Yeniden Refah nereye koşuyor?
Yapılan uzun pazarlıklar sonuç vermedi ve 2023 genel seçimlerinde Cumhur ittifakı içerisinde yer alan Yeniden Refah Partisi, 31 Martta yapılacak olan yerel seçimlere kendi parti amblemiyle girmekte karar kıldı.
Şunu en başından ifade etmeliyim ki, bir partinin kendi kurumsal kimliğine atfettiği önem itibariyle seçimlere tek başına girmesi en doğal hakkıdır.
Böyle bir karar eleştiriyle değil anlayışla karşılanır ancak…
Buraya kadar tamam yalnız şu kısım çok önemli.
Yeniden Refah Partisi ittifak için pazarlık yaparken ne kadar tutarlı idiyse, ittifak görüşmelerinin müspet neticelenmemesi üzerine özellikle de partiyi temsil hüviyetini haiz isimler tarafından “ilkesel” anlaşmazlıklar gerekçe gösterilerek ittifaktan vaz geçildiği yönündeki açıklamalarıyla da o denli ciddi bir tutarsızlık içerisine düştüğünü açıkça göstermiştir.
Başından beri kimilerince “at pazarlığı” şeklinde nitelenen pazarlık görüşmeleri olmasaydı eğer bahsi edilen argümanları makul karşılamak mümkündü lakin bırakın aleni pazarlığı, bu partinin orantısız bir talepte bulunduğu herkesin malumu…
Peki, Yeniden Refah Partisi herkes tarafından absürt kabul edilen bu taleplerde neden ısrar etmiştir?
Bu sorunun birkaç cevabı var.
“İmamoğlu’ndan gelen para teklifi” şeklindeki kimi iddiaları (kanıtlanmadığı sürece), çirkin ve kabul edilemez bulduğumu peşinen söylemeliyim.
Esasen bu spekülasyon, gerçek cevabı perdeleyeceği için de menfi bir mahiyet arz ediyor.
Bu önermeyi en başından eleyerek neden böyle bir yaklaşım sergilediklerini irdelemek zannımca daha doğru bir tavır olacaktır.
Yeniden Refah Partisinde Fatih Erbakan’ı manipüle etme gücüne sahip birkaç kişinin bu işte ciddi bir rolünün olduğu yönündeki tespit bence meselenin asıl nirengi noktasını teşkil etmektedir.
Bu birkaç kişiden birisi belki de en önemlisi Gençlik ve Spor eski bakanı Suat Kılıç…
Partiyi yakından tanıyan ve yapılan pazarlıkların detaylarına vakıf bazı zevat, Suat Kılıç’ın görüşmeleri çıkmaza sokan bir yaklaşım sergilediği şeklinde ciddi bir iddiada bulundular.
Bu zevata göre eski bakanın bu husustaki belirleyici rolü tahminlerin fevkinde bir mahiyete sahip ki, bunlar, görüşmelerin olumsuz neticelenmesinin aslında bir ‘intikam’ aracı olduğunu iddia ediyorlar.
Bu hususa dair getirdikleri argüman ise Kılıç’ın bakanlıktan biraz da istiskal edilerek alınması…
Bilmem hatırlar mısınız?..
2012 yılında Erzurum’a yaptığı ziyaret vesilesiyle gittiği okulda bir bayan öğretmen heyecanlanarak kendisine “müdürüm” diye hitap etmiş, Suat Kılıç da bu ifadeye çok bozulmuş ve “sen daha bakanla müdürü ayırt edemiyorsun” diyerek öğretmeni bir hayli rencide etmişti.
Bu hadisenin ardından bakanın bu yaklaşımı bütün çevrelerde olduğu gibi AK Parti'ye yakın basın tarafından da çokça eleştirilmiş hatta ayıplanmıştı.
Sonrasında yapılan kabine değişikliğinde Suat Kılıç bakanlıktan alınmış ve süreç içerisinde de etkisiz bir konuma düşmüştü.
