Malum-u aliniz olduğu üzere bendeniz Bursa’da ikamet etmekteyim. Bu bağlamda gerek Bursa’da ikamet ediyor olmam nedeniyle ve gerekse yerel yönetimlerle olan yakın temasım vesilesiyle sık sık tanıtım toplantılarına davet ediliriz.

Seçim sath-ı mailine girilen süreçlerde anılan toplantılar hayli sıklaşır ve biz de mümkün olduğunca bu davetlere icabet etmeye çalışırız.

Dün, bu toplantılardan birisinde idim…

Yaşadığım bölge olan Yıldırım’ın değerli başkanı Sayın Oktay Yılmaz, 5 yıl boyunca yaptığı hizmetleri takdim için basının önüne çıktı.

Açık söylemek gerekirse 150’ye yakın gazetecinin iştirak ettiği bu tanıtım toplantısında gördüklerim hayli etkileyici idi.

Yıldırım, Bursa’nın yönetilmesi en meşakkatli ilçesi…

Neden derseniz, şu örneği vermem tek başına yeterli olur sanırım.

Yıldırım ilçesi Bursa’nın yüzölçüm olarak yüzde 1’ine tekabül ediyor lakin barındırdığı nüfus, Bursa’nın yüzde 22’si…

Gördüğünüz gibi nüfus ve yüz ölçüm arasında fevkalade bir dengesizlik var. Bu da hizmetlerin gerçekleştirilmesini ve bölge halkına ulaştırılmasını hayli meşakkatli kılmaya yetiyor zaten.

Yukarıda, başkanın yaptığı takdimde gördüklerimin çok etkili olduğunu ifade etmiştim. Böylesine orantısız bir yüzölçüm-nüfus dağılımının olduğu bölgede, aşağıda birkaç örneğini sunacağım hizmetlerin hakkının verilerek yapılmasıyla birlikte çarpıcı bir şekilde icra edildiğine tanık olmak, ister istemez insanı etkiliyor. 

Başkan için en zorlu olan şüphesiz ki, ‘kentsel dönüşüm’ diye tanımladığımız ve ‘asrın felaketi’ sonrasında çok sıkça duyduğumuz hayati derecedeki önemli olgu olsa gerek.

Bursa varoşlarının kahir ekseriyetinin kümelendiği Yıldırım ilçesi, bu olguyu daha da önemli kılmakla beraber kaçınılmaz olarak hayli zor şartlar altında tatbiki neticesini doğuruyor.

Buna rağmen pilot bölge seçilen Mevlana mahallesinde gerçekleştirilen dönüşüm, bu alanda gerçekten örnek gösterilebilecek nitelikte.

Oktay Yılmaz yaptığı sunumda verdiği hizmetleri görsel materyaller ve videolar eşliğinde etraflıca takdim etti.

Kentsel dönüşümden altyapı hizmetlerine alternatif yollardan köprü inşasına, asfalt üretiminde çevre temizlik alanındaki çalışmalara kadar her konuyu ayrıntılarıyla anlattı.

Şüphesiz ki her biri çok önemli ve değerli hizmetler lakin bendeniz, hususi anlamda ilgi alanıma giren kültür-sanat faaliyetlerine dair birkaç örnek vermekle yetineceğim.

Bunların başında, sadece Bursa’da değil, Türkiye’de de yankılanan ‘uyumayan kütüphane’ hizmeti geliyor.

‘Uyumayan kütüphane’ adından da anlaşılacağı üzere 7/24 saat hizmet veren yani yılın 365 günü gece-gündüz açık olan bir kütüphane.

Kütüphanede 20 binden fazla kitap var ama verilen hizmet yalnızca kitapla sınırlı değil.

Eğitimin her safhasındaki tüm öğrencilere ders çalışma ve sınavlara hazırlanma imkânı sağlamakla kalmıyor, genç insanlar için sosyal aktivite alanı da oluşturuyor bu kütüphane…

Günün her saati açık olması hasebiyle de müdavimlere çay ve çorba ikramı yapılıyor.

Hayli geniş bir alana kurulan bu kütüphane öylesine verimli sonuçlar üretti ki, ikinci bir kütüphane kurmak kaçınılmaz oldu ve onu da hızla hizmete soktular.

Bir diğer örnek, Fatih Sultan Mehmed’in hocalarından Molla Yegân’ın, yıkılmaya yüz tutmuş olan, Kara Eyne Bey’in kurduğu medreseyi onartıp hizmete açmasından ve bir süre burada müderrislik yapmasından dolayı adının verildiği medresenin, aslına uygun olarak restore edildikten sonra hizmete sokulan ‘Çocuk Üniversitesi.’

Çocuklara yönelik bu sıra dışı çalışma da doğrusu hem takdiri şayan hem de hayli etkileyici…

Yıldırım Belediyesinin, ‘birkaç’la sınırlı kitap basımının Oktay Yılmaz’la birlikte 40’ın üzerine çıkması da not ettiğimiz önemli kültür hizmetlerinden birisi.

Bununla birlikte ‘Kısa Film Festivali’ de sanata dair hizmetlerin en kayda değer olanlarından…

Özetle Oktay Yılmaz, 5 yıllık başkanlık sürecinde, pandemi gibi tüm hizmetleri frenleyen bir handikaba rağmen bir hayli başarılı bir görüntü sergilemiş durumda.

Toplumun her katmanından insan, bu hakkı teslim ediyor.

Bu satırların yazıldığı ana kadar Yıldırım ilçesi için henüz hiç kimsenin aday adaylığı müracaatında bulunmamış olması da sanırım bu kanaatimizi destekler nitelikteki enteresan bir gelişme olsa gerek.

Yazımızı, Oktay Bey’e, başarılarının devamı dileyerek noktalayalım.

Yolu açık olsun…