Nuray Kayacan
Nuray Kayacan
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Gurbetçilerimizin diyarı Alamanya - (1)

GİRİŞ 28.01.2011 GÜNCELLEME 28.01.2011 YAZARLAR

Almanya’ya uçakla gidebilirdik, gemiyle ya da arabayla... Bu sefer bir değişiklik yapıyor ve hızlı trene biniyoruz. Şu İstanbul-Ankara arasını 3 saate indirmesi planlanan ama bir türlü rayına oturtulamadığından raydan çıkan, korku ve ümit birlikteliğinden doğmasını beklediğimiz türden.

Tren nasıl derseniz, tek kelimeyle perfect. Lakin; amma ve lakin az biraz tuzlu. Biletleri almış bulunuyor ve biniyoruz trene. Tren dediysek, bin şahit istemeli. Bildiğin uzay mekiğini yan yatırmışlar, üç, iki, bir ateş... İçerisi aldığı ücretin hakkını vermek istercesine konforlu ve sakin. Yolcu adedi o kadar az ki, “Bizden başka enayi bulamamışlar.” diyorum. Her yerde dijital ekranlar var ve güzergahı makinistle beraber izleyebiliyorsunuz.

Almanca, İngilizce ve Flemenkçe anonsların ardından, anadilinden başka dil öğrenmeye alerjisi olan arkadaşımın sızlanmaları bölüyor sessizliği: “Ulan o kadar para verdik, Türkçe de söylesene...” Araçla beş saatten fazla sürecek yolculuğu iki buçuk saatte alıyoruz. Yolculuk rahat; tek kötü yönü çocukluğumuzda duvarlara asılan (işlevi ana-babamızın köy özlemini gidermek olan) bütçeye uygun yağlıboya çalışmalarına benzeyen, yeşilin her tonunu içinde barındıran, kır çiçekleri ve kuzularla bezeli köy manzaralarının, jet hızıyla geçtiğiniz için havsalanızda ‘rüzgar gibi geçti’ etkisi yapması.

Nihayetinde varıyoruz Alamanya’ya. Orta Avrupa’da bulunan ülke, 80 milyondan fazla nüfusu ile Avrupa Birliği’nin en kalabalık ülkesi. Almanya bir federal parlementer cumhuriyet. On altı eyaletten oluşuyor. Bu kadar eyalet, bu kadar başketle parça-pinçik görüntüsünün aksine gücünü muhafaza edişi ilginç doğrusu. Başkenti ve en büyük şehri Berlin. Berlin duvarının (Yıkılmasının ardından ‘Utanç duvarı’ olarak anılır oldu.) yıkılmasıyla ülke birlik beraberlik şiarını düstur edinmiş görünüyor.

Almanya Birleşmiş Milletler'e, NATO'ya, G8'e üye ve Kyoto Protokolünü de imzalamış. GSYİH'ye göre dünyanın 3. büyük ekonomisi ve en çok ihracat gerçekleştiren ülkesi. Ülke dünyada gelişme için en çok bağışta bununan ikinci ülke konumunda. Buna karşın, askeri harcama bütçesi olarak 6. sırada. Ülke, sosyal güvenlik sistemiyle yüksek yaşam seviyesine sahip. Almanya, Avrupa meselelerinde yüksek ülke nüfusu ve ekonomik gelişmişliğiyle dünya seviyesinde kilit rol oynamakta ve birçok bilim ve teknoloji alanında lider durumda olduğu kabul ediliyor.

Barınacak Yer Lazım Bana...

Yine otellerde yer yok ve yine sokakta kalma ihtimaliyle burun burunayız. Çantamda abimin de yazar kadrosunda yer aldığı dergi var ve birden başımın üzerinde bir ampül yanıyor “evreka” diyorum. Derginin kapağından Avrupa temsilcisinin numarasını, bir marketten de telefon kartını alıyorum ve istikamet telefon kulübesi. Numaraları çeviriyorum ama düşmüyor. Verilen numaralar Türkiye’den aramalar için. Ülke kodu, şehir kodu v.s. o rakamı atıyorum olmuyor, bu rakamı çıkartıyorum bana mısın demiyor. Korelasyon, permutasyon derken ümitlerimin bitme noktasına geldiği anda son beş haneyi çeviriyorum ve telefon çalıyor.

Murat Kurt ve eşi Emel Kurt bizi karşılamaya geliyorlar. Mümin kardeşliği böyle bir şey. Tanımadığınız insanlar size yardımdan imtina etmiyor. Onların ev sahipliğini, dostluklarını asla unutamam. Bulunduğumuz şehir Duisburg. Kozmopolit bir yapıya sahip olan şehirde çok sayıda yabancı ikamet etmekte. Nüfusu, Nisan 2006 itibariyle 500.131. Yaklasik 150.000 yabanci kökenlinin ikamet ettiği bu kentte 60.000’den fazla Türkiyeli insan yaşıyor. Böylelikle Duisburg Almanya`da Berlin, Köln ve Hamburg kentlerinden sonra en çok Türkiyelinin yasadığı şehir.

Evlerine gidiyoruz, gayet geniş, aydınlık ve güzel bir ev. İlginç gelen, Türkiye’de aynı işi yaparak zor geçinecek olurken, burada oldukça rahat yaşayabilmeniz. Tabi son dönem ekonomik daralma, işssizlik gibi sorunlarla Almanya’da sıkıntılı günler yaşıyor ama yine de bizim geçim derdimizin yanında onlarınkinin esamesi okunmaz. Tek ve ortak sıkıntıları var: GURBET...

Köln Katedrali...

Ertesi gün birlikte Köln’e gidiyoruz. Köln, eyaletin en önemli ulaşım, kültür, bilim, sanat, ticaret ve eğlence merkezi. Ayrıca demir ve havayolu ulaşım ağının da kesişme noktası. Ren Nehri, kentin tam ortasından geçmekte ve nehrin her iki yakası sekiz köprüyle bağlanmış; bunlardan ikisi demiryolu köprüsü. Köln büyük bir şehir olmasına rağmen Almanya'nın diğer büyük şehirlerindeki gibi, birkaç istisna dışında gökdelenlere sahip değil. Bundaki en önemli etken UNESCO tarafından korunan Köln Katedrali'nin her taraftan görülebilmesini sağlamak. Katedral oldukça yüksek (157 m.) ve siyah renk hakim. İçeri girdiğimde karanlık ve ihtişam  tarihin dokunuşuyla birleşince ürperiyorum. Bu kadar yüksek yapı, tek katlı olduğundan tavan gökyüzü kadar uzak geliyor insana. Klise mimarisinde yüksek işlemeli duvarlar, donuk bakışlı, hüzünlü insan resimleri ve heykelleri, karanlıkta yanan mum, yüksekte duran din adamının önünde saygıyla eğilen başlar ortak temalar. Bu da bende Hristiyanlığın korku ve itaat hisleri üzerinden hayat bulduğu kanaatini oluşturuyor.

Katedralden çıkıp şehri dolaşıyoruz. Bayanlar soğuk havaya rağmen oldukça açık giyiniyor. Ama dikkati çeken kıyafetlerde kullanılan kumaşın azlığından ziyade, olan malzemenin kasten parçalanması ve onlara deri, zincir, bolca siyah makyajın eklenmesiyle, isyankar olduğunu göstermek gayretinde olan bilindik kayıp nesil görünümünün ortaya çıkması.

Düsseldorf: Kuzey Ren-Vestfalya Eyâletinin Başkenti.

Ren Nehri kıyısında kurulmuş moda ve fuar kenti Düsseldorf’u şehirdeki kuleden seyrediyoruz. Buradan nehir oldukça hoş görünüyor. Şehir adını Düssel deresinden almış. Ren Nehri kıyısı araç trafiğine kapalı hale getirilerek bir promenad haline getirilmiş. Trafik ise bir tünel vasıtasıyla nehre paralel olarak alttan gidiyor. Burası bisiklete binenler, yürüyenler ya da yeşil alanlara kendini atıp yılın ilk güneşinden faydalanlarla dolu. Kıyısındaki gezinti tekneleriyle şehrin belli bir bölümünü tekneyle gezmek mümkün. Basın Limanı şehrin en modern binalarının bulunduğu bölge. Tanınmış mimarlar tarafından projelendirilen bu yerde Alman WDR ( Westdeutsche Rundfunk) ve CNN ofisleri de bulunuyor. Ayrıca eyalet parlamento binası ve TV kulesi de bu bölgede. 

Ren Nehri bölge için çok önemli bir nehir. Kuzeyden güneye taşımacılığın büyük bir kısmı nehir gemileriyle yapılıyor. Önden veya arkadan çekilerek ya da itilerek hareket ettirilen büyük bir konteynır dubasında  aklınıza gelen her şey taşınıyor. Bu sayede taşımacılıkta karayolu taşımacılığına göre % 70 tasarruf sağlandığı söyleniyor.

Eski şehrin labirent gibi sokaklarında çok hoş binalar, parklar ve bahçeler var. Yolda yürürken bir çok yerde karşınıza ufak bronzdan heykeller çıkıyor. Avrupa kültüründe heykel çok önemli, sadece evlerine almakla kalmıyor, binaların dış cephelerini dahi heykel motifleriyle süslüyorlar. Oysa benim insanım bina mantolomaya bile yeni geçti, duvarları sıvalı, hele de boyalı görebilirsek, mülk sahiplerini tebrik edesimiz geliyor.

Düsseldorf’un en can alıcı yerlerinden biri de Königsalle. Burası Düsseldorf’u Almanya’nın Paris’i yapan moda merkezi.  Ortasından Düssel deresinin geçtiği bu muhteşem cadde sağlı sollu çok şık binalarda bulunan mağazalara ev sahipliği yapıyor. Ben bayansanız dükkanlardan uzak durmanızı tavsiye ederim. Yılın belli günleri müthiş indirimler olduğu söyleniyor; söylenti mi, denk getiren olmuş mu bilemem. Derenin her iki kenarı kestane ağaçlarıyla donatılmış, üzerindeki köprüler ve derenin içinde bulunan fıskiye heykellerin hepsi  birer sanat eseri.  Bir baştan diğer başa bu caddeyi gezmek oldukça keyifli.

Bir Sonraki Durağımız Dortmund şehri...

Almanya’nın aktif şehirlerinden birisi. Şehirdeki canlılık ilk dikkat çeken yanı. Nüfusu 600 binin üstünde olan Dortmund, oldukça yeşil bir şehir. Şehrin büyük bir bölümü parklar ve bahçelerle çevrili. Dortmunt’da gezilecek yerler arasında Westphalia parkı, Münsterland, Sauerland Kayak Merkezi, Rombergpark, The Old Town Hall sayılabilir. Avrupa Birliği'nin 34. büyük şehri olan Dortmund-Ems Kanalı Avrupa'nın en büyük kanalı olup şehri Dortmund limanı ile Kuzey Denizine bağlıyor. Dortmund bulunduğu eyalette "yeşil metropol" olarak biliniyor. Kömür ve demir yatakları işletmeleri şehirde önemli sayıda.

‘Almanya’daki Türkiyelilerin Sosyo-Kültürel Yapısı’ bir sonraki yazımızda...

Nuray Kahraman - Haber 7
nuraykahraman78@hotmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL