Bu Bayram Senin Bayramın Anne
Bugün annemi ziyaret ettim. Her bayram arefesinde olduğu gibi. O nur yüzünü görebilmek, şefkatli bakışına muhatap olmak, dilinden düşürmediği ‘Oğlum Hz.Muhammed'e (sav) komşu olasın ‘ duasını duymak istemiştim.
Beni gördüğünde yüzünde beliren sevinç ve neşeyi yakalamak istedim. Karşısında oturup çocuklaşmak, sevabını bana bağışlamak üzere okuduğu salavat-ı Şerifelerin, Ayetül Kürsi'lerin ve Hatm-i Tehlillerin sayısını o şefkatli sesinden duymak istedim. Adeta altın kaplamalı hediye paketine özenle yerleştirilmiş birer inci gibi sunuyordu o okumalarından hasıl olan sevabı.
Ne kadar da mutlu oluyordu.. Ne kadar da güzeldi. Ne kadar da güzelmiş meğer bir anneye sahip olmak…
Ama elini öpemedim. Yapabildiğim tek şey mezar taşını okşamak oldu. Anne dedim… Güzel annem ! Bak bu sefer ben sana hediyeler sunuyorum. Sevabını senin aziz ruhuna bağışlmak,hediye etmek üzere okuduklarımı ben saymaya başladım. Diz çöktüm mezarında. Başım önüme eğildi. Çaresizdim. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Çaresizlerin , acizlerin, düşkünlerin, yüreği yananların yegane sığınağı olana sığındım. O vermişti … O sevdirmişti… O almıştı…
Ya Rab dedim. Bu bayram arafesinde anneme sunmak üzere getirdiğim hediyeleri ona ulaştıramıyorum. Elim yetişemiyor… Gözüm göremiyor… Sesimi duyuramıyorum…
Sen , onun da benim de sahibimsin. Lütfeyle, merhamet eyle, bu hediyelerimi birer cennet taamı olarak ona ulaştır. Haberdar eyle. Haberdar eyle Allahım ! Ondan razı ol Allahım. O çocuklarına ne kadar düşkün, ne kadar merhametli idiyse Sen o merhamet hürmetine ona şefkatinle, merhametin ile muamele eyle !
Anne !
Bugün arife… Yarın Bayram. Hayatımda ilk kez bayram sabahı nereye gideceğimi, hangi kapıyı çalacağımı bilemiyorum. Ben kimin elini öpeceğim? Bayram namazından eve dönerken kurulu bulmaya alıştığım anne sofrası yok artık. Çocuklarını, gelinlerini, torunlarını bayram sabahı aynı sofrada bir araya getirip bayramı bayram yapan, kapıdan girişimizi şefkatle izleyen, saçının bir tek teline namahrem gözü değmemiş, dili dualı , cennet kokulu annemiz yok artık.
Geçen bayram yetim idik bu bayram öksüz kaldık.
Anne !
Mezarının başında yarın yaşayacağımız burukluğu, sahipsizliği, daha doğrusu sensizliği düşünürken, bir de olaya senin açından bakmaya çalıştım. İdrak ettim ki, yarın senin ilk gerçek bayramın olacak.
Bizim bayram soframız sensiz olacak doğru.
Ama yarın sen hangi sofrada olacaksın?
Allah'tan niyaz ve umudum odur ki, yarın bayramlık giysilerin içinde Cennet mekan babam ile bayramlaşacaksın. Babam ile birlikte ;dedemiz Şeyh Abdülkadir, Şeyh Muhammed Selim ve Şeyh Maşuk Hazretlerini ziyaret edeceksin. Baban ,deden ve kim bilir belki de büyük deden Hz.Ömer(ra) lütfedip torununu huzuruna kabul edecek.
Efendimiz buyurmuştu hani; Allah'tan isteyince çok isteyin diye, o tavsiyesinden cüret alarak Rabbim'den diliyor, dua ve niyaz ediyorum ki; sen, yarın Hz. Hatice(ra) ve Hz. Fatima(ra)'ın bayram sofrasında olasın.
İlahi rahmet seni kuşatsın cennet kokulu anacağım. O'nun rahmeti o kadar geniş, o kadar cömerttir ki, belki, belki de şereflerin en büyüğüne kavuşur Efendimiz'in bayramlaşmaya kabul buyuracağı kutlu zatların içinde yer alırsın Peygamber aşığı babamla birlikte.
İşte o zaman bu bayram senin bayramın olur anne …
Bayramın mübarek olsun…
Ömer Vehbi Hatipoğlu - Haber7