Masum,mazlum ve sahipsiz bir çoğunluğun azgın bir azınlığın elinde adeta parya gibi savrulduğu günler unutulmadı.

Milletin dini ile, dili ile,tarihi geçmişi ile,kültürü ile, gelenekleri ile,hatta hayalleri ve rüyaları ile kavgalı bir resmi ideolojinin kerameti kendinden menkul  lejyonları  umudumuz üzerinde çokça horon tepti. Onlar asil, millet üvey evlattı… Onlar vatanın sahibi, millet kiracı idi… Onlar vatansever, millet potansiyel suçul idi. Millet çoğunluğu : gerici, yobaz, değersiz, aptal, onlar ilerici, kıymetli,akıllı ve de güçlü idi. Holdingleri, bankaları,şirketleri, gazeteleri, televizyonları, okulları ,locaları,clubleri, dahası eli sopalı, çatık kaşlı devlet babaları vardı.

Acımasızca vurdular. Hayali tehdit algılamaları ile ülkenin üzerine bir kara bulut gibi çöktüler. Ezdiler, çalıp çırptılar,kırıp döktüler. Topraklar kazıldıkça insan kemikleri  fışkırdı… Cephanelikler ortaya saçıldı.

Millet  iradesi yok sayıldı. Terör dediler, irtica dediler, bölücülük dediler ardından baronlar milyar dolarları iç ettiler. Sağ-sol çatışması dediler, sağcılara da solculara da onlar silah sattılar. İş bitince de sağcıları da solcuları da aynı hapishanelere doldurdular. İdam sehpaları kuruldu. Bir ordan bir buradan diye gencecik çocuklar, hayatlarının baharında ipe çekildiler.

Alevi- Sünni, Kürt-Türk,Laik-anti laik diye diye hep çatışma ve düşmanlık üzerinden iktidar  devşirmeye kalkıştılar.

‘Bizim çocuklar' hep iş başında oldu. Beyaz Adam okyanusun ötesinden direktifler yağdırıyordu. Yerli  işbirlikçiler saldırıya geçmeye hazır avcı köpekleri gibi ağızlarından salyalar akıtarak emre amade görev ifa ediyorlardı.

Uzun lafın kısası bu millet hep dayak yedi. Dövüle dövüle,itile kakıla bir yerlere sürüklendi. Üstelik bütün bunlar hep millet adına ve milletin ulvi çıkarları adına yapılıyordu. Bizi bizim iyiliğimiz için falakaya yatırıyorlar, zindanlarda çürütüyorlar,hapishanelere atıyorlar,malımıza el koyuyorlar, ülkemizi talan ediyorlar,bankaları hortumluyorlar,çocuklarımızı infaz ediyorlar,faili meçhullere muhatap ediyorlar,partilerimizi kapatıyorlar, liderlerimize siyaset yasağı koyuyorlardı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi  düşünce kodlarımızı  kirletiyor, duygu ve inanç dünyamızı alt üst ediyorlardı.

……….

Millet yaşadığı bu travmalar ve  ahlaksız saldırılar karşısında  inanç ve iddiasından vaz geçeceğine daha bir inat ve ısrarla kendi medeniyet değerlerine sarıldı. Dinini kin edindi.

 Bir bilinç inşa etti.

Artık kimse kuklalar ile ilgilenmiyor. Bizi kimin aç bıraktığını, kimin zulmettiğini, kimin nasıl bir ülke hayali peşinde koştuğunu biliyoruz. Özgürlüğümüzü, ekmeğimizi ve ülkemizi tehlikede gördüğümüz an, bakışlarımız hep aynı noktaya çevriliyor.

Kuklacıbaşına…

Emir alan, tebliğata muhatap, edilgen ve kendi iç sorunları ile içe kapanmış,büzülmüş,küçülmüş bir Türkiye hayali peşinde koşan çağdaş mandacıları çok iyi tanıyoruz. Adları, kimlikleri,siyasi düşünceleri,  meşrep ve mensubiyetleri  ne olursa olsun Büyük Şeytan'dan yana olanlar, bu halkın rüyasında bile görmeyi arzu etmediği birer karabasan hükmündedirler.

Millet biliyor ki, Küresel efendiler , bölgesel bir güç haline gelmiş, iç sorunları çözme iradesi gösteren, uluslararsı yarışta ben de varım diyebilen, sözü ve duruşu önemsenen bir Türkiye istemezler. Onlar bir sömürge gibi idare edilebilecek bir Türkiye hayali ile yanıp tutuşuyorlar.

Bu ülkeyi halkın bağrından kopup gelen vatan evlatları değil, baronlar yönetmelidirler. Liderler değil, eyalet valileri lazım onlara…

Milletin dayak yiye yiye doğal olarak inşa ettiği bu bilinç ve algı ‘Bizim Çocukların' işini zorlaştırıyor. Bu defa onlar kaybedecek…

ovehbihatipoglu@gmail.com