Oyunu hazmedebiliyor musun?
Türkiye’nin dünya süper ligi için varlık mücadelesine soyunacağı bir seçimin arefesindeyiz... 24 Haziran günü sandık başında devletimizi ve milletimizi sınırlayacak tüm engellemelere karşı belki de son meydan okumamızı yapacağız. Milletimizin demokratik iradesi ve tercihi Türkiye’nin yönünü tayin edecek.
Türkiye'nin önünde yepyeni ufuklar var. Diğer tarafta da şer cephesinin tezgahları işliyor.
Milleti kuşatma altına alabileceklerini zannettikleri ağlarını epeydir örüyorlar.
Arzuları filmi geri sarabilmek; Türkiye’yi, geçmişte yıllarını heba ettiği, çıkmaz sokaklara yeniden döndürmek.
Başımıza çorap örmek için türlü denklemler yürütülüyor.
Teröre prim verilen, teröriste itibar bahşedilen kirli pazarlıkların yürütüldüğü planlar işletiliyor.
İstiyorlar ki Türkiye yeniden o günlere dönsün.
İstiyorlar ki, Türkiye karışsın, kaos olsun, kriz çıksın…
İstiyorlar ki, Türkiye başını bir daha kaldıramasın.
İstiyorlar ki, 15 Temmuz’un, 16 Nisan 2017’deki referandumunun rövanşı görülsün.
Milletin onayını almış, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yönetim sistemine geçmesinin önü alınsın.
Dayatılmaya çalışılan derin bir senaryo var;
Geçmiş Türkiye’de olduğu gibi azınlığın çoğunluğa hükmetmesini sağlamak.Tam da bunu istiyorlar.
Azınlığın çoğunluğa yeniden tahakkümünün yeniden tesisinin yolu olarak da 24 Haziran’daki seçimi ikinci tura ulaştırabilmekte görüyorlar.
Karşı cephenin tüm planı bunun üzerine kurulu.
Zaten hiç birinin tek başına seçimden birinci parti çıkma gibi bir vizyonları yok.
Dış gazlamalarla beraber tamamen ikinci tura odaklandılar;
Erdoğan yüzde 40’ı bile bulamasın, alırsa da yüzde 49.99’da kalsın. İlk turda seçilemesin. (Uyanın oylar yüzde 55’lere doğru gidiyor bu arada)
Ak Parti ve MHP’nin sandalye sayısı ilk turda 300 milletvekilinin altında kalsın.
Beş benzemezler ittifakı, ilk turda hiçbir şekilde kazanamayacağını bildikleri için seçimi ikinci tura bıraktırıp, türlü dümenle tabelayı kendi lehlerine çevirmeye çalışıyor.
Yüzde 25’in ya biraz altı ya biraz üstü Muharrem, yüzde 10 altı üstü tartışılan Meral ve Demirtaş, yüzde 1’lik Karamollaoğlu. Seçmen iradesini aksi yöne çevirmek için kendilerince iş çeviriyorlar.
Siyasetin görüp göreceği en ilkesiz isimler, milletin başına gelebilecek en büyük felaket olarak karşımızda duruyor.
Emperyalist güçler, siyasetin görüp görebileceği en çapsız liderlerden bir lider çıkarmanın İnce taktiğini uyguluyorlar.
Gerçekleşmeyecek bir rüyanın istiharesinde bakalım ne görecekler.
24 Haziran akşamı bunu anlayacağız.
Sandıkta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarısı kadar bile oy alamayacak Muharrem ile 10 seçmenden neredeyse 1’inin bile tercih etmeyeceği Meral’i başımıza geçirmek için bütün bunlar. Sırtını dayadığı dağları başlarına yıktığımız Selahattin ve dağ kadrosu ile FETÖ de yancıları olacak. Bir de yüzde 1’lik Karamollaoğlu’nu unutmayalım.
Senaryoları bu… Tabi millet bunların zokalarını yutarsa… 7 seçimdir ders veren millet bunlara zokanın büyüğünü yutturacak haberleri yok.
Varsayalım hesapları tuttu. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı;
İnce, Demirtaş, Akşener, Karamollaoğlu ve dışımızdaki şer güçler…
Bu odaklar, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığında birleştirdikleri zayıf siyasi kuklaları bir potada buluşturmayı başarmış olsa da, bu siyasi aktörlerin tabanlarına dayattıkları tercihi kabul ettirebilmeleri kolay görünmüyor.
Mesela, dindar, milliyetçi ya da sol görüşe sahip ancak sağduyulu, ülkesini seven, milletini düşünen tabandaki seçmen, iş ciddiyete binince böyle bir maceraya sürüklenir mi?
Tüm ilkelerinin bir kenara itilmesine razı olur mu?
Fabrika ayarlarını bozmaya çalışanlara itibar eder mi?
Asla! Hatta imkansız.
Madalyonun tersinde; SP ve İP’e gidecek her oy aynı zamanda CHP-HDP’nin hanesine yazacak. CHP ve HDP’li seçmen için de tam tersi geçerli.
Tam bu bu noktaya gelmişken, özellikle milliyetçi muhafazakar seçmenlere sormak lazım;
FETÖ’cünün, PKK’lı teröristin, ulusalcının, dinsizin, ataistin, Kemalistin oyu aynı hanede toplanacak. Ve karşına senin iraden olarak konulacak. Buna razı mısın?
Ellerindeki tertemiz iradene bulaşan bu tanımsız renklerden sadece çok kirli bir renk tonu elde edebileceğini öngöremiyor musun?
25 Haziran sabahına nasıl bir Türkiye’ye uyanmak istediğini istersen bir daha düşün.
Kaos da elinde, istikrar da…
Yeni sorunlar üretecek de sen, sorunları çözecek de…
Mühür sende, Süleyman sensin. Tercih senin.
Akıl ve erdem terazinle tart bakalım ne çıkacak.
Renkler ortada… Renk körlerine zaten ne söylense az.
Pazar sabahı demokratik irademize sahip çıkmak için mührü vuracağımız her oy çok değerli. Her oy çok önemli.
Unutma, gaza gelme!
Bir daha düşün;
Bu seçim sadece bir seçimden ibaret değil.
Hadi oyunları da bir kenara bıraktık diyelim, asıl sen oyunu hazmedebiliyor musun ona bak!
e-posta: osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli