Terörist kim, yandaşları kim?
Neler olduğunu anlamaya çalışırken Türkiye'nin en büyük adliyelerinden birinde iki silahlı teröristin bir savcımızı rehin aldığı haberi ile irkildik.
Olaylara anlam yüklemeye çalışırken, yine gündem gündem üstüne bindi.
Bütün yöntem ve tüm iletişim kanalları denenerek 6 saat süren görüşmeler sonuç vermedi.
Gündemin ağırlığının yorduğu ülkem, akşam saatlerinde acı haberi aldı.
Yine kurşun sesini sevenler kazandı, Mehmet Selim Kiraz Savcımız teröristler tarafından şehit edildi.
Hukuk adına, adaleti tesis etmek adına çalışan bir savcımız hain teröre verdiğimiz son kurban olarak kayıtlara geçti.
Üstelik canilerin katline ferman eyledikleri Berkin Elvan'ın hakkını aramak için mesai yürütürken...
Biri 1987, biri 1991 doğumlu burada adını bile anmak istemediğim iki isim çıktı hainler...
Terörün karanlığa sürükleyerek zehirlediği bu vatanın iki gencini daha, elleriyle akıttıkları kan boğdu.
Aynı Berkin Elvan gibi boylarından büyük işlere bulaşmışlardı.
Kanı kanla temizlemeyi arzulayanları sevindirirken, kendilerine de savcımıza da yazık ettiler.
Biz kaybettiklerimize yanalım, Berkin'in kan davasını güdenlerin maskelerini de düşürdü bu acı gelişme...
Artık bu maskeli intikam tugaylarını sahiplenenler için, 'Berkin masum bir çocuktu ekmek almaya gidiyordu' demek hiç de kolay olmayacak.
Öyle olsaydı hiç bir günahı yokken katledilen Burak Can'ı da unutmazlardı.
DHKP-C terör örgütününün hamilerinin gerçek yüzleri bu kadar belirginleştikten sonra...
Bu hain ve kanlı yapılara, siyasetten, medyadan, sanat camiasından hatta yargıdan kimlerin sempati duyduklarını iyi anlamak lazım...
Kimin kiminle kol kola olduğunu,
Koyun koyuna uyuduğunu,
Aynı Gezi kalkışması ve provokasyonunda olduğu gibi,
Bunların iç içe geçmiş organize yapılar olduğunu, her zaman ve her zeminde birbirlerini kolladığını iyi görmek gerek.
Gazetecilik yaptığını sananlar merkez medyadaki bazı yayın organlarının adalete kurşun sıkan DHKP-C terörünü nasıl basit bir eyleme dönüştürdüğünü görmedik sanmayın.
Teröre 'eylem' diyerek bu kanlı vahşeti masumlaştırmayı hazmetmemizi beklemesin kimse...
Devlete ve hukuka karşı yapılan hainliği savunanlar, susmamızı beklemesin utanmadan...
Sırf hükümete köşeye sıkıştırma hırsıyla yaptıkları bu ihaneti bu millet görmedi zannetmesin terörün maskeli yardakçıları...
Biz hiç birinize şaşırmıyoruz.
Özüne sözüne güvenen üstüne alınmasın, onlara sözümüz yok.
Kimse kusura bakmasın;
Malum medya organlarında beslenen terör sempatizanlarının gazeteci kimliği arkasına saklandıkları sır değil artık...
Devrimci, yoldaş, çapulcu sözde gazeteciler!
Teröristi 'şehit', devleti 'katil' görecek kadar sempatizan fikir militanları!
Kalemlerinden ve dillerinden hainlik damlıyor her fırsatta...
Birileri tarafından hep beslendiler, kollandılar.
Ne için?
Terör taşeronlarına ödedikleri bu bedel neyin bedeli?
Demokrasi, özgürlük maskesinin arkasına sığınıp devlete ve millete karşı her türlü karanlık emele hizmet edenler nerede duruyor?
Gün bu gerçekleri haykırma günü değilse ne zaman?
Eğilmeden bükülmeden bu sorulara cevap aramak zorundayız.
Teröriste yataklık ve yandaşlık yapanın da bir tanımı olmalı artık millet nazarında...
Her türlü hainlik planları yaparken kurban gidenler kahramanlaştırılırken, devletin hukuka kendini adamış bir savcısı hunharca şehit edilirken susacaksak bu vicdan bedenimize yük...
Zira bıçak kemiğe dayanmayı çoktan geçti çatır çatır çatırdatıyor.
Haykırmaksa haykırmak, meydan okumaksa meydan okumak,
'Katil devlet' diye haykıran teröristleri hala 'vatanperver' gösterebilecek birileri varsa önce erkekçe şehit savcının eşinin ve boynu bükük yetim kalan yavrularının yüzüne baksın.
Sonra da milletin karşısına çıksın.
Teröristlere sahip çıkan gazeteciler, demokrasi havarisi olarak millete nasıl bir avuntu hikayesi anlatacaklar?
Terörist yerine 'örgüt üyesi', terör örgütü yerine, 'DHKP-C örgütü', şehit savcı yerine 'rehin alınan savcı' ifadeleri kullanan sözde onurlu meslektaşlar...
Sözün tam da size;
Siz dün kafa olarak hastalıklıydınız, bugün de tedaviye muhtaçsınız, bu kafayla gittiğiniz sürece görünen o ki yarın da bu değişmeyecek.
Millet, onuruyla dimdik duranı alkışlarken, terörle birlikte sizi de lânetleyecek.
Bugün millet, Şehit Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı son yolculuğunda sahiplenirken, katillerini hangi karanlık maskeli yüzler kahramanlaştıracak!
Bu millet hiç bir yanlışı unutmuyor;
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Gezi'de ve Berkin Elvan olaylarında selam gönderip alnından öptüğü sözde 'direnişçiler' vardı mesela...
Sakın savcımızın katilleri onlar olmasın?!
Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde Dede Korkut'tan söylemişti sanırım. Bugün hain olarak karşımıza çıkanları ne güzel de özetliyor değil mi;
Kahpe içerden olunca
Kapı kilit tutmaz oğul!
Halk içinde bozgunluk yapan
Haindir oğul!
Nokta!
@oatesli
osman.atesli@haber7.com
-
sera 9 yıl önce Şikayet Etkelamine saglık usta ...Beğen Toplam 1 beğeni