Nihat Nasır
Nihat Nasır
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Halid Meşal’in indirdiği maskeler…

GİRİŞ 16.12.2025 GÜNCELLEME 16.12.2025 YAZARLAR

Hamas’ın yurtdışı sorumlusu ve siyasi liderlerinden olan Halid Meşal’in 10 Aralık’ta El Cezireye verdiği mülakat, İslâm’ı ve cihadı kendi mezhebi çıkarlarına ve sapık ideolojilerine payanda yapan sahtekârların maskelerini düşürecek nitelikte bir mahiyet arz ediyordu.

Mezkûr röportajın dünyada olduğu kadar Türkiye’de de ilginç yansımaları oldu.

Özellikle de göbeğinden İran’a bağlı olan ve itikadını dahi tamamen İran’a endeksleyen güruh bu açıklamalar vesilesiyle gerçek yüzlerini gösterdi.

Türkiye’de İran’a destek veren iki ayrı grup var.

Bunlardan birisi, yukarıda da altını çizdiğimiz gibi siyasi destek vermekle kalmayıp, İran’daki rejimin muktedirlerine biat edecek kadar fanatikleşip itikaden de Şii olan radikaller…

İkincisi ise, siyasal Aleviciliğin merkezine yerleşen Kemalist ve sol tandanslı klikler…

Normal şartlarda birbirlerinin ezeli düşmanı olması gereken bu iki farklı anlayış, bahse konu İran olunca paradoksal bir biçimde ittifak edebiliyor ve hatta ortak eylem dâhi yapabiliyorlar.

Birinci gruptakilerin İran’daki rejimin şeriatını esas alması, ikinci gruptaki din düşmanlarını hiç etkilemiyor olması yahut ikinci gruptakilerin İslâm’a olan husumetlerinin birinci gruptakileri asla rahatsız etmiyor olması ilginçlikten öte siyasi bir anlam taşıyor kuşkusuz…

Peki, nedir, birbirine taban tabana zıt görünen bu iki anlayışı o çok büyük çelişkiye rağmen bir araya getiren?

Bu sorunun tek cevabı var!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Türkiye’ye olan düşmanlık!

Evet, gerçek şu ki, birçok yazımızda da defaatle vurguladığımız gibi Erdoğan’a olan düşmanlık hiçbir sınır tanımıyor…

Mezkûr husumetin neticesi ister İslâm’a muarızlık noktasına varsın, ister Türkiye düşmanlığına dönüşsün, fark etmiyor.

Bu hastalıklı ortak payda, bahsini ettiğimiz kesimleri ışık hızıyla bir araya getiriyor ve eylem birlikteliğine itiyor.

Bunun en son örneği, yazımızın başında dikkat çektiğimiz Halid Meşal’in verdiği röportaj sonrasında tezahür etti.

Halid Meşal, röportajında Suriye’deki devrimle ilgili kanaatlerini belirtince doğrudan İran’cı olan gruplarla Esed üzerinden İran’a ve tezlerine sempati besleyen gruplar derakap bir araya gelip koro halinde Hamas’a ve Halid Meşal’e küfretmeye başladılar.

Bu zıt kardeşleri, tabiri amiyane ile kudurtan Meşal’in şu sözleriydi…

“Beşar Esed’in devrilmesinden çok mutluyuz. Suriye halkının başardıklarından memnunuz.

Biz kimsenin kuklası değiliz. Bize yardım eden herkese teşekkür ederiz, ancak yalan söyleyenlerin yanında yer almayı reddediyoruz.

Esasen devrimin başlangıcında Beşar ile bağlarımızı kopardık çünkü yalan üzerine kurulu herhangi bir şeyin yanında yer almamız söz konusu olamazdı…”

Röportajın bu kısmı ajanslar tarafından yayınlandıktan sonra adeta kıyamet koptu.

İran’cılar doğrudan üzerlerine alındılar zira rejimin muktedirleri Suriye’deki devrime nasıl baktıklarını çok açık bir biçimde belirtmiş ve Suriye’de buldukları ilk fırsatta yeni rejimi yerle bir edeceklerini söylemişlerdi.

İtikadını bile bu anlayışa endekslemiş kimseler için yol haritası o tavırla belirlenmişti esasen.

Artık Suriye’deki yeni rejim, ‘düşman’ skalasında ilk sıraya yerleşmişti bunların nezdinde.

