Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası Bem-Bir-Sen’in İbrahim Keresteci Basın Ödülleri töreni vesilesiyle çarşamba ve perşembe günü Diyarbakır’daydık.

Diyarbakır’daki büyük değişimi gözlerimizle görme fırsatı bulduk. Kayyum olarak atanan belediye başkanlarının önderliğinde büyük işler başarıldığını yerinde gördük.

Uçağınız şehre yaklaşmaya başladığı andan itibaren yaşanan değişimi görüyorsunuz. Göz alabildiğine uzanan dümdüz araziler işlenmiş, bakımları yapılmış durumda… Boş bırakılmış tek bir arazi  görmek mümkün değil. İp gibi çizilmiş tarla sınırların da bile işlenmeyen atıl bir yer yok. Oysa daha birkaç yıl önce terör olayları sebebiyle halk tarlalarına gidemez hale gelmişti.

Diyarbakır Havalimanı'nın yenilenen terminaline adımınızı atar atmaz şehirdeki dün ve bugün farkını hissediyorsunuz. Pırıl pırıl bir terminal binası… Havalimanının dışına çıkınca da durum değişmiyor. Havalimanının etrafını çevreleyen şehir yapılaşmasındaki düzen intizam inanın Batı’daki pek çok şehirde yok.  

6-7 Ekim 2014 tarihinde Diyarbakır'da patlak veren Doğu ve Güneydoğu Anadolu şehirlerine yayılan çukur terörü sonrası yaşananlar hepimizin hafızalarında taptaze… Teröristler ve yandaşları açtıkları çukurlara gömüleli çok zaman olmamış olsa da, bu kısa sürede terörün mağdur ettiği diğer iller gibi Diyarbakır’da da yapılan işler hayli büyük. Şehirde büyük bir inşa ve ihya faaliyeti yürütülüyor.

Özellikle Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak’ın yerine kayyum olarak atanan Cumali Atilla’nın da şehrin bugünleri görmesinde emekleri büyük. Daha önce Diyarbakır Vali Yardımcılığı görevinde bulunan Cumali Atilla, şehri ve bölgeyi iyi bilen bir isim. Bu da hızlı mesafe alınmasını sağlamış. Diyarbakır’ın ilçelerine atanan kayyumlar da aynı şekilde. Kayyum yönetimleri, hizmetlerle halkın gönlüne girmeyi başarmış. Hükümet de yaptığı yatırımlarla geçer notu almış görünüyor. Bu çok net ortada...

Sahabe efendilerimizin metfun bulunduğu kadim şehir Diyarbakır’ın Sur bölgesinde geniş çaplı restorasyon ve inşaat çalışması yapılmış. Tarihi Ulu Cami çevresi ve İçkale bölgesi aynı şekilde. Adeta çehresi değişmiş. Caddeler temiz ve nezih bir hale gelmiş. Herkes işinde gücünde… Aylarca dükkanları kapalı kalan esnaf ekmek teknelerine dönmenin huzurunu yaşıyor. Şehir sükun içinde… Terörün açtığı yaralar iyice kapanmaya yüz tutmuş. Herkesin arzusu, bu huzur ortamının ve yatırımların sürmesi…

Sokaklardaki değişim henüz 1-2 yıl önce şehre gelmiş olan ekibimizdeki basın mensuplarını bile şaşırtıyor. Yıkıntı ve döküntüler arasında, çöp dağları içinde aynı sokakları dolaştıkları günleri hatırlatıyorlar.

Tarihi binalar restore edilmiş, yeni binalar inşa edilmiş, çevre düzenlemesi yapılmış. Sokaklar insan seli. Hazreti Süleyman Camii'nin etrafı mezbelelikten huzur semtine dönüşmüş. Parklarda aileler çocuklarını gezdiriyor. Yaşlısı genci hava almaya çıkmış.

Vatandaşlar da yapılanlardan oldukça memnun. Bununla birlikte henüz çalışmalar her tarafta tamama ermiş değil. Bazı kısımlarda çalışmalar sürüyor. Bugüne kadar başarılan işler için bile başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ olmak üzere tüm emeği geçen paydaşları tebrik etmek gerek.

Az da olsa mağduriyetler de dillendirilmiyor değil. Onlar da dikkate alınırsa giderilmesi mümkün.

Diyarbakır’a son yolumuzun düştüğü günden bugüne şehir her açıdan inanılmaz değişimler yaşamış. Geçmişte Diyarbakır - Mardin arasını akşam ezanından sonra kat etmek durumunda kaldığımız için mihmandarlığımızı yapan şoförümüzün yüzünü nasıl endişe kaplamıştı. Bizi sağ selamet havalimanına ulaştırana kadar akla karayı seçmişti. Bugün artık öyle değil.

Bölgenin her tarafına, canınızın istediği, kafanızın estiği gibi güvenle gidebiliyorsunuz. Yollar emniyetli ve düzgün. Terör tehdidi neredeyse sıfıra inmiş. Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Batman, Van, Hakkari… Hiçbir sıkıntı yok. Bu bilgiyi bizzat toplantılar ve ödül töreni için bölgenin farklı yerlerinden gelmiş isimlerden de teyit ediyoruz.

Gazeteci arkadaşlarımızla Diyarbakır sokaklarını adımladığımız saatlerde sosyal medyada yoğun beğeni ve paylaşım almış Diyarbakır ile ilgili twitt dikkatimi çekiyor.

“New York desem bayılırsın laik çocuk. Ama burası Diyarbakır” mesajı ile yenilenen şehirden eklenen bir fotoğraf karesi tüm anlattıklarımızı özetliyor aslında. Başlığı hak ediyor.

İstanbul’a dönüş için uçağımız havalanırken, askeri üs olarak da kullanılan havalimanının hangarlarında park halinde bekleyen savaş jetleri ve askeri helikopterler görülüyor. Bu manzara karşısında bir zamanlar gün aşırı gelen “Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nde F-16 hareketliliği” haberlerini hatırlamamak elde değil. Şehirdeki sükunet buraya bile yansımış.

‘Dıyarbekir’i “evvel Rabbimize sonra emin ellere emanetsin” diyerek arkamızda bırakarak uzaklaşıyoruz. Kadim şehrin ezelden çalınmış ümmet mayası var. Kelle koltukta görev yapan görünen bekçileri, bir de gözle göremesek de hissettiğimiz manevi bekçileri var. Görebilene, hissedebilene…

Yazımızı Haber7’yi Yılın Haber Sitesi ödülüne layık gören Bem-Bir-Sen’e teşekkürle, sendikanın eski genel sekreteri dava adamı büyüğümüz İbrahim Keresteci Ağabeyimizi de rahmetle anarak bitirelim. Ruhu için El Fatiha.

Osman Ateşli – Haber7

E-posta: Osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli