederek ABD ile yakınlaşması Çin için kötü senaryolardan biridir. Dolayısıyla Çin’in Filipinler’e yönelik dış politikasında sertleşmesi ihtimal dahilindedir. Çin alternatif bir dengeleme politikası uygulayacaktır. Örneğin 2021 yılında yürürlüğe giren Kapsamlı Bölgesel ve Ekonomik Ortaklık (RCEP) ve Kuşak ve Yol Girişimi gibi ekonomik kalkınma öncelikli ortaklık teklifleri bölge ülkeleri açısından daha cazip hale getirilebilir. Ancak bölgedeki askeri kriz, Çin’in ekonomi öncelikli dış politika hamlelerini de zayıflatacaktır. Bu yüzden Çin İslam dünyasına yönelmek zorundadır. Çin’in İran ile Suudi Arabistan’ın arasını düzeltmeye yönelmesinin arka planında Atlantik İttifakı’nın Asya Pasifik’e dalmış olması gerçeği vardır.. Çin ve Rusya, Atlantik İttifakı’na karşı İslam ülkelerini yanlarına çekmek zorundalar. Filistin’in BM’de devlet olarak tanınması meselesinde Çin ve Rusya’nın pozisyonu olumludur bu yüzden. Amerika Rusya, Amerika Çin savaşlarında da İslam ülkelerinin pozisyonu da olumlu olmalı; ancak savaşın dışında kalmalı, Türkiye öncülüğünde arabuluculuk rolüne yönelmelidirler. Filistin savaşını da bölgesel savaş boyutuna taşımamalılar..

Amerika Rusya, Amerika Çin savaşlarında İslam ülkeleri ellerini çabuk tutmalı ve birlik politikalarında ciddi adımlar atmalılar. Türkiye, tıpkı Avrupa Birliği Bakanlığı gibi İslam Birliği Bakanlığı kurup gelişmeleri yönetmelidir.

YORUMLAR 2
  • Osman 6 ay önce Şikayet Et
    Tam destek. Bu dönemde yapılmayacaksa ne zaman yapılabilir
    Cevapla
  • Asım KG 6 ay önce Şikayet Et
    Şu an dünyada İslam ülkesi diye bir şey yoktur, halkı müslüman, siyonizme kul köle olmuş ülkeler vardır! İslam kanunlarıyla yönetilmeyen bir devletin İslam bakanı olsa ne olur olmasa ne olur! O bakanlığın ilk vazifesi Türkiyede İslam şeriatını talep etmek olmayacak mı? Olmayacaksa herşeyimiz gibi o da göstermelik olacak demektir.
    Cevapla