Çin Rusya İttifakı yeni Varşova Paktı’dır
Devlet misin ordunun gücü kadar konuşursun.. İsrail’in yaptığı uşaklık. Yunanistan ve İsrail’e bak, Batıcılığın ne olduğunu anla. Batıcılık, uşak şımarıklığıdır.
İsrail denen terör örgütü, Amerika’nın eli altında duruyor; yapmak istemediği işi, canla başla yapıyor. ABD İslam ülkelerinde İsrail maşasını kullanıyor.
Siyonist terör örgütü İsrail, gözünü kan bürümüş, kontrolsüz bir saldırganlıkla Lübnan’ı bombalıyor, işgal ediyor. İran’a, Suriye’ye saldırıyor.
Gazze’de bir ordu yok! Hiçbir ağır silah bulunmuyor. İsrail, Gazze’yi haritadan silecek şekilde nükleer silahı kullanmaktan bahsediyor. İran nükleer tehdidi söylemi, İsrail’in nükleer gücünü meşrulaştırıyor ve örtüyor. İsrail sadece Gazzeliler için değil, bütün İslam alemi için, insanlık için bir tehdittir.
ABD doğu Akdeniz’de sürekli gemi bulundurup doğrudan müdahale edeceğine güneyde İsrail’i ve kuzeyde Yunanistan’ı kullanıyor. ABD Ortadoğu’yu Lüblanlaştırıp İsrail’i NATO’ya almayı planlıyor.
NATO’NUN KÜRESEL VİZYONU
Günümüzde Ukrayna Rusya savaşı, dünya güvenlik stratejilerini ve askeri ittifak yönelimlerini yeterince ortaya koyuyor.
Atlantik İttifakı’nın güvenlik aracı NATO, Avrupa-Atlantik güvenliğinin tehlikede olduğunu söylüyor. NATO, çok kutuplu bir yapıya evrilen uluslararası sistem içerisinde kendisini yeniden konumluyor ve idealindeki tarihsel rolü kuşanıyor. NATO yeni küresel denklemde Çin ve Rusya karşısında kendine yeni alanlar açma arayışında..
21. yüzyılda stratejik konseptini revize eden NATO’nun yeni misyonu, Asya-Pasifik bölgesini de kapsayan daha kapsamlı bir yaklaşım. Bu yaklaşım, Asya-Pasifik vizyonunu Çin-Rusya stratejik ortaklığı üzerinden tanımlamakta.
NATO, aslında bir süredir Çin’in gelişimi ve dış politikasıyla ilgili endişelerini dile getirmektedir. 2019 yılında Londra’da gerçekleşen zirvenin kapanış bildirgesinde Çin’in yükselişi ile ilgili endişelerini resmiyete döktü. Washington’da yapılan NATO zirvesinde de Rusya yine akut bir sorun olarak gündeme getirildi, Çin de ortaya koyduğu zorluklar ile yeniden ele alındı ve güvenliğin küresel karakterine vurgu yapıldı.
Zirve sonrasında yayınlanan deklarasyon metninde, "Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında derinleşen stratejik ortaklık ve kurallara dayalı uluslararası düzenin altını oymaya ve yeniden şekillendirmeye yönelik birbirini güçlendiren girişimler derin endişe kaynağıdır." şeklinde bir ifadeye yer verildi. Bu yaklaşım NATO’nun genel tehdit algısında Çin’in de ciddi anlamda yer aldığını gösteriyor.
Çin’i Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın kararlı bir destekçisi olmakla itham eden NATO, Avrupa-Atlantik güvenliğinin tehlikede olduğunu savunuyor. NATO’ya göre Çin, NATO’nun güvenliğine, çıkarlarına ve değerlerine meydan okuyor.
Küresel vizyon kazanabilmek için NATO, Akdeniz’de Güney Kıbrıs Cumhuriyeti ve İsrail’i; Karadeniz’de Ukrayna, Bulgaristan ve Gürcistan’ı; Hazar Denizi’nde Ermenistan ve Azerbaycan’ı, Hint Pasifik’te Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve Avusturalya’yı; Körfez ve Hint Denizinde de Irak ve Hindistan’ı bünyesine katacak görünüyor.
NATO BELGELERİNDE ÇİN’İN MEYDAN OKUMASI
28-29 Haziran 2022 tarihlerinde İspanya'nın başkenti Madrid'de icra edilen NATO zirvesi sonrasında yayınlanan ve on yılda bir gözden geçirilen stratejik konseptte Çin'in mevcut uluslararası düzen açısından "sistemik bir zorluk" olduğu yeniden belirtilmişti. Madrid bildirisinde “Çin Halk Cumhuriyeti de dahil olmak üzere, çıkarlarımıza, güvenliğimize ve değerlerimize meydan okuyan ve kurallara dayalı uluslararası düzenin altını oymak isteyenlerin sistematik rekabetiyle karşı karşıyayız.” denilmiş ve özellikle sistemik rekabetin altı çizilmişti.
Ayrıca “NATO 2030: Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik” isimli stratejik konsepte katkı sağlayan önemli bir raporda da Çin’in 2030’a doğru sistemik anlamda daha önemli hale geleceği ve bu bağlamda NATO’nun “siyasi yoğunluklu bir strateji” geliştirmesinin gerekliliği üzerinde durulmuştu.
Çin’in sistemik bir zorluk olduğunun stratejik konsept içerisine resmen işlenmesi NATO’nun önümüzdeki on yıl boyunca izleyeceği Asya-Pasifik stratejisi hakkında son derece önemli bir aşamaydı.
Bu çerçevede Japonya, Güney Kore ve Avustralya, 2022 yılında Madrid’de yapılan zirveye katıldılar. 2023'te Vilnius’ta gerçekleşen zirveye, ek olarak Yeni Zelanda da katıldı. 2024 yılındaki Washington zirvesinde de aynı ülkeler katılım gösterdi.
Vilnius’taki toplantıda Hint-Pasifik bölgesinin NATO için önemli olduğu, bu bölgedeki gelişmelerin Avrupa-Atlantik güvenliğini doğrudan etkileyebileceği belirtildi. Vilnius bildirisinde “Çin Halk Cumhuriyeti'ni sorumlu davranmaya ve Rusya'ya herhangi bir ölümcül yardım sağlamaktan kaçınmaya çağırıyoruz.” şeklindeki ibare dikkat çekti.
Artık NATO, Çin’i açıktan “stratejisi, niyetleri ve askeri yığınağı konusunda şeffaf olmadığı” konusunda uyarmaktadır ve Çin’in meydan okuduğu mesajını sürekli yinelemektedir.
DÜNYA SİSTEMİNDE YENİ YAPILANMA SÜRECİ
2019 yılından 2024 yılına son beş yıldaki NATO’nun stratejik metinlerinde yer alan ifadelerin serencamı bize önemli veriler sunuyor. Çin’in Rusya ile stratejik ortaklığı, stratejik bir zorluktan sistemik bir meydan okumaya dönüşmektedir.
Washington’da yapılan son zirvede Çin Rus ittifakı derin bir endişeye neden olmuştur. Kısaca NATO’nun tehdit algısı, gözle görülür bir şekilde dönüşmektedir.
Öte yandan Washington zirvesinde yaşanan diğer bir gelişme ise NATO’nun 2024 yılında savunma ve modernizasyon harcamalarını yüzde 18 düzeyinde artırmayı planlamasıdır. NATO’nun doğu kanadına savaşa hazır kuvvetler yerleştirilmesi de bir diğer önemli husus.. .
NATO’ya göre Çin'in stratejik rekabeti ve Rusya ile derinleşen ortaklığı, kurallara dayalı uluslararası düzeni sarsma potansiyeline sahiptir.
Bu çerçevede NATO, Asya’ya yöneldiğini kabul etmezken; tam aksine Çin’in kendilerine yaklaştığını düşünüyor. Çin ise daha önce de defalarca ifade ettiği gibi bu bildiriyi de soğuk savaş zihniyetinin ürünü olarak kabul ediyor ve NATO’yu soğuk savaş mantığı içerisinde hareket etmekle itham ediyor. Bu diyaloglar sahnede seyirci önünde ABD ve Çin’in resmi hasbihali..
Sonuç olarak, NATO'nun stratejik metinleri sadece ittifakın savunma stratejilerini değil, aynı zamanda küresel güvenlik dinamiklerini de yeniden şekillendirmektedir. Bu bağlamda NATO, çok kutuplu bir yapıya evrilen uluslararası sistem içerisinde kendi etki alanını genişletiyor ve yeni rolüyle uluslararası ortamda yerini alıyor.
NATO’nun stratejik metinlerinde yer alan hususlara binaen Çin ve Rusya da boş durmuyor. Bu dünya güçleri arasındaki rekabet süreci hibrit bir soğuk savaş üzerinden yapılanıyor ve küresel güvenliği karmaşık bir denklem haline dönüştürüyor.
NATO karşısında Çin ile Rusya’nın stratejisini, yeniden açtıkları Varşova Paktı’na Çin’in dahil olması şeklinde tanımlayabiliriz. Gürültüden ve toz dumandan uzakta bakılınca küreselleşme, NATO ve Varşova Paktı’nın dünya çapında genişlemesinden ibaret. NATO ve Yeni Varşova Paktı’nın korktuğu bir şey var, o da İslam aleminin CENTO’yu yenden açması ve bu kez bağımsız bir strateji izlemesi.
Mustafa Yürekli / Haber7
-
Doğrucu Davud 1 ay önce Şikayet Etİkinci dünya savaşı Müsşüman ülkelere toparlanmak için bir fırsat vermiştir, eğer sabsşa biz de katılsaydık şimdi daha kötü durumda olurduk, arzumuz odur ki birbirlerini yesinler biz de bir nebze olsun huzur bulalım, öümlünse iti ite kurdırmak lazımdır.Beğen
-
Habil 1 ay önce Şikayet Etİyi hoş da, çin ve Rusya çok mu iyi, Rusya daha düne kadar, Azerbeycandan kırgızistana tüm türk coğrafyasını işgal etmedi mi? Çeçenistan, Dağıstan vs onlarca ülkeyi işgal altında tutmuyor mu? Çin Doğu Türkistanda katliam yapmıyor mu, hadi natoyu kapattık, Rus ve Çin yayılmasına nasıl engel olunacak, bir de onu yazsanız?...Beğen Toplam 2 beğeni