Recai Kutan: İtidal timsali bir aydın
Recai Kutan’ı Hakk’ın rahmetine, ebediyet alimine uğurladık; kendine Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine de sabr-ı cemil diliyorum. Mekanı cennet, makamı ali olsun inşallah, nur içinde yatsın.
Ülkemizde GAP projesini yapan mühendis, DSİ kökenli bürokrat ve Milli Görüş liderlerinden biri olan siyasetçi olarak tanınıyor. Vefatından sonra hakkında iki yazı yayınladım bu köşede: 1.‘Recai Kutan’ın vefatından sonra yayınlanmasını istediği belgeseli’ yazısı. 2013 yılında altı ay haftada iki gün kameranın karşısına oturup yakın tarihi, hayatını ve Milli Görüş Hareketini anlattı. Türkiye’ye, Malatya'ya, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya büyük hizmetleri dokunan Recai Kutan ile sıcak ve samimi bir ortamda röportaj gerçekleştirdik, çekimler yaptık. Ülkemizin geçmişi, bugünü ve geleceği hakkındaki görüşlerini aldık. Rahmetli Recai Kutan, babacan tavrıyla gönüllerimizi bir kez daha feth etti. Vefatından sonra yayınlanmasını istediği "Reca Bey: Recai Kutan Belgeseli" çıktı ortaya. Belgesel, yakında Kanal 7 ve Ülke TV’de yayınlanacak inşallah.. 2.‘Recai Kutan: Müslüman Lider’ yazımda da siyasi hayatını anlattım. Bu üçüncü yazıda da kişiliği, duruşu, istikamet sahibi oluşu, itidali, cesareti ve örnek teşkil eden dava adamlığı yönünü anlatacağım.
Recai Kutan’ın vefatından sonra yayınlanmasını istediği belgeseli
Türkiye’ye yön veren siyasetçilerin beşiği konumundaki Malatya, bu özelliğiyle şehirlerimiz arasında ön plana çıkıyor. Malatyalı siyasetçiler denilince akla gelen isimlerden biri de Recai Kutan'dır. İsmet İnönü, Turgut Özal, Korkut Özal da Malatyalıdır. Malatya CHP’nin kalesiydi, Recai Kutan kurtardı. Malatya’yı CHP’nin elinden nasıl aldığını şöyle anlattı:
“Vakti zamanında, CHP'nin elinden Malatya'yı kurtarmak için Erbakan'a bir teklif götürmüştüm. Erbakan'ın prensibi ‘Bizim aleyhimize olacak hiçbir tabloyla, işe giremeyiz’di. CHP'nin en büyük avantajı belediyeyi ellerinde bulundurmasıydı. Diğer partiler bir araya da gelse de, adamlar kazanıyordu. ‘Biz bir müşterek aday çıkaralım’ dedim. Erbakan Hoca bağımsızı kabul etmedi. Bir hafta sonra kendisiyle tekrar görüştüm. ‘Senin elinden kurtulmak mümkün değil’ dedi. Ben Hamit Fendoğlu’nu desteklemeyi önerdim. 11 Aralık 1977 yerel Seçimleri'nde MHP, MSP ve Adalet Partisi'nin dışarıdan desteğiyle bağımsız listeden eski CHP'li başkan Mehmet Kırçuvaloğlu’nun önünde Malatya Belediye Başkanı seçildi. Daha sonra Hamit Fendoğlu MHP'ye geçti. Biz böylece Malatya’yı kurtardık. CHP takımı gitti.”
Recai Kutan, ömür boyu geniş bakış açısıyla Malatya’yı kurtardığı gibi Türkiye’yi de kurtarmak için çalıştı, starateji ve taktikler üreten bir aydın, entelektüel bir politikacı oldu. Koalisyon görüşmelerinde hep önde oldu.12 Eylül ve 28 Şubat müdahalelerinde istikamet üzere politikalarını korumayı başardılar..
Recai Kutan’ı farklı kılan bir özelliği vardır: Edebiyat sevgisi. Recai Kutan “O dönemde fen bilimlerine çok ilgim vardı; diğer yandan sosyal ve edebiyata da yöneldim. Belki Arif Nihat
Asya olmasaydı, sadece fen bilimleriyle ilgilenecektim. Okul müdürü Arif Nihat Asya'nın bütün şiirlerini ezberlemiştim. Bayrak şiirini hemen hemen tüm talebeler ezbere biliyordu zaten. Arif Nihat Asya ve diğer şairlerin de etkisiyle, bizim jenerasyona bugün en basiti ‘4 tane şiir oku’ derseniz okurlar. Ben bir ara Ahmet Haşim'in bir şiir kitabını başından sonuna ezberlemiştim. O dönemde Mehmet Akif ve Necip Fazılı da çok yakından takip ediyorduk” şeklinde anlatıyor edebiyata ilgisini.
“İstanbul Teknik Üniversitesi”nden mezun olan Recai Kutan, Korkut Özal ile birlikte DSİ’ne girdiler, Malatya'ya tayin edildiler. Korkut Özal'ın babası banka müdürüydü. Annesi, Hafize Hoca Hanım öğretmendi. Turgut Özel ile Korkut Özal, Recai Kutan’ın mahalle arkadaşıydı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde birlikte okudular. İskenderpaşa Cami’ndeki Mehmet Zahit Kotku’nun vaz ve sohbetlerine devam ettiler. Korkut Özal ile birlikte Malatya Projesi diye bir proje hazırladılar. Yüzde doksan başarıyla uygulanan Malatya Projesi bürokraside yolunu açtı.
Mehmet Zahit Kotku, yakından ilgilendiği gelecek vaat eden gençlerden Korkut Özal ve Recai Kutan’ı ziyaret etmek ve çalışmaları yerinde görmek için Malatya’ya geldi; misafirleri oldu, çalışmaları değerlendirdi, onlara nasihat etti, dua etti. Kotku Hocaefendi onlara “Barajlar, ülke kalkınması için şüphesiz önemli ama tabiatta kurtlar, kuşlar var, tavşanlar, kablumbağalar, yılanlar da var, onlar da önemli. Barajları yaparken tabiatı tahrip etmeyin, hayvanların hakkını riayet edin.. yaratandan ötürü yaratılanlara şefkatli, merhametli olun” dedi.
Birey ve toplum için fizik olarak büyümek yetmez, gelişmek de gerekliydi. Kendi medeniyetinin içinde her faaliyet alanında yetkinleşmeden, olgunlaşmadan çıtalar yükseltilemezdi. Kotku Haocaefendi, Batı’nın seküler bakış açısıyla tabiata karşı sorumsuzca davranılmasını önlemeye çalışıyordu. Bir başka deyişle GAP’a ruh üflüyordu. Çağdaş olmak, başkalarının çağını yaşamak değildir, Fatih Sultan Mehmet gibi yeni bir çağ açmak ve sürekli çağın standartlarını belirlemektir. Dolayısıyla İslam medeniyetini savunmaydı dava.
Süleyman Demirel, DSİ’de Genel Müdür olunca Recai Kutan da 27 yaşında DSİ Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü oldu. Daha sonra DSİ Genel Müdür Yardımcısı oldu.. Recai Kutan’ın büyük projeleri uygulamaya geçiren başarılı bir bürokrat olmasının arka planında maneviyatı, şahsiyeti ve ahlakı vardı. Recai Kutan, istikamet sahibi, itidalli, iyi niyetli, entellektüel, çalışkan, hizmet sever ve fedakar bir aydındı. O ne ilgisiz kaldı insanlık ve ülke meselelerine ne de çıkarı için gücünü kötüye kullanmaya kalktı.. Recai Kutan itidal timsali bir aydın olarak davaya hizmeti seçti, samimi bir şekilde gücü oranında çalıştı.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Süleyman Arif Emre, Rıza Ulucak, Recai Kutan, Lütfi Doğan, Fehim Adak, Ahmet Tekdal, Şevket Kazan, Oğuzhan Asiltürk, Yasin Hatiboğlu, Cevat Ayhan, Temel Karamollaoğlu ve Bahri Zengin’nden oluşan dev kadrosuyla Milli Görüş Hareketi, Anadolu’nun tarih tezi olan İslam’ın vicdanlara hapsedilmiş bir akaid olmaktan çıkarıp, 1969 – 2002 arası 33 yıllık dönemde, bir ahlak, bir hukuk ve bir medeniyet olduğunu savundu.. Milli kültürümüzün canlandırılması ve medeniyetimizin inşası için çalıştılar.
Recai Kutan’ın da liderleri arasında bulunduğu Milli Görüş Hareketi, 12 Eylül öncesinde terörle arasına mesafe koydu. Ülkenin sanayileşmesine öncülük etti; bağımsız, güçlü ekonomi olmadan hiçbir şey olmazdı. İmam hatip liselerinin önünü açtı, yasal yoldan milli kadroların yetişmesini sağladı. Daha da önemlisi İslam aleminin birliğini, güvenliğini, huzurunu dava edindi; D8 ile İslam birliği idealini kurumsallaştırdı. ABD ve Avrupa merkezli siyaset arenasında milli siyaset kültürünü canlandırdı ve milli tezi gündeme getirdi hep.
Recai Kutan, sadece kişisel çıkarını düşünse, Süleyman Demirel ve Turgut Özal’ın partilerinde köşeye dönme fırsatı vardı. İkisi de bunu çok istediler, parti kontrollerinden çıkma sürecine girince.
Recai Kutan, dava adamı olmayı seçti; kendini milletine, medeniyetine ve devletine adadı. Zorla modernleştirilen, dünya gücü olması engellenen, Avrupa’nın ‘yardımcı gücü’ olma rolü biçilen milletimizin ayağa kalkması, tuttuğunu koparır ve söz geçer hale gelmesi için çalıştı.. Allah ondan razı olsun, rahmetiyle muamele etsin.
Mustafa Yürekli / Haber7