Abbas’ın Ankara ziyareti ve Gazze daveti
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, işgalci Siyonist terör örgütü İsrail’in Gazze’de katliamlarının devam ettiği bir dönemde, iki günlük (14-15 Ağustos 2024) ziyaret için Türkiye'ye geldi. Mahmud Abbas, Filistin davasını TBMM'deki konuşmasıyla dünya kamuoyuna anlattı; Gazze'de soykırım boyutlarına varan katliamlar gerçekleştirildiğini dile getirdi. Mahmud Abbas'ın TBMM Genel Kurulunda yaptığı ve önemli açıklamalarda bulunduğu konuşması dünya basınına geniş bir şekilde yansıdı.
Türkiye'den önce Rusya'ya giden Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Ankara ziyareti gerek ateşkes ile ilgili gelişmeler gerekse İran ile Hizbullah'tan İsrail'e yönelmesi muhtemel bir karşı saldırının beklendiği günlerde gerçekleşti.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye suikastindan olumsuz etkilenen İsrail-Hamas müzakereleri ile ilgili son günlerde ABD, Mısır ve Katar'dan 8 Ağustos'ta yeni bir adım gelmişti. ABD Başkanı Joe Biden, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin ortak çağrısında İsrail ve Hamas, Abbas'ın Meclis'te konuşacağı gün, yani 15 Ağustos'ta, yeniden müzakere masasına davet edilmişti.
Abbas ve beraberindeki heyeti Ankara'ya getiren uçak, saat 18.20'de Esenboğa Havalimanı'na indi. Havalimanında Abbas'ı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ve çok sayıda yetkili karşıladı. Abbas’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi ve TBMM Genel Kuruluna hitap etmesi planlanmıştı..
FİLİSTİN DAVASI TBMM’DE
TBMM Genel Kurulu, Filistin Konulu Olağanüstü Oturum için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın TBMM Genel Kuruluna hitap edeceği olağanüstü toplantının açılışında, toplantı çağrısını okuttu. Daha sonra Abbas'ın, TBMM Genel Kurulunda konuşma yapması oylamayla kabul edildi. Oylamanın ardından Numan Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, tarihi bir oturuma şahitlik edildiğini söyledi.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Filistin halkının sesi olmayı, İsrail'in saldırılarını durdurmak için mücadele etmeyi sürdürdüğünü vurguladı.
Numan Kurtulmuş, "On yıllar boyunca, Filistin topraklarında her türlü zulme maruz kalan, yerlerinden edilen, evleri işgal edilen, hayattan koparılan, şehit edilen, her türlü zulme ve işkenceye uğrayan ama buna karşılık mücadeleden vazgeçemeyen, direnen, bugünlere kadar Filistin davasını getiren bütün büyük mücahitleri saygıyla anıyorum. Yaser Arafat ve Şeyh Ahmed Yasin'in şahsında Filistin davasının mücahitlerini, mücahidelerini rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin insanlık tarihine geçen tavrı, 3 çocuğu ve 4 torunu şehit edildikten sonra göstermiş olduğu metanetidir. O muhteşem söz, insanlık tarihine yazılmıştır; 'Benim evlatlarımın ve torunlarımın kanı Filistinli çocukların ve kadınların kanlarından daha değerli değildir.' Bu cümleyi tamamlayan Heniyye'nin evladıdır. O da babasının şehadetinden sonra aynı cümleyi kurmuş; 'Benim babamın kanı Gazze şehitlerinden daha değerli değerlidir' diyerek bütün dünyaya meydan okumuştur." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın locadan izlediği Genel Kurul'da AK Parti Grup sıralarında şehit İsmail Heniyye'nin fotoğrafı yer aldı. Başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.
Numan Kurtulmuş, daha sonra TBMM Genel Kuruluna hitap etmek için Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Genel Kurul Salonu'na davet etti. Mahmud Abbas, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ ile Genel Kurul Salonu'na gelerek, kürsüden konuşmasını yaptı.
"GAZZE'YE GİDECEĞİZ"
Konuşmasına Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te İsrail'in saldırıları nedeniyle hayatını kaybeden binlerce Filistinli ve suikasta uğrayan Hamas lideri İsmail Heniyye için Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Mahmud Abbas, "İsrail güçleri, son olarak (Gazze'deki) Et-Tabiin Okulu'nda bir katliam işledi ve en az 100 kişi öldü. Uluslararası toplum, İsrail'in her gün barınma merkezlerine dönük işlediği bu katliamlara nasıl sessiz kalıyor." dedi.
