Devlet meselesi!
2019 seçimlerine doğru yeniden ortalığın toz duman olacağının işaretleri erkenden kendini hissettirmeye başladı. Seçime bir buçuk yıldan fazla varken; ittifakları şekillendirme aceleciliğinden ve siyasi mevzi alma telaşından bile olabilecekleri kestirmek mümkün.
Seçim dönemlerinin doğal hareketliliği ve gerginliği olur ancak bu kadar erken değil.
Cepheleşme ve bloklaşmaların ilk işaretini CHP verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun-ki ben bu cümlenin bir ezberleteni olduğunu düşünüyorum- “2019 seçimleri iki eksenli olacaktır. Bir, demokrasiden yana olanlar. İki, tek adam rejiminden yana olanlar” ezberini tekrarlamaya başlaması boşa değil.
Bu ezber ve acelecilik doğal olarak Sayın Devlet Bahçeli’nin de dikkatini çekmiş olacak ki, salı günü MHP Grup toplantısında kendisini şu önemli uyarıyı yapmak zorunda hissetti:
"Şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme keskinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan'ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse MHP buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır”
Devlet Bahçeli’nin ihtarının çok önemli sebepleri var: Açık işaretlerini aldığı yeni karanlık planlar… Yeniden dizayn edilmeye çalışılan derin ittifaklar. Yedi düvele karşı ayakta kalan devleti zorda bırakabilecek hain senaryolar…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Gezi olaylarının başladığı 27 Mayıs 2013 tarihinden itibaren dış müdahalelere karşı açık bir beka mücadelesi veriyor. Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgeyi yeniden şekillendirmek isteyen küresel güçler epeyce bir zamandır kartlarını açık oynuyor. Hedef ülke olarak seçtikleri Türkiye’yi bir türlü düşüremedikleri için de hayli canları sıkkın.
Oyun büyük.
Büyük oyunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra en iyi fark eden isimlerinden biri de Sayın Devlet Bahçeli…
Bu sebeple küçük siyasi hesap ve hedefleri bir kenara bırakıyor. -Hatta öyle tahmin ediyorum ki bu yüzden Erdoğan’ın karşısına aday çıkarmayacak.-
Irak, Suriye, İran, Körfez ülkeleri, Filistin en son Ürdün… Bugün operasyona alınan ülkeler tombaladan çıkmış değil. Her biri karanlık bir planın hedefi… Küresel oyun kurucular, bu sıraya Türkiye’yi de sokmaya çalışalı bir hayli zaman oldu.
Uzun bir süredir yükleniyorlar. Bugüne kadar başaramadılar.
Belirtiler gösteriyor ki yeni saldırıyı 2019 seçimleri üzerinden yürütecekler.
Şebeke hazır kıta...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürekli ‘2019 seçimlerinin iki eksenli olacağı’na atıf yapması 16 Nisan bloğu için hazırlık gibi. ‘Eksen’in kendi tarafına eklemlenecekleri harekete geçirmek için parmak ‘şık’latıyor. CHP’nin yanında safa girecek yedekler belli. 16 Nisan’da ‘Hayır’ bloğunda olanlar belki bir-iki küçük noksanıyla; HDP, İyi Parti, VP, TKP, vs…
Terör örgütlerinden FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C ve diğerleri…
Bunun yanında Recep Tayyip Erdoğan’la bir türlü baş edemeyen dış güçler.
Sıralanacaklar…
Hatta söylemler bile aynı olacak.
‘Diktatör’, ‘Tek adam rejimi’ çıkışları da bu dilin parçası… Böylece kampanyayı yürütecekleri mecra ile ilgili sufle geldi.
Oyun sahnede… Hazırlıklı olmakta fayda var;
Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci defa Cumhurbaşkanı seçtirmemek için her yol deneyecek. İçeride hükümeti zorda bırakacak küresel ölçekte senaryolar… Yine dışarıda hazırlanacak yeni tertipler. Kolay kolay yıkamayacaklarını bildikleri Ak Parti-MHP cephesini kırmak için her türlü fitne ve ölçüsüzlük mübah.
Sayın Devlet Bahçeli’nin üstlendiği kritik rolün onlar da farkında.
Kılıçdaroğlu, “Bütün milliyetçilerin, bütün ülkücülerin 2019 seçimlerinde demokrasiden yana tavır koyacaklarına, tek adam rejimini istemeyeceklerine adım gibi eminim” dese de, solun ‘Ülkücüler’den ‘adı gibi emin’ olma palavrasına Sayın Devlet Bahçeli’nin “15 Temmuz'dan beri süregelen tutarlı duruşumuz tartışmasız muhafaza edilecektir. Partimiz 16 Nisan halk oylaması şuurunun gereği olarak Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tesis etmek için birlikte ve yan yana mücadelesini sürdürecektir.” cevabı son derece manidar.
Bu noktada Başbakan Binali Yıldırım’ın "Bugünlerde başka bir film çeviriyorlar ama boşuna heveslenmesinler" uyarısını hatırlatmakta fayda var.
ABD'de tutuklu bulunan ve 27 Kasım'da jüri önünde yargılanacak olan İranlı işadamı Reza Zarrab ile Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla konusunda yaşanan gelişmeler yukarıda sıralananlardan ayrı değil. Planın başka bir ayağı...
Harekete geçtiler.
Ekonomik baskılar ve kriz senaryoları, dize getirme girişimlerinin ilk yöntemi olarak uygulamaya koyuldu. Halkı yıldırmaya çalışacaklar.
Sonrasında siyasi baskılar gelecek.
Ardından daha önce denedikleri gibi müdahale zemini yoklamaya çalışacaklar.
Bu yıl büyümede dünya rekoru beklenirken hüzünlenenler!
“Gelecek yıl büyümemiz düşecekmiş” umuduna bağlanıp 8 sütunda zil takıp oynamadıkları kalanlar!
2019’da “Bizim çocuklar yine başaramadı” diye ağlaşacak diz arayacak hainleri ve sığıntıları bugünden görür gibiyiz.
Nedamet getireceklerin pozisyonlarını son bir kez daha gözden geçirmelerinde fayda var.
Yerli milli olanların cephesi belli. Batı’ya FETÖ öncülüğünde Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden devleti düşürme sözü verenlerin de kim oldukları ve durdukları yer belli.
Mesele Türkiye’nin istikbal meselesi… Mesele devlet meselesi…
Millet farkında, Devlet farkında!
Twitter: @oatesli
-
osman 7 yıl önce Şikayet EtGayet yerinde bir tahlil,Beğen Toplam 1 beğeni
-
Hasan 7 yıl önce Şikayet EtOsman abim senden ricam bedelli askerlik konusunda devlet büyüklerimizin duyacakları şekilde yazılar yazıp gündeme getirmendir, yeni evli ve anneme bakmakla yükümlü bir gencim 27 yaşındayım askere gittiğim zaman duzenim bozulacaktır, şimdiden teşekkürlerBeğen Toplam 1 beğeni
-
Murat 7 yıl önce Şikayet EtAllahın izini ile MHP ve AKP bunların üstesinden gelecektir. O demokrasi dedikleri kendileri çok iyi demokrasi getirdiler de demokrasiden bahsediyorlar. Sonları hiç iyi değilBeğen Toplam 2 beğeni
-
Emre 7 yıl önce Şikayet EteyvallahBeğen Toplam 2 beğeni
-
delik 7 yıl önce Şikayet EtTürkiye ,abd nin iran AMBARGOSUNU delmediyse hata yapmış, DELDİYSE ellerine sağlık,hedef büyüterek şimdide abd yi delmemiz lazımBeğen Toplam 2 beğeni