Şarap içmeyen, ama şaraptan iyi anlayan biri. Eğer içmezsen seni asla kendilerinden kabul etmeyeceklerini de anlıyor musun acaba?

Hafif meşrep de komünist!

Bekledi bekledi, adeta pusuya yattı, aylar öncesinden. Ve aslında geç kalmış kararını önceki gün verdi.

Hem muhalif olacaksınız, hem mensubu olduğunuz partiye sert eleştiriler getireceksiniz, hem de o partinin can damarı MKYK'da varlığınızı sürdüreceksiniz.

Bu durumdaysanız, karşı tarafın psikolojik savaşına da tahammül edebilecek bir yüz taşımalısınız. Size selam bile vermeyen insanların arasında oturabileceksiniz!

Ne ilginç AK Parti'ye muhalif olduktan sonra TOBB'a demir atmıştı hem de ciddi bir maaşla TOBB Üniversitesi'nde hoca olmuştu. Merak ettim, acaba hocalık görevinden kaç lira maaş alıyordu?

Bir dostum söyledi, İstanbul'un plaka numarasının binle çarpımı kadar bir hocalık maaşı. YÖK Başkanı bile o kadar maaş almıyor, acaba başka hangi akademisyen bu maaşı hak ederek alıyor?

Şimdi alternatif oluşum çabalarına hız verdi.

Neler yapacak, kimlerle dans edecek, kimlerle birlikte yürüyecek önümüzdeki günlerde netlik kazanır.

Tecrübeli bir politikacı sayılır. Rüzgara karşı yürümemesi gerektiğini biliyor olmalı.

Farklı, ilginç bir yöntem izliyor. Şöyle diyor yakın çevresine:

"Tayyip Erdoğan 22 Temmuz seçimleri öncesi partiye yönelik bir kapatma davası açılacağından haberdardı.
Ne yapalım diye düşünürken aklına ben geldim. Beni çağırıp "Ey yüce insan, bana, kardeşim Abdullah'a ve çok sayıda ağır topa ceza gelebilir. Sen taze güç olarak kenarda kal. Aday olma. Hatta muhalif çıkışlar yap. Bize bir şey olması durumunda, seni sahaya süreriz, başbakan olursun."

Kim inanır bu hikayeye? Kadir İnanır!

Abdüllatif Şener'i ve Tayyip Erdoğan'ı yakından tanıyanlar az buçuk siyaseti takip edenler bu senaryonun koca bir balon olduğunu hemen anlar. Ama bunun önemi yok, çünkü fısıltı gazetesi çoktan bu dedikoduyu tüm Türkiye'ye yaydı...

Hatta Okyanus ötesine bile ulaştı.

Hatta Şener taşra seyahatlerinde "Ben Tayyip'in işaret ettiği adamım" havasında yürüyormuş.

Türkiye'de fısıltılarla ne kadar siyaset yapılır önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Hele hele umudunu kendi partisinin siyasi bir dava ile Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasına bağlamış birisinin başarılı olması çok daha zor. Kaldı ki, her geçen gün AK Parti'nin kapatılma ihtimalinin zayıfladığını da belirtelim!

Bu durum içinde yeni bir Ali Müfit Gürtuna vakasının içinde Ergenekon da olanı olarak adlandırılabilir.