Abbas, TBMM'ye hitaben yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye'nin Filistin halkının meşru haklarını savunan duruşunu takdir ettiğini belirtti. Mahmud Abbas, "1948'den bu yana Nekbe yaşayan ve işgalin suçlarına ve uluslararası adaletin yokluğuna rağmen dimdik ayakta duran Filistin halkının acılarını size ulaştırmaya geldim." dedi.
İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü soykırımın amacının, Filistin halkını topraklarından söküp atmak olduğunu söyleyen Mahmud Abbas, "1948 ve 1967'de yaşanan zorunlu göç dramının yeniden yaşanmasını istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu bir daha yaşanmayacak. Halkımız, ne pahasına olursa olsun topraklarını gaspçı işgalcilere terk etmeyecek. 7 Ekim'den bu yana çocuk, kadın, yaşlı 40 binden fazla şehit verdik, 80 binden fazla da yaralı. Ama biz yine de dimdik ayaktayız ve topraklarımızda kalıyoruz." şeklinde konuştu. İsrail hapishanelerindeki kötü muameleleri durdurmak ve 10 bin Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını sağlamak için herkesi harekete geçmeye çağırdı.
Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin gölgesinde Müslüman ülkeler ile özgür dünya halklarının desteğiyle Gazze'yi yeniden inşa edeceklerini ve Filistin halkının yaralarını saracaklarını dile getiren Mahmud Abbas, "Kudüs kırmızı çizgimizdir, ondan taviz vermeyeceğiz. Kudüs'ün kalbimizdeki ve Türk halkının kalbindeki yerini biliyoruz." dedi.
Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olmasından, Gazze'deki Filistin halkına sunduğu insani yardımların yanı sıra hastanelerine yaralı ve hastaları kabul etmesinden ötürü Türkiye'ye teşekkür eden Mahmud Abbas, "Kudüs ve Filistin meselesini ana meselesi haline getiren Türkiye'deki kardeşlerimizin desteğine çok güveniyoruz." dedi.
ABD'nin Gazze'de ateşkes konusundaki tutumuna ilişkin ise Mahmud Abbas, "İsrail'in Filistin halkını aç bırakmasına, öldürmesine, tüm yıkımlarına ve insani yardım kuruluşlarını hedef almasına rağmen ABD, BMGK'da savaşın durdurulmasını engellemek için 3 kez veto hakkını kullandı." dedi. Filistin Devlet Başkanı Abbas, BMGK'dan ateşkesin ivedilikle sağlanmasını, işgal kuvvetlerinin Gazze'den çekilmesini, Uluslararası Adalet Divanı'nın önerilerinin uygulanmasını istedi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ayrıca Gazze'ye gitme kararından söz ederek, "Önümüzde hiçbir çözüm yolu kalmadı, bu nedenle de ben ve tüm Filistin yönetimi üyeleri Gazze'ye gitme kararı aldık, bunu yaparız." ifadelerini kullandı.
Mahmud Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında ölen binlerce çocuğu hatırlatarak "Gazze'ye gideceğim. Bizim hayatımız Gazze'deki çocukların hayatından daha değerli değil." dedi.
BMGK'ya kendilerinin güvenli şekilde Gazze Şeridi'ne ulaşmalarını sağlama çağrısında bulunan Mahmud Abbas, Gazze'den sonra da Kudüs'e gideceğini ifade etti.
Müslüman liderlere ve BM Genel Sekreteri'ne İsrail'in saldırılarını durdurmak için Gazze Şeridi'ni ziyarete katılmaları çağrısında bulunan Mahmud Abbas, "149 ülke Filistin devletini tanırken, yalnızca 50 ülke İsrail'i tanıyor. Dünya ülkeleri adaleti anlamaya başladı ve Filistin devletini tanımaya devam ediyorlar. ABD'yi de Filistin'i tanımaya zorlayacağız." dedi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın TBMM Genel Kurulunda 46 dakika süren konuşması, Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekilleri ve davetliler tarafından ayakta alkışlandı. Abbas salondan ayrılışı sırasında milletvekillerini selamladı.
Mahmud Abbas'ın konuşmasının ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "24 Temmuz'da ABD senatosunda bir savaş suçlusu, aynen böyle meclis kürsüsüne çıkarak, her noktası ve her cümlesi yalana dayalı şov olan bir konuşma yapmıştı. Bugün burada Mahmud Abbas'ın her cümlesinde hakikati ve Filistin davasını ifade ettiği bu güzel konuşması dolayısıyla her biriniz adına yürekten teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı. Kurtulmuş daha sonra olağanüstü toplantıyı kapattı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Ankara’da TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı ve önemli açıklamalarda bulunduğu konuşması tarihe geçmiştir. Numan Kurtulmuş’un şahsında TBMM’ne ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.