Dün önemli bir gündü. Çünkü dün Türkiye, önümüzdeki dönem dünya siyasetinde oynayacağı rolü tayin edecek bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu toplantı Türkiye-Afganistan-Pakistan ortak zirvesiydi.

* * *
Zirvenin iki ülke ile iyi ilişki kurmanın ötesinde bir anlam taşıdığını anlamak için ABD’ye bakmak gerek. Biliyorsunuz, Obama 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturacak. Ve o günden itibaren Washington başta olmak üzere dünya yeni bir döneme girecek. Bu dönemin anahtar coğrafyaları Afganistan ve Pakistan olacak. Çünkü terörle savaşın yeni dönemdeki odak noktaları bu merkezler.

* * *
ABD’nin seçilmiş başkanı, Irak’tan yavaş yavaş çekilecek ancak çekilirken terörle savaşı bitirmeyecek. Bugüne kadar verdiği mesajlar, cepheyi Afganistan’a kaydıracağı yönündeydi ancak geçen hafta bu köşede de dile getirdiğim gibi savaş coğrafyası Pakistan’ı da içine alacak şekilde genişleyecek gibi görünüyor. İşte bu yüzden de dün yapılan toplantı Türkiye açısından çok önemli.

* * *
Türkiye bu toplantıyla iki ülke arasındaki arabuluculuk görevini teyit ediyor. Afganistan ve Pakistan sınırındaki kanunsuz bölgede gerçekleşen saldırıların önüne geçilmesi için yürütülen görüşmelerde siyaset belirleyici olduğu mesajını veriyor.

* * *
Böyle bir görev ABD’ye karşı elimizi güçlendirecektir. Ankara, Afganistan ve Pakistan coğrafyasındaki terörde “watchdog” (bekçi köpeği) görevini üstlenirse global düzeyde siyaset yapıcı fonksiyonunu pekiştirir. Bu da Türkiye’yi yeni Amerikan politikasında etkin bir konuma getirir. Hatta PKK konusunda Amerika’dan alınan desteği canlandırır...

* * *
Bu yüzden aralık ayı çok önemli. Şimdi Türkiye’nin attığı adımlar önümüzdeki dört yıl boyunca ABD’nin ona bakış açısını belirleyecek. Obama ve kabinesi harıl harıl politikalarını şekillendirme telaşında. Bu esnada konuların uzmanlarından destek de alıyorlar. Son olarak Dış İlişkiler Konseyi (CRF) ve Brookings Enstitüsü yeni hükümet için öneri niteliğinde bir rapor hazırladı. O raporda Türkiye’nin Ortadoğu’da edindiği etkin rolün önemine ve yeni başkanın bunu teşvik etmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Ankara’nın bölgede kilit rol oynayabileceği öne sürüldü.

* * *
Hazır bu havayı yakalamışken Washington’ın elini ayağını bağlayan Afganistan-Pakistan coğrafyası ile ilgili varlık göstermek Ankara’yı dünya siyasetinde söz sahibi yapacaktır.

---

Gül ziyaretini neden iptal etti?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bayramda Diyarbakır’a gitmeyeceğini açıkladı. Gerekçe olarak kulağındaki rahatsızlığı gösterdi. Acaba bu gerekçe ne kadar gerçekçi?

* * *
Gül’ün ziyaretine dün kesin gözüyle bakılıyordu. Resmi bir açıklama yapılmamış bile olsa Cumhurbaşkanı bizzat “Evet bu ziyareti düşünüyorum” demişti. Peki ne oldu da karardan vazgeçildi? Ortada hakikaten ciddi bir rahatsızlık var mı?

* * *

Yoksa akla iki ihtimal geliyor: Ya güvenlikle ilgili bir sıkıntı yaşandı ya da Başbakan’la yaptığı görüşmeden sonra Gül ziyaretten vazgeçti. Eğer öyleyse görüşmede konuşulanlar son dönem siyaset dengelerini anlamak açısından hayati önem taşıyor.

Nagehan Alçı - Akşam
nagehan@nagehanalci.com