İran Karşıtları Cephesi
* * * İgnatiusun yazısı şu iki soruyla başlıyordu: 1) Suriye ve İsrail arasında neler oluyor? 2) Türkiyenin arabuluculuk çalışmaları gerçek ve etkili mi? Biliyorsunuz, Ankara bir süredir iki ülkenin arasını yapmaya girişti. İki tarafla görüşüp, çözümsüzlüklerin giderilmesine çalışıyor. Peki ama hem Suriye hem de İsrail buna neden razı oluyor? * * * Soruları yanıtlamak ve gelişmelerin arka planını çözmek için İgnatiusun yaptığı gibi adım adım gitmekte fayda var. Öncelikle görüşmelerin başlama zamanına dönelim... * * * * * * İranın Hizbullah yolu ile devleşen etkisi Suriyeyi rahatsız etti. Böylelikle Şam yönetimi İsrail ile diyalog kurmak için, iki ülkenin nadir dostu Türkiyeye döndü yüzünü. İsrailden de Türkiyenin arabuluculuğuna yeşil ışık yanınca süreç başladı. * * * Peki fırtınalı bir ilişki yaşayan İsrail ve Suriye neden anlaşma yoluna gitme kararı aldılar? Bu sorunun iki taraf için farklı cevapları var. İsrail için en büyük neden Suriyenin İranla yakınlaşmasını önlemek. İsrail yönetimi, Lübnan savaşıyla birlikte gittikçe istikrarsızlaşan bir Ortadoğu gördü ve bundan ürktü. Lübnan, İran ile arasında bir çarpışma sahasına dönüşmüştü. Üstelik çarpışmanın ilk etabını İsrail kaybetmişti. Suriye de silahlamasını hızlandırıyordu. İsrail bu tabloya baktı ve stratejik etkisini kaybetmemek için bir şeyler yapması gerektiğini düşündü. * * * Gelelim Suriyeye... İsrailin Golan Tepelerini iade edeceğinin sinyalini alınca, Türkiyenin arabuluculuğuna verdiği önemi artırdı. Şam, İrandaki mollalar yerine laik Türkiyeye yakınlaşmayı daha güvenilir buldu. * * * Peki arabuluculuk süreci ne getirdi, ne götürdü? Henüz çalışmaların gözle görülür bir etkisi olmadı. Ancak İsrail-Suriye ve Türkiyenin bu yolla birbirine yakınlaştığı ve İrandan uzaklaştığı ortada. Zaten son dönemde İranın nükleer gücüne karşı durmak için planlanan en etkili strateji tecrit. * * * Washington bir süredir uslanmaz ve tehlikeli çocuk İran ile nasıl baş edeceğinin planlarını yapıyor. Şahinler olarak bilinen neoconlar bunun yolunun en kısa sürede yeni bir savaş cephesi açmak olduğunu ileri sürüyorlar. Bush Hükümeti ise İranın önünü kesmek için yalnız bırakmanın etkili olacağını söylüyor şimdilik. * * * Sorun öyle bir hale geldi ya da getirildi ki anlaşmazlıklar coğrafyası olarak bilinen Ortadoğu uzun süredir ilk kez ortak bir konu etrafında birleşti sanki. İran tüm kötülüklerin anası etiketinin kurbanı olma yolunda hızla ilerlerken Suriye, İsrail ve Lübnan gibi uzlaşmaz aktörler onun etrafında uzlaşma sinyalleri veriyorlar. Ve bu sinyaller Türkiyenin imajına yarıyor. -------------------------------------------------------------------------------- Ahmet Altanın cevabı Taraf Gazetesi son günlerde yaptığı haberlerden dolayı hedefte yer alıyor. Genelkurmayın özel raporlarını, Başbuğ-Paksüt görüşmesini, Dağlıca baskını ile ilgili iddiayı bu gazete ortaya çıkardı. * * * Ardı ardına statükoya yönelik alışılmadık tarzda haberler yayınlanması, ibadethanesinde yıllardır sakin sakin duasını eden ve gerisini de merak etmeyen bazı çevreleri altüst etti. Boş zamanlarında komplo teorisi üretmeye bayılanlar hemen en sevdikleri işe yöneldiler ve Tarafı etiketlemeye giriştiler. Haberlerin doğru olup olmadığını değil, gazetenin para kaynaklarını merak ettiler. * * * Ahmet Altan dünkü köşesinde Taraf ile ilgili iddialara cevap niteliğinde bir yazı yazdı. Tartışılan belgeler neden Tarafa geliyor? diye soran çevrelere Çünkü bu haberleri onlar değil biz basıyoruz cevabını veren Altan gazetecilik yapana haberin geleceğini ileri sürdü. * * * Taraf put yıkıcılığa soyundu. Replikleri söylemek yerine doğaçlama konuşuyor. Bu iş her toplumda ama özellikle bizimki gibi kapalı toplumlarda yürek ister. Saldırılara sağır kulaklar, kör gözler ister. Tarafın daha gidecek çok yolu var. Ve o yolu gitmesini sağlamak şeffaflık özleyen herkesin gayesi olmalı...
2006 yazı, hatırlamak istemediğimiz bir yazdı. İsrailin Lübnanı vuruşuna, sivillerin bombalanmasına tanık olduk. Savaşın sebebi ortadaydı: Hizbullahın Lübnandaki faaliyetleri, İsraile yönelik saldırıları. Ancak asıl rahatsızlık Hizbullah adı altında İrandı. Tahranın örgüt üzerindeki etkisi ve Nasrallahla yakın ilişkileri İranın, Lübnandaki elinin gücünü gözler önüne serdi.
-
ayhan birol 17 yıl önce Şikayet Ethayret akşam'da böyle yazar'da var. Nagehan alçı bazı yazılarıyla dikkat çekiyor.izliyorum...Beğen