Türkiye'ye 'level' atlatacak kuşak!
Milletin önüne koyulan sandıktan çıkan demokratik sonuçlar ülkeye yeni bir sayfa açtırır, aşama kaydettirir.
Siyasi partilerimizin de 2014 yılının mart ayında yapılacak yerel seçimlere bu ortak amaçla hazırlanacaklarını düşünüyorun. Aday adayları ve adaylık için adı geçenler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Partiler de bu isimler arasında aday olarak belirlediklerini bayram sonrası ardı ardına kamuoyuna paylaşacaklar. Heyecan oldukça yüksek... Bu seçime kadar da böyle devam edecek gibi görünüyor. Kulislerde bir hayli ilginç bilgiler dolaşıyor. Kıyasıya bir yarışın ilk sinyallerini şimdiden alıyoruz. Seçim sürecinin büyük sürprizlere gebe olduğunu söylemek abartı olmaz. Bekleyip göreceğiz. Seçimi siyaset olanların, milletin önüne hangi vitrin isimlerle ve hangi vaatlerle çıkacaklarını pür dikkat takipte olacağız.
Söz vaatlere gelmişken, bir noktanın özellikle ıskalanmaması gerektiğini düşünüyorum. 3 Kasım 2002 genel seçimlerinin üzerinden 11 yıl gibi siyaset için uzun sayılabilecek bir süre geçti. Bu süre zarfında ülkemiz ciddi mesafeler katederken önemli bir değişim gösterdi. Devir ve devran değişirken toplumun beklentileri de yükseldi. Bugün Ak Parti iktidarının çıtayı koyduğu yerin bir hayli yüksek olduğunu insaf sahibi herkes kabul ediyor. Az zamanda Türkiye için büyük işler başarıldı. Dün dünde kaldı. Bugün artık daha iyisini söyleme ve vaad etme zamanı... Artık toplum olarak "çamur deryası içindeki bozuk yolları onaracağım, susuz köyünüze su getireceğim, sağlık hizmeti vereceğim, çürük konutlarınızı yeniden inşa edeceğim" aşamasının ötesine geçmek durumundayız. Ülkemizi her alanda; demokrasisiyle, teknolojisiyle, ekonomisiyle süper güç haline getirmenin adımının atılması gerekiyor. Onun içinde yazının başlığında bu değişimin başrolünü üstlenecek gençlerimizin daha iyi anlayacağı bir ifade kullandım: Türkiye'ye 'level' atlatma zamanı... Haydi iş başına!
Önceki gün ziyaretimize gelen Haber7 yazarlarından Fatih Karakaya ile hasbihal ederken oldukça ilginç bir noktaya dikkat çekti. Kendisi Fransa'da yaşıyor. "Başbakan Erdoğan, bundan sonra yaptığı duble yollarla övünmemesi gerekiyor" dedi ve sebebini şöyle izah etti: "Ak Parti'nin ilk iktidar olduğu günden bugüne yaklaşık 11 yıl geçti. o gün 10 yaşında olan çocuklar bugün 20'li yaşlarını aşmış gençler... Öyle bir nesil var ki geçmişin ana probleriyle büyümediler. O çocuklar yolsuzluğun, susuzluğun, ya da alınamayan sağlık hizmetininin vs. ne olduğunu hiç bilmediler. Yolsuzluğu, susuzluğu, ekmeksizliği yaşamadılar, bilmediler. Bilemeyecekler de... Onlar için enflasyonu tek haneli sayılara inse de, IMF borucu kapansa da fakir vatandaşların özel hastanelerde sağlık hizmeti almalarına imkan verilse de farketmiyor. AK Parti'nin yaptığı 21 bin kilometre bölünmüş otoyolun bir anlamı yok."
Haksız sayılmaz. Çünkü rakamlar da bu tezi destekliyor.
