Nagehan Alçı
Nagehan Alçı
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Şto proizhodit? (*)

GİRİŞ 30.08.2008 GÜNCELLEME 30.08.2008 YAZARLAR

Ve önümüzdeki dönemde şekillenecek Amerikan politikalarının bölgedeki durumu nasıl etkileyeceğini analiz ettim. Ancak gelişmeler salt ABD’nin tutumuna bağlı değil elbet. Biliyoruz ki Rusya’nın bakış açısını anlamadan yaşanacakları kestirmek olanaksız. Bu yüzden bugün de Moskova’nın meseleye bakışını deşifre etmeye çalışacağım.

* * *

Öncelikle teslim etmek gerekir ki; iletişim konusunda ABD yarışa 1-0 galip başlıyor. Dünya medyası İngilizce avantajı dolayısıyla Amerikan kaynaklarına daha yakın. İngilizce Rus kaynak bulmak hayli güç. Bu da Rusya’nın perspektifini anlamayı zorlaştırıyor.

* * *

Benim bu konuda güvendiğim iki kaynak var: Moskova’da Kremlin üzerine çalışan Rus bir gazeteci dostum ve Washington’daki önde gelen düşünce kuruluşlarından Carnegie’de görev yapan Rus uzman Dmitri Trenin. Bu yazıdaki tespitlerimi iki ismin görüşlerinden faydalanarak kaleme alıyorum.

* * *

Bu krizi anlamak için birkaç yıl geri gitmek şart. 2006’dan itibaren Rusya’yı dikkatli bir şekilde inceleyenler ondaki değişimi fark edecektir. Bu tarihten sonra Putin yönetimindeki ülke, SSCB’nin dağılmasından sonra ite kaka sürdürdüğü Batı’ya eklemlenme çabasına son verdi. Onun yerine Moskova merkezli, kendi sistemini kurmaya yöneldi. Bu bir sürpriz değildi. Zira Putin 2007’de Münih’teki NATO zirvesinde yaptığı konuşmada “Biz zayıfken siz Batı dünyası, üzerimizden yürüdünüz. Artık eski gücümüze kavuşuyoruz. Bizi ezemeyeceksiniz. Kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız” demişti. Bugün olanlar bu cümlenin hayata geçmesinden başka bir şey değil.

* * *

Rusya son krizde her ne kadar dünya sahnesine yeniden dönme fırsatı elde etmiş olsa da krizin çıkmasından memnun olmuş işareti vermiyor. Moskova’da ağırlık kazanan görüşe göre Gürcistan’ın ateşlediği fitil bölgeye zarar veriyor. Ve bu işin sorumluluğunun Rusya’ya yüklenmesi Medvedev Hükümeti’ni çıldırtıyor.

* * *

Kısacası Rusya, Gürcistan’ın kaşımasıyla yaptığı gövde gösterisinin kendi inisiyatifi ile genişletilip devam ettirildiği kanısından rahatsız. Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlıklarını tanımasına Batı’nın tepki göstermesini “ikiyüzlülük” olarak tanımlıyor. Çünkü Rus siyasetçiler Kosova ve bu iki merkezin bağımsızlığı arasında bir fark görmüyor.

* * *

Gelelim Moskova’nın Türkiye’ye karşı tavrına... Son günlerde ABD, İngiltere ve İsrail’in birbirine giderek daha çok yakınlaşıp, Rusya’ya karşı kamplaştığı görüşünü neredeyse herkes kabul ediyor. Rusya’da bu kampla Türkiye’yi özdeşleştiren bir eğilim henüz güçlenmiş değil. Ama Boğazlar’dan geçen Amerikan gemileri Ankara’yı Moskova’dan uzaklaştırdı.Bu yüzden Medvedev Hükümeti Türkiye’ye bu dönemde temkinli yaklaşmaktan yana. Bu da belirli bir mesafeyi koruyup, ne müttefik ne düşman olmak anlamına geliyor.

* * *

Aynı düşünce ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımına da hakim. Washington’a rağmen Kafkas Paktı girişimine ön ayak olan Türkiye, ABD’nin güvenini sarstı. Rusya’ya yakınlaşıyor izlenimi verdi. Bu yüzden Washington da Rusya gibi ne müttefik ne de karşı kamp olarak görüyor Türkiye’yi. Cheney’nin salı günü çıkacağı Kafkasya gezisinde Türkiye’yi teğet geçmesi, Rice’ın Fransa’dan Gürcistan’a buraya uğramadan gitmesi bu yüzden.

* * *


Kısacası bizim açımızdan hepsine yaranalım derken hiç birine yaranamama gibi bir durum söz konusu. Türkiye “tarafsız büyük abi” rolüne kendini daha çok kaptırırsa bir çölde tek başına kalabilir.

(*) Rusça: Neler oluyor?

NAGEHAN ALÇI - AKŞAM

nagehan@nagehanalci.com

YORUMLAR 1
  • baybars can 17 yıl önce Şikayet Et
    emperyalizmin yanlısı olmak.. esas emperyalizmin tarafı olmak bize kaybettirir 2 emperyalist 2 sininde eli müslüman kanı var hatta bizim kanımız var ellerinde hiçbir zaman emperyalizmin tarafları kazanmaz emperyalizim olan devlet kazanır,esas 2 zalimden birinin yanında olmak bize 80 senedir kaybettirdiği şeyin aynısını kaybettirir zalimlerin yanında olmak en çok zalimlerin yanında olana kaybettirmiştir,abd ve rusya yada başka bir güç bu bölgeden çekilmedikçe ne bize ne dünyaya nede bölgemize birşey kazandırır.
    Cevapla