Giresunun içinde var bir türbe
Giresun Valisi Dursun Ali Şahin’i ziyaret ediyoruz. Şeker şerbet gibi bir insan.
Bu kadar yumuşak huylu insanlar aynı zamanda nasıl otoriter bir yönetici olur havsalam almaz. Makamında bulunan mimar, müdür, yönetim erbabından kim varsa dinliyor, akabinde ilgi ve bilgisini ortaya sererek herkese payına düşen görev listesini bir bir teslim ediyor. Kaçabilene aşk olsun.
Vali Şahin 1550 yıllarında Horasan’dan gelerek bölgenin İslamlaşması için hizmette bulunan Seyit Mahmut Çağırgan Veli Hazretleri’nin de türbesinin bulunduğu Boyluca Köyü’nü ziyaret etmemizi şiddetle salık veriyor.
Köyde yapılacak iyileştirme çalışmalarına yardımcı olacağını ve hatta buraya şehitlik anıtı yapacağını söylüyor. Her gittiğimiz köyde genel olarak türbe, cami, doğaüstü olay anlatılarına aşikârız ama Boyluca oldukça etkileyici ve apayrı görünüyor.
Biz de uzman sözü dinliyor ve Giresun ili gezimizin ilk durağı olarak Boyluca Köyü’nü tayin ediyoruz.
Rezzak’a Şükrü olan, insana nankör olmaz.
Hoşbeş, bilgi birikim, amaç hedef derken muhabbeti tadında bırakarak uzun yolculuğumuza start vererek valilikten ayrılmaya niyet ediyoruz.
Elbet öncesinde niyet ettim Allah rızası için öğle namazına diyerek seferi özet tadındaki vecibemizin ifası gayretindeyiz. Mescide gittiğimde, mimarlar, müdürler, vali dâhil tüm kadroyu Yaradan’ına şükür gayretinde mescitte görüyorum. Allah’ım günleri aramızda ne güzel çeviriyorsun. “Bu örtünle makamıma nasıl girersin!” diyen kaymakamlar, valiler nerede? Yalan oldu birçoğu. Suphanallah…
Bir başkadır benim memleketim…
Kayalıkların arasında yeşil bir seccade gibi uzanıyor Alucra. Ekili arazi ve üzerindeki ağaç gruplarıyla dingin, dinlendiren bir tablo. Boyluca köyüne giriyoruz, köyde oldukça fazla ev var.
Türbesi, köyün manevi serveti durumunda. Köylüler türbeyle ilgili fantastik hikâyeler anlatıyor. Hem de hepsi. Türbede bulunan yüksek kara taş kutsal kabul ediliyor.
Rivayetlere göre Mahmut Çağırgan Veli’nin yaşadığı evdeki esrarengiz taşı dönemin yöneticisi emriyle attırıyor, ertesi gün eve geldiklerinde taşın yerinde olduğunu hayretle görüyorlar. Adam ısrarla o gün, ertesi gün, yine ve yine taşı attırıyor ta ki yamulana kadar. İnadının sonunda aklını yitiriyor.
Konaklamalı yatır ziyareti…
Şu an zatın evi ve türbesi ziyaretçi akınına uğruyor, diğer türbelerden farklı kılan ise buraya gelen ziyaretçilerin günlerce hiçbir bedel ödemeden bu mübarek evde kalabilmeleri. Ev itikâf için mükemmel bir ortam. Evde yatak, yorgan, kap kacak, eski usul olmak şartıyla her şey mevcut. Duvarda Kâbe resimleri, kadınlar için ayrılan perdeli bölümdeki tahta beşik, kuzine soba ve o eşsiz taş. Taşın gizemi civar bölge ve illerde bu tür taşın bulunmuyor oluşu. Taşın kaygan bir zemini var yumuşacık kara taşa dokununca insan manevi bir huzur hissediyor.
Muhtar, imam, köy ahalisi oldukça sıcakkanlı ve misafirperver... Fazla ziyaretçi gelirse nerede kalır diye soruyoruz: misafirler için tahsis edilmiş 5-6 tane olduğunu söylüyor. Allah ecirlerini zayi etmesin.
Otu da, suyu da, eti de şifa…
Türbeyi, Şifahaneyi, zatın evini ve değirmeni ziyaret ediyor, köy çeşmesine inerek, mide şikâyetlerinden, her nevi taş dökümü operasyonlarını eyvallah halleden şifalı suyu yudumluyoruz. Köyde bulunan endemik bitki yapısını soruyorum ve akabinde uzun soluklu bir pişmanlık hissi yaşıyorum.
Say say bitmiyor ve hatta direk koparılıp elime tutuşturuluyor birçoğu.
Şifalı bitkilerin rayihası huzur veriyor. Özellikle bölgeye özgü nane ve kekik mükemmel...
Türbeyi ve köyü gezerken üzerlerinde Kâğıthane Belediyesi, Gazi Osmanpaşa Belediyesi, Eyüp Belediyesi yazan banklar dikkatimi çekiyor. “Buraya herkesin gönül bağı var.” diyor imam, üzerine ne diyebiliyor ki insan.
(Devam edecek...)
Nuray Kayacan - Haber 7
nuraykayacan78@hotmail.com
-
süleyman kazancı 9 ay önce Şikayet Etçok güzel bir haber olmuş var olasınız mevla böyle zatları ülkemizden eksik etmesin şefaatlarına mazhar eylesin sizden de allah razı olsunBeğen