Sonrasında Şara’nın ne müşrikliği kaldı ne DEAŞ’lılığı…

Eli kanlı katil dediler, İsrail’in adamı dediler, Amerikan işbirlikçisi dediler…

Oysa tüm bu suçlamalardaki fiillerin en alçakça olanını Esed gerçekleştirmişti.

Sednaya’daki zulümler, bir milyondan fazla masumun katledilmesi, itikaden tamamen şirk ve küfür olan Nusayri’lik, iktidarı döneminde İsrail’le ‘al gülün ver gülüm’ ilişkisi, Esed’in en belirgin özellikleriydi.

Tüm bu gerçekler göz önündeyken bir yılını dolduran devrim süresince bütün kışkırtmalara ve provokasyonlara rağmen Suriye’yi tek bir çatı altında tutmayı başaran ve en aşağılık katillere bile hukuk çerçevesinde mukabelede bulunan Şara’yı hedef tahtasına oturtmak doğrusunu isterseniz tam da İran’cılara yakışan bir tavır…

Evet, hakikat tastamam budur ve herkes biliyor ki, ümmetin çıkarlarıyla kendi çıkarları çatıştığında İran, sadece ve sadece kendi çıkarlarını savunmuştur.

Bu, geçmişte de böyleydi, bu gün de böyledir!

Bunlardan başka olarak bir de İngiliz gizli servisinin dünya Müslümanlarının başına bela ettiği, Hamas’ı ‘Şebbiha’ olarak nitelendiren işbirlikçi bir güruh daha var.

Onlar da düşman belledikleri Hamas’a saldırmayı asla ihmal etmiyorlar elbette…  

Esed dolayısıyla Meşal’e küfredenlere gelince…

Baştan sona Sünnilere ve onların temsil ettiği değerlere ağır hakaretler yaparlarken, sözü bir şekilde Erdoğan düşmanlığına getirip kinlerini kusup durdular.

Esed’in Türkiye ile karşı karşıya gelmesi durumunda doğrudan onun yanında yer alacaklarını söyleyen ve bunu hiçbir zaman gizlemeyen Türkiye düşmanı topluluk için bu tavrı, tabiidir ki anlayabiliyoruz lakin onların ağız dolusu küfrettikleri İslâm’ı merkeze koyduklarını iddia edenlerin bu ortak tepkisini anlamak imkân dâhilinde değildir ne yazık ki…

Siyasal Alevicilerin tetikçisi olmaya rıza gösteren ve Kemalistlerle aynı kaptan yiyip aynı iddiaları seslendiren bu güruh için hangi sıfatı uygun göreceğimizi de şaşırdık açıkçası.

Öyle ya, Müslümansa İslâm düşmanlarıyla işi ne?!

“Müslüman değilse” önermesini seslendirmek istemem zira “küfürle itham etmek” gibi onların en bariz özelliğini kuşanmak biz Müslümanlara yakışmaz…

Netice itibariyle Halid Meşal’in koca bir röportaj içerisindeki üç cümlelik kısa açıklaması, sahtekârların devasa bir perde büyüklüğündeki maskeleri indirdi ve İslâm düşmanlarının gerçek yüzünü ortaya çıkardı.

İstikbaldeki stratejik gelişmeler açısından bu açıklamanın hayırlı bir tarafı oldu hiç kuşkusuz…      

Mevla görelim neyler…  

YORUMLAR 3
  • BEKİR 4 saat önce Şikayet Et
    Allah sizden razı olsun valal duygularımızın tercümanı olmuşsunuz
    Cevapla
  • izzet 4 saat önce Şikayet Et
    Teşekkür ederim. Kaleminize kuvvet, elinize sağlık...
    Cevapla
  • KATI ŞERİAT 5 saat önce Şikayet Et
    Dünyadaki en koyu şeriatçi ülke ve toplum kim bilmiyoruz ama Chp iyi parti ve zafer partisi Erdoğanı yıkmak için onlarla vile kanki olbilirler
    Cevapla
  • Kaan 5 saat önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık.
    Cevapla
  • Derzeit 5 saat önce Şikayet Et
    Biz devamlı savunmada kaldığımız için bunları yaşıyoruz, mütekabiliyet yasası gereği aynı şekilde o ülkelere cevap verilmesi elzemdir.kimse kalkıp barış Güvercini rolü oynamasın, sıkıntıyı herkes çekiyor..
    Cevapla