Sevgili Haber 7 okuyucuları,

Köşemde sizden gelen soru ve sorunlarınızı sadece ben değil, alanında uzman ve yetkili kişilere de danışarak sizler için en doğru cevapları bulmaya çalışıyorum.

Sorunlarınızı, dertlerinizi, sorularınızı, dileklerinizi ve paylaşımlarınızı ister rumuzla, ister gerçek adınızla orhancinar01@gmail.com mail adresi aracılığıyla bizlere ulaştırabilirsiniz.

Şekil, yazım ve imla kaygınız olmadan her konuda bizlere yazabilirsiniz. Eksikler olsa da bizler tamamlayarak ve saklı kalması gereken hususlara azami derecede önem göstererek, sorularınızı sırasına ve önemine göre Cumartesi – Pazar günleri köşemde cevaplamaya gayret ediyorum

"SİZ KENDİNİZİ EĞİTİNİZ"

Sayın Orhan Çınar,

İnsan, sosyal bir mahluktur. Yani diğer insanlardan soyutlanıp, tekbaşına yaşayamaz. Mutlaka iletişim ve etkileşim halindedir. Bu etkileşim, sonuç itibariyle maddi/manevi kazanç ve kayıpları içeren bir bilançoya dönüşür. Bu yüzden, kazanmak isteyen insan, başkalarına vermek, yardım etmek durumundadır. Sizin de çabanız bu yönde haliyle. 

Konunun başka bir yönü, yapılan bu yardım çabalarının, karşı tarafa gerçekten kalıcı sonuç bırakıp, bırakmadığıdır.

İnsan ve insanın hizmetine verilen kainat, Allah'ın yarattığıdır. Bu yüzden, yapılan her iş, O'nun istediği şekilde olmak zorundadır ki, optimal olsun.

"İki kez evlendim mutlu olamadım, ne yapsam?"

İki kez değil, ikiyüz kez evlenilse, yine kalıcı mutluluk sağlanamaz. Çünkü -mesela- evlilik, getireceği mutluluk yanında yükümlülükler de getirir. Bu da kişiye yeni mutsuzluk sebepleri yükler. Aynı şekilde, zenginlik de geçici mutlulukverir. Artı, sorumluluk yükler.

O zaman "nasıl mutlu olunur?" un cevabının, maddi olmadığı kanaatine varılır.

Zaten de Allah'ın sisteminde, mutluluk/mutsuzluk denkleminin çözümünün metafizik olduğu görülmektedir.

Bu sistemin adı, Nefs Tezkiyesidir. Kur'an'da, 19 çeşit hastalıkla donatılmış nefsin, bu işlemle, 19 çeşit hasletle donatılmış ruhun özelliklerine dönüştürülmesinden bahsedilmektedir.

Bu işlemden geçen bir nefse sahip olan insan, mutlulukları, başkalarından aldıklarıyla değil, başkalarına verdikleriyle kazanmayı öğrenir. Ayrıca, bunu dengeli yapmayı da.

"KİMSEYİ KIRMIYORUM AMA KENDİM YIPRANIYORUM"(Hayırsız)

İşte bu da, eğitimsiz nefsin, ifratXtefrit dengesini bilememesinin sonucudur.

O HALDE:

Değil edebiyat fakülteleri, İlahiyat fakültelerinin bile (bilmediklerinden) veremediği nefs tezkiyesi eğitiminden geçmemiş insanlar, başkalarına gerçek mutlulukla dolu bir hayatın formülünü veremezler. Ayrıca, bilhassa başkalarının eğitimiyle uğraşanlar, eğer hata yaparlarsa, etkiledikleri insanların veballerini de kendi günahlarına eklemiş olurlar

BU NEDENLE:

Sizin de kendinizi, Allah'ın sistemindeki "mükemmel insan olma" eğitiminden geçtikten sonra, başkalarının yaşamlarına koçluk yapmanızı öneririz.

                                                                                                                     Zeki

Sevgili Zeki, 

Biz köşemizde insanlara fıkhi veya kanuni bilgiler veya yaptırımlar vermiyoruz. Bizden yardım veya çözüm isteyen okurlarımıza elden geldiğince tavsiye niteliğinde bilgi vermeye çalışıyoruz. Köşemizi bu bakış açısıyla gözden geçirirseniz daha farklı bir yaklaşımda olabilirsiniz.

***

BEN YANDIM ELLER YANMASIN

Sevgili Orhan ağabeycim,

Geçen ay üç yıllık sevgilimden ayrıldım. İlk yıl sevgilim TOKİ’den bir ev almıştı. İlişkimiz çok ciddiydi. Aileler de biliyordu ama maddi anlamda biraz toparlanmayı bekliyorduk. Bu arada bende sevgilime yardım olsun, nasolsa ikimizin evi olacak diye bütün taksitleri benim maaşımla ödedik. Nişanlı bile değildik ama çok büyük bir aşkımız vardı. Sonunda beni aldattı ve ayrıldık. Kalbimin kırgınlığı ayrı, üç yıldır ödediğim ev borçları ayrı koydu. Ne yapsam geri alabilir miyim o verdiğim paraları, bilmiyorum.. Ben yandım başkaları yanmasın. Paylaşmaktaki maksadım belki bir akıl verirsin ben bir çıkış bulamıyorum. Hiç olmadı sevenlere ibret olsun benim bu halim.. Sevgiler..

                                                                                                               Mağdure

Sevgili Mağdure, 

Peygamberimizin deveyi niçin sağlam kazığa bağlayıp sonra tevekkül edin dediğini zannımca en iyi sen anlamışsındır. Maalesef sen saldım çayıra Mevla’m kayıra diyerek hem sana hem de senin gibilere iyi bir örnek teşkil ederek hiç yoksa senden sonra bu gibi duruma düşebilecek insanlara yapmamaları gereken şeyleri göstermiş oluyorsun.

Sana diyebileceğimiz tek şey Allah sabır versin. Ve bu olayı bizlerle paylaşarak, aynı hatayı yapabilecek insanları uyardığın için teşekkür ederiz.

***

GÖRÜCÜ USULÜ MÜ? AŞK MI? MANTIK MI? 

Merhaba Orhan Bey,

Benim sorum kısa olacak sizce evlilikte görücü usulü, aşk, mantık bu üçünden hangisi veya hangileri olmalı? Saygılarımla.

                                                                                                           Gelin Adayı

Sevgili Gelin,

Öylesine geniş bir konuyu öylesine kısacık sormuşsun ki, ne desem bilemiyorum. Şaka bir yana bunca boşanmayı göz önüne aldığımız zaman sorunun ne kadar tehlikeli ve önemli olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Evliliklerde sadece şahısları baz almak yanlış. Yaşayacakları çevreyi de baz almakta fayda var. Çünkü her şekilde bir ortamda yaşanacağı için ne kadar yok dersek diyelim bir çevre baskısı olacaktır.

Unutmamalıyız ki duygu hoştur ama sonrasında çok ağır bedeller ödetebilmekte. Mantık soğuktur ama kalıcı ve hasarsız olabilmekte. Ben mantık, mantıktan sonra diğer etkenlere taraftarım. Ama tabi ki yine de son karar sizin.

Orhan Çınar / Haber 7
orhancinar01@gmail.com