Mesela seçmen sayımızda 2002'den bu yana yaklaşık 10.5 milyonluk bir artış görünüyor. Buradan aynı zamanda genç nesilden ilk kez oy kullanacak olanların sayısının bir hayli fazla olduğunu da çıkarabilriz. Adayların ve partilerin onları ciddi anlamda dikkate alması gerekiyor.
Aşağıda vereceğim Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim dönemlerine göre açıklamış olduğu seçmen sayıları meselenin önemini daha iyi anlatacaktır;
2002 41.407.027 (Genel seçim)
2004 43.552.931 (Yerel seçim)
2007 42.533.041 (Genel seçim)
2007 42.629.733 (Referandum)
2009 48.006.650 (Yerel seçim)
2010 49.446.269 (Referandum)
2011 50.189.930 (Genel seçim)
2014 yılındaki yerel seçimlerde de 2 milyon 722 bin 981 kişilik yurt dışı seçmen sayısı ile birlikte toplam 54 milyon 703 bin 164 kişi oy kullanma imkanı bulacak. Bugün itibari ile yurt içi seçmen sayısı 51 milyon 980 bin 193...
Türkiye ardı ardına gelecek üç seçimlik döneme (yerel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler) doğru ilerlerken belirleyici unsur adaylar kadar, genç adayların ve seçmenlerin beklentilerini karşılayacak tutarlı adımlar olacak. Bunun için de ciddi kamuoyu araştırmalarına ihtiyaç var. Bireylere beklentileri sorulmalı.. Onlardan gelecek her bir öneri, hizmete talip olanlara ve ülkemize yeni ufuklar açacaktır.
Partiler genç nesile göre de yeni bir seçim stratejileri belirlemek zorunda... Onların seçme ve seçilme sürecinin her aşamasında bulunmalarının sağlanması çok önemli... Son Taksim Gezi Parkı benzeri olayları yaşamamak için bu özellikle yapılmalı... Çok konuşulan 'Y kuşağı'na demokratik hakları arayacakları doğru mecranın sandık ve demokratik seçimler olduğu da bu sayede daha iyi anlatılmış olacaktır.
Bir başka mesele; Türkiye kendi uçağını, kendi otomobilini, kendi savaş 'oyuncakları'nı, kendi ilacını, kendi uzay mekiğini kendi elektronik cihazlarını dünyaya da pazarlayacak şekilde üretmeye başlamalıdır. Demokrasi ve özgürlükleri hiç bir tartışma bırakmayacak şekilde tahsis etmelidir. Türkiye'nin bunları başaracak alt yapı fazlasıyla var. Batı'da olmayan insan gücü var. En önemlisi bu milletin gençliği var!
Bu noktalarda illa da gençliğimizin ne istediğini ortaya koyması ve ülkemizin geleceğine katkı vermek için fikrini belirtmesi gerekiyor. Yeni Türkiye bu gençlerin omuzlarında yükselmek durumundadır. Geleceğimizi şekillendirmek, bugün zamanı lehimize işletmek ancak donanımlı gençlerin ülke için katkı vermesi ile mümkün...
2014 yılının mart ayında yapılacak yerel seçimler de ülkemize yepyeni bir kapı aralayacak inşaallah... Yenileneceğiz... Yenilenirken de 90 yıl sonra henüz kuyruğundan yakalayabildiğimiz muasır medeniyetler seviyesinde önemli bir ivme tutturacağız.
Dünyada yıldızı ışıl ışıl parlayan Türkiye'yi 3'üncü dünya ülkesi gibi göstermeye çalışanlara inat, biz demokratik kanallarımızı işler tutacağız. İktidarıyla muhalefetiyle, sağcısıyla solcusuyla, Alevisiyle Sünnisiyle, genciyle yaşlısıyla... Ülkemizin 'Gezi'nen bir gençlikten ziyade üreten ve yöneten bir gençliğe ihtiyacı var. Bu kutlu göreve talip olan beri gelsin!
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli