Orhan Miroğlu
Orhan Miroğlu
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Cizre ve özerklik

GİRİŞ 14.09.2015 GÜNCELLEME 14.09.2015 YAZARLAR

Yani iddia edildiği gibi, Lice ve Şırnak’a operasyonun gerekçesi Lice ve Şırnak’ı basan PKK’den halkı kurtarmak değil, halka gözdağı vermek, devletin askeri ve psikolojik üstünlüğünü ve gücünü ispattan ibaretti..

90’lı yıllardan bu yana, her şey gibi  roller de değişti. Devlet, 90’lı yılları unutmaya çalıştıkça, PKK hatırlatmaya çalışıyor, hatta devletin rolünü çalıyor, 90’lı yılların devleti olmak istiyor. İktidar alanını, sandıktan çıkan gücüne göre değil, silahların gücüne bağlı olarak koruyabileceğini düşünüyor.

PKK’nın legal alanda iki siyasi partisi var: DBP ve HDP. Ayrıca DTP adıyla bilinen geniş katılımlı ‘ulusal çapta’ ve  Kongre tarzı çalışan bir örgütlenmesi daha var. KCK bütün bu örgüt ve partilerin en üst organı.

KCK ve HDP’nin siyasi söylemleri, bir biriyle örtüşse de, bu örtüşme, gelip, Türkiye’nin siyasi sistemine çarpıyor ve çatışma da böylelikle başlıyor. Çünkü HDP sonuç olarak bir sistem partisi. Sistemi ne kadar zorlarsa zorlasın, bu zorlamanın nihayetinde dayanacağı bir sınır var ve o sınıra gelip dayandığı zaman, HDP meşruluğunu büyük oranda yitirme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu yüzden, HDP’nin Parti Meclisi toplanıp, elindeki belediyelerde özerklik ilan ettiğini açıklasa, bu karar HDP’yi bir anda sistemin dışına iter.

Çünkü bu talep, mevcut siyasi sisteme bir meydan okuma ve tanımam tavrı olarak anlaşılır. Demokratik özerklik, aslında, HDP’nin program ve söylemlerinde yer alıyor, ama gündeme gelmesi, hep PKK’nın ateşkesi bitirdiğini ilan ettiği dönemlerde oluyor. 13 asker Silvan’da şehit edilip Oslo süreci bittiğinde, DTK (Demokratik Toplum Kongresi) aynı gün Diyarbakır’da toplandı ve demokratik özerklik ilan edildi. Şimdi de 80 milletvekili mecliste, ama PKK , yine ateşkesi bitirdiği için, demokratik özerklik ilanları yapılıyor. Ama bu ilanları yapan,  ‘şahıslar’ belediye başkanları. Herhangi bir siyasi kurum hele HDP hiç değil. Yani özerklik ilanını, anayasanın güvencesi altında siyaset yapma hakkı olan bir parti olarak HDP yapmıyor, HDP’nin seçilmiş belediye başkanları, partilerinin resmi bir kararı olmadan yapıyor. Bu resmi karar, tek taraflı alınabilir mi? Mümkün ama, o zaman da HDP’nin Türkiyelileşme iddiasının bir aldatmacadan ibaret olduğu ortaya çıkar. HDP’ye oy veren Kürt seçmen bu kararın arkasında durmaz. Türk/Kürt siyasi ilişkileri henüz o safhada değil. Kürtler’in ezici çoğunluğu bu karara karşı çıkar.

Yazının tamamı için tıklayınız..

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL