Hepimizi bir kaşık suda boğmak için fırsat kolluyorlar!
Geçtiğimiz hafta gündemine damgasını vuran önemli gelişmelerden birisi de hiç şüphesiz ki, Bursa’nın Karacabey ilçesinin İYİ Partili belediye başkanı Fatih Karabatı’nın önceki dönemlerde hizmete açılan ‘Kadınlar Plajını’ umuma açık hale getirmesiydi.
Bunların nasıl bir tıynete sahip olduğunu hepimiz biliyoruz elbette.
Mütedeyyin insanlara ölesiye düşman olduklarını ve ellerinden gelse düşman belledikleri bu kesime dünyayı zindan edeceklerini de biliyoruz.
Hatta mümkün olsa bir kaşık su da boğmak istediklerini de biliyoruz…
Karacabey Boğaz sahil şeridi, 22 kilometre ile Türkiye’nin en uzun kumsallarından birisi…
Önceki dönem belediyesi, bu sahil şeridinin kullanım açısından zorlu bir bölgesinde kadınlara özel bir plaj tahsis etti.
Kullanımı zorlu zira umuma açık plajın bitiminden sonra kadınlar plajına giden yol, şose bile değil. Yani üzerine kum kırığı bile serilmemiş toprak bir yol…
İşbu Fatih Karabatı denen herifi, asla dolmayacak kilometrelerce uzunluğundaki sahil kesmemiş olacak ki, derme çatma denebilecek kadınlar plajını da umuma açık hale getirdi.
Maksat ne peki?
Tabii ki, düşman bellediği insanlardan intikam almak!
Onlara, bırakın denizden istifade etmeyi, mümkünse nefes bile aldırmamak…
İnsan, böyle bir durumda ilk önce bu icraatı yapan şahıstan bir gerekçe bekler doğal olarak…
Peki, gerekçesi neymiş işbu Fatih Karabatı’nın?...
Sıkı durun, aynen aktarıyorum…
“Kadınlar plajını lezbiyenler mesken tutmuşmuş…”
Evet, ister inanın ister inanmayın aynen bu gerekçeyle plajı umuma açmış, bu, intikam hırsıyla gözleri dönen belediye başkanı…
Dikkat buyurun!..
İntikam için kadınlar plajını iptal etmek kesmemiş bu özneyi, tutup bir de burayı kullanan kadınlara hayâsız bir iftira eşliğinde hakaret etmiş.
Burayı kullanan insanları töhmet altında bırakan bu terbiyeden yoksun müfteri bu vesile ile de karakter suikastında bulunmaktan zerre kadar çekinmemiş görüldüğü üzere…
Hadiseye muttali olduğum andan itibaren ulaşabileceğim herkese ve her yere bu suikastı iletmeye gayret ettim.
Haber7.com bu mecralardan birisiydi ve tabii ki manşetten gördü bu mühim konuyu değerli arkadaşlarımız.
Yerel anlamda ne oldu peki?
Memnuniyetle söylemeliyim ki, AK Parti Bursa il başkanı Davut Gürkan, ilk andan itibaren bu terbiyesizce saldırının takipçisi oldu.
Gerek sosyal medya hesaplarında, gerekse ilgili birimler eliyle ve gerekse yerel mecliste bu sapıkça saldırıyı gündemde tuttu.
Bunun dışında bu ahlaksız saldırıya orantılı bir tepki verildiğini söylersem yalan olur.
Gönül isterdi ki, en küçük STK da dâhil herkes tepkisini en sert biçimde göstersin…
Ama maalesef istenilen ve beklenilen olmadı…
Peki, bu husus neden önemli?
Önemli zira herifler apaçık bir saldırı halindeler.
Yani gerçekleşen ‘plaj’ olgusundan çok daha ötede ve önemli…
Konu sadece plaj olsa, “plajın canı cehenneme” der unutur gidersiniz.
Lakin mesele dediğim gibi çok daha başka…
Tamamen ortakları CHP ve DEM gibi gavurlaşmış bir zihniyete sahip bu şahıslar, yazının başında da ifade ettiğim gibi hayatı mütedeyyin insanlara zindan etme amacındalar.