İddia odur ki, Suat Kılıç bu durumu hiçbir zaman hazmedemedi ve imkânını bulduğunda da fırsatı kaçırmadı…
Bunun bir spekülasyon olduğunun elbette ki farkındayım ve bu nedenle de Suat Kılıç’ı bu argümanla suçlamaya hiç niyetim yok.
Benim esas değineceğim husus şudur.
Fatih Erbakan’ı etkileme noktasında olan zevat, kazanmak değil de kaybettirmek mantığına dayanan çok ciddi bir hesap hatası yapıyor.
Bu mantığa göre AK Parti, Yeniden Refah Partisinin aldığı oylar nedeniyle başta İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı olmak üzere birçok belediyeyi kaybedecek ve bu nedenle de YRP’nin ne denli önemli ve stratejik bir ehemmiyete sahip olduğu görülecek…
Bu da anılan partiyi kendi hinterlandındaki oyların cazibe merkezi haline getirecek ve hatta bu vesileyle iktidar yolu açılacak…
Peki, bu mümkün müdür?
Meseleye matematik açısından bakıyorsanız her şey mümkündür lakin tek başına matematik hiçbir şey değildir.
Gerek AK Parti'ye ve gerekse YRP’ye oy veren kitlelerin psikolojisini ve davranış şeklini dikkate almayan bu yaklaşımın, çok büyük bir hüsrana düşmesi mukadderdir.
Bu kitle, özellikle de FETÖ ve PKK’nın desteği ile alternatif konumuna gelmiş karşı ittifakın bu strateji nedeniyle kazanmış olmasını asla sindiremez ve tabiatıyla da asla affetmez.
Bu yüzden de Yeniden Refah Partisi, ‘potansiyel alternatif’ olma yönünde elde ettiği tüm kazanımları, tıpkı SP gibi tamamen marjinal bir hale gelip bir anda heba edebilir.
Varılan bu nokta bize şunu göstermiştir.
Erbakan soyadı üzerinden çıkılan yolda ‘Erbakan basireti ve feraseti’ yoksa konjonktürel kazanımların hiçbir anlamı olmaz.
Hiç kimse unutmamalıdır ki, Allah bir kaza bela vermezse eğer, 31 Marttan sonraki ilk seçimler, bu tarihten tam 50 ay sonra yapılacaktır.
Köprülerin altından nice sular akacak, yanlış hesap Bağdat’ı geçip Fizan’a varacaktır ne yazık ki…
Biz öyle itikat ediyoruz ki, ‘olacak olan olur’ ve ‘olanda hayır vardır’…
Nihat Nasır / Haber7
-
yorgun 9 ay önce Şikayet EtRahmetlinin hatırına kendisine sözüm yok ama şunu iyi bilmeli;etrafında kriptolar var gibi, Fatih beyi Suat kılıç gibiler yanlış yönlendiriyorlar, bu kriptolar Fatih beyi zamanı gelince yolcu ederler.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Salih 9 ay önce Şikayet EtKendisinde bir cacık yok. Babasının mirasını yiyorBeğen Toplam 5 beğeni
-
Mahdumi 9 ay önce Şikayet EtGeçen seçimde yrp ye sempati duyarak milletvekili seçimlerinde hanemdeki 4 oydan ikisini verdim, sırf reisle beraber yol yürüyor diye, eğer İstanbul'da az bir farkla kaybedersek omür billah fatih Erbakan a beddua m ahım olur. Ayasofya'nın hatırına gelin bu sefer kıralım CHP zihniyetini, Eyüp Sultan hazretler, Hz. Fatihi şu küfür prangalarindan kurtaralım. Adamların her calişmasi ........Beğen Toplam 14 beğeni
-
Yusuf 9 ay önce Şikayet EtErbakan Hocanın kemikleri sızlıyorBeğen Toplam 22 beğeni
-
Çal bağlamayı 9 ay önce Şikayet EtAdam Ayasofya yı açtı .Bugüne kadar hiç kimse cesaret edemedi,bu yetmezmi Başka söz söylemeye değmez.yazıkBeğen Toplam 47 beğeni