Her vesile ile yaşama alanlarını daraltıp düşman belledikleri insanlara nefes bile aldırmama azmi ve cehdi içerisindeler.
İşte bu yüzden, yapılan saldırıyı ‘plajla’ sınırlandırmak hayati önemde bir yanlışlık olur.
Bugün plaj, yarın başka bir şey…
Hak ettikleri tepki verilmediği sürece de birbirini takip eder bu saldırılar.
Burada meşhur hikâyedeki ‘sarı öküz’ tam da bu husustur.
Sineye çekilirse eğer, devamının geleceği gün gibi aşikârdır.
Bu hadiseyle birlikte ilginç bir noktaya daha şahit olduk.
Bizim hakaret olarak algıladığımız ‘lezbiyen’ iftirası, her vesile ile ortalığı rezalete boğan LGBTİ’cileri hiçbir şekilde rahatsız etmedi.
Demek ki neymiş?
Kendilerine hakaret eden AK Partili yahut inanan kesim değilse, gıkları bile çıkmıyormuş…
Bir de bunun aksini düşünün…
Yani AK Partili bir belediye başkanı ‘lezbiyenliği’ suçlama unsuru olarak kullansaydı eğer, neler olurdu?
Emin olunuz ki, başta fondaş medya olmak üzere tüm muhalif partiler ve STK’lar şu an ortalığı yangın yerine çeviriyor olurlardı.
Bu hadise nedeniyle tanık olduğumuz ikinci bir ilginçlik daha vardı.
Bursa’da İYİ Partinin şovmen bir milletvekili var.
Adı Selçuk Türkoğlu…
Benzin bidonlarıyla AK parti binasına saldırmasıyla meşhurdur.
Herhangi bir eylemde beline kadar soyunur, çöpçü elbisesi giyer vesaire…
İşte bu ilginç ve tuhaf özneden de kendi partilisinin yaptığı bu ahlaksız saldırıya dair herhangi bir ses duyulmadı.
İddia ediyorum, bunu AK Partili bir belediye başkanı yapsaydı, işbu bay, derhal denize gider, ayağına paletler geçirir, eline LGBT bayrakları alır ve belki de mayo bile giymeden protesto eylemi yapardı.
Ama görüldüğü üzere çıt yok!
Bunların ahlakları gibi vicdanları da sadece kendileri için anlamlı.
Bu hadise vesilesiyle görüldüğü üzere anılan yapı, toplumun büyük bir kesimine amansızca düşman olduğu için, “hak-hukuk-adalet” gibi kavramların yerlerde sürünmesinden büyük haz alıyorlar.
Bunlar böyle olmalarına böyleler de, bizden ne haber?!
Bu soru, konu hakkında tepkisiz kalıp susanların kulağını çınlatır umarım…
-
konuk 4 ay önce Şikayet Etahlaksızlık diz boyu, lafını bilmeyenlerde var, sığ kafalı diyenler irana afganistana diyenler asıl siz amerikaya avrupaya gidin, orada istediğiniz gibi rahat edersinizBeğen Toplam 4 beğeni
-
Adem 4 ay önce Şikayet EtErdoğan gitsin kim gelirse gelsin diye oy verirsen hak ediyosun önce ıy vereceğin insanlara bakacaksınBeğen Toplam 8 beğeni
-
vatandaş 4 ay önce Şikayet EthaktırBeğen Toplam 1 beğeni
-
Fıkra Bu Kadar 4 ay önce Şikayet EtİYİ Parti ideri Meral Akşener, seçimden sonra İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili nasıl yol izleneceği sorusuna, "Kimse cayamaz. En ufak bir tereddüt yaşanmasın. İstanbul Sözleşmesi yaşatır" yanıtı verdi (1 Nisan 2023)Beğen Toplam 3 beğeni
-
Ziyaretçi 4 ay önce Şikayet EtMütedeyyin insan zaten oraya gitmez gidiyorsa mütedeyyin değildir..Beğen Toplam 4 beğeni