Bele takacak tabanca bulunamayan günlerden yüzde 80 yerli ve milliliğe…
Bir grup gazeteci ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın davetlisi olarak iki gün boyunca İzmir Seferihisar’da yapılan Efes-2022 tatbikatını takip etme imkânı bulduk. Mehmetçiğin cenge her daim hazır olma cesaret, azim ve kararlılığına bir kez daha yakından tanık olduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’a yönelik tarihi uyarıları gerçekten çok önemli bir eşikte olduğumuzu ortaya koydu. Devletin en tepesinin tam kadro, sınırlarımızın Atina’ya en yakın noktalarından birinden, tatbikatı takip etmesi bile başlı başına mesajdı. Hedef gözetilerek yapılan açık uyarıların adresini bulup bulmadığı konusunda kimsenin şüphesi yok.
Tatbikatın seçkin gözlemci gününü Libya Başbakanı ve Savunma Bakanı Abdulhamid Dibeybe ile Azerbaycan, Gambiya, Kamerun, Katar, Kırgızistan, Kosova ve Ruanda'nın savunma bakanları, Bosna Hersek, Etiyopya, Kazakistan, Libya, Macaristan ve Pakistan'ın genelkurmay başkanlarının da aralarında bulunduğu önemli isimler de bulunduğumuz platformdan takip ettiler. Tatbikatı hayranlıkla takip ettiklerini gördük.
Tatbikat nihayete erince Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile gündemdeki sıcak başlıklarla alakalı uzun bir söyleşi yapma imkânımız oldu. Kayıt dışı olmayan bölümlerinden bazı notlarımı size aktarmak istiyorum. Akar söyleşi için karşımıza, 37 ülkeden 11 binden fazla askerin katıldığı tatbikatın, üstün bir başarı ile kazasız belasız tamamlanmasının iç huzuru ve memnuniyeti ile oturdu. Efes Tatbikatı, 1975 yılından beri yapılan TSK’nın en büyük planlı tatbikatı… 2016 yılından itibaren uluslararası düzeyde icra ediliyor.
Akar da söyleşi sırasında geniş kapsamlı icra edilen tatbikatın amacının ordumuzun “etkin-caydırıcı- saygın özelliğini pekiştirmek” olduğunu vurguladı.
ROMANTİKLERE GÖNDERME, MEDYAYA ÇAĞRI
Söyleşinin ağırlıklı konulardan biri yine Yunanistan’la yaşadığımız gerilim oldu. Akar, Yunanistan’ı bir kez daha diplomasi masasına davet etti, gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye uluslararası anlaşmalara uygun davranmaya çağırdı. Aşina olduğumuz tabirle “tam da burnumuzun dibi”ndeki adalarla ilgili bir oldubittiye müsaade edilmeyeceğini tekrar etti. Yunan sevdalısı bazı romantiklere, eski monşerlerin akıl tutulması saçmalıklarına sözlerinin satır aralarında göndermeler yaptı. Türkiye’nin haklı davasında medyanın daha aktif rol oynaması gerektiğini dile getirdi.
TATBİKATTA YÜZDE 95’İ AŞAN BAŞARI
Akar, tatbikat kapsamında şahit olduklarımızın Silahlı Kuvvetlerimizin günlük hayatında yaptığı faaliyetlerin bir benzeri olduğunu üstüne basa basa ifade etti. Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlere gönderme yaptı. Günlük faaliyetlerde de uçakların hedeflerini vurduğunu, askerin en zorlu arazi şartlarında devam etmekte olan arama tarama faaliyetlerinde benzer faaliyetler içinde olduğunu hatırlattı. “Muharebe tecrübesi konusunda kimse Mehmetçiğin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eline su dökemez” cümlesini kuracak kadar bu konuda iddialıydı.
Karadan topçu ve komando birlikleri, havadan uçaklar, denizden firkateyn ve botlar hedefleri nokta atışıyla vurdu. Denizden karadaki hedefleri döven toplar, sahile çıkarma yapılan botlar, kuş sürüsünü andıran görüntüsüyle Atak helikopterlerinin, uçakların dosta güven, düşmana korku ve endişe veren görüntüsü görülmeye değerdi. Tatbikatta yüzde 95’i aşan bir başarı oranından söz ediliyor.
Batman’dan havalanan Akıncı TİHA, hedefi vurup Batman’daki üssüne geri dönmesi bile dünya gündeminde kendisine yer bulabilecek derecede bir başarı... Tüm bunlar olurken, Ege’nin karşı kıyılarındaki yayılmacı komşunun uykuları kaçmasın da ne yapsın. Uluslararası camianın gazıyla Türkiye’ye efelenmeyi kendi kamuoylarına bile anlatmaları bu saatten sonra çok kolay değil.
YERLİ MİLLİ SİLAHLAR YERİ GÖĞÜ İNLETTİ
Efes - 2022 Birleşik Müşterek Tatbikatı sırasında yerli ve milli savunma sanayiimizin nereden nereye geldiğini de gözlemleme fırsatı bulduk. Dünyanın hayranlıkla izlediği yerli silahlarımızı, gecesini gündüze katarak üretenlerden dinledik. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yapılmayanı yapın” şeklinde göstermiş olduğu hedefte adım adım ilerliyoruz. En stratejik ürünler özenle belirlenerek üretim yelpazesine ekleniyor. Bir iki yıl gibi kısa sürede ordumuzun elinde hiç olmayan silahlar sıfırdan yapılarak envantere kaydediliyor. Silahlı Kuvvetlerin kullanımına sunuluyor.
Hulusi Akar’ın meselenin bu yönüyle ilgili kullandığı, “Silahlı Kuvvetlerimizin eğitimini, tatbikatını en etkin şekilde yerine getirip, en ileri teknolojiye sahip silah , araç, gereç, mühimmatla teçhiz etmek” ifadesi hedefleneni özetliyordu.
BELİMİZE TAKACAK TABANCA BULAMAZDIK!
Konuşmanın tam burasında kendi aktif askerlik dönemiyle ilgili anlattığı bir anekdot oldukça dikkat çekiciydi.
Akar, genç bir subayken uluslararası görevlerde yabancı askeri misyonlarla görev icabı bir araya geldiklerinde yaşadıklarına atıf yaptı.
“Yabancı askerlere karşı aman altta kalmayalım diye belimize takacak adam akıllı tabanca bulmakta zorlanırdık. Arkadaşlarımızdan ödünç aldığımız bile olurdu. O günlerde bırakın ağır silahları konuşmayı, belimize takacak tabanca bulamazdık. Artık hafif silah konusunda hiçbir sıkıntımız yok.”
Savunma sanayiinde yüzde 75-80 yerlilik oranını yakaladığımızı bir kez daha teyit ediyor. Gerçekten gurur verici bir rakam. Ordumuzda kullanılan savaş aletlerinin ve teçhizatın büyük çoğunluğu artık yerli unsurlardan oluşuyor. F-16’ların yeri göğü inleten bombaları bile kendi tesislerimizde üretir hale gelmiş durumdayız...
Tatbikat bölgesinde açılan ve 43 firmanın katıldığı Savunma Sanayi Sergisi'nde savunma sanayii uzmanları ile görüşme imkânı da bulduk. Gelişmelerin bir bölümü haberlere de yansıdı. Ben de edindiğim önemli bilgileri aktarayım; Henüz envantere girmek için sıra bekleyen, test aşamalarında sona yaklaşılmış yüzlerce silah, mühimmat ve sistem var. Bahsi kapatmadan müjdeyi verelim; Savunma sanayiimizin yakın geleceği çok büyük müjdelere gebe… İfade edilenlere göre bu müjdelerden biri en çok ihtiyacımız olan, en çok eksikliğini hissettiğimiz ürünlerden biriyle ilgili olacak. Yazın ortalarına doğru bu önemli müjdeyi duymaya hazır olabilirsiniz.
TÜRK ASKERİ CESARETİ VE KABİYETLERİ İLE HAYRAN BIRAKTI
Gelelim tatbikatın en önemli ve ıskalanmaması gereken konusuna; Tatbikata damga vuran silahları kullanan askerlerin cesaret ve kabiliyeti…
Tatbikatların gece icraları sona erdikten sonra ordumuzun üst düzey komutanlarıyla da ayaküstü tatbikatı değerlendirme imkânı bulduk. Silahların nitelikleri bir yana kimin kullandığının öneminin altına çizdiler. “Türk askerinin yapmış olduğu faaliyetleri dünya ülkelerinin hiçbirinin askerinin bu kadar başarılı icra edemeyeceği” konusunda komutanlarımız da hayli iddialıydı. Özellikle yabancı askeri yetkililerin de bu durumu gözlemlediklerini, bazı icralar için ‘yapılması çok zor, imkânsız’ dedikleri dile getirildi.
Ege’deki adaları uluslararası anlaşmalara aykırı bir şekilde silahlandıran, adalara askeri üsler kuran, NATO ve üçüncü taraf ülkeleri hukuksuzluğuna alet eden Yunanistan’ı bu gerçekler elbette tedirgin ediyor. Dost ve müttefik ülkelerle olan birlikteliğimizin yanı sıra bölge ülkeleriyle ilişkileri düzeltmeye başlamamız da panik katsayılarını artırıyor.
YUNANİSTAN’LA SICAK ÇATIŞMA ORTAMINA GİRER MİYİZ?
Söyleşi sırasında Bakan Akar’a “Türkiye-Yunanistan arasında yaşanan gerilimden sıcak çatışma çıkar mı, böyle bir riski var mı?” şeklinde bir soru yöneltmiştim.
Cevabı şöyle oldu; “Biz gerçekten sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri kapsamında barışçıl yollarla, diyalogla çözülmesinden yanayız. Tüm komşularımızla ve diğer bölge ülkeleri ile ilişkilerimiz her geçen gün daha da iyiye gitmektedir. Ama bu durum, Yunanistan’ın kendi lehine kurmaya çalıştığı tüm oyun ve hileleri bozmaktadır. Bu nedenle bir panik havası yaşıyorlar. Muhataplarımızla her karşılaştığımızda her zaman görüşebileceğimizi dile getiriyoruz. Maalesef şu ana kadar bir karşılık göremedik.”
En nihayetinde mesele şu soruda düğümleniyor; Diplomasi masasına gelmeyen Yunanistan, bakalım gerilimi daha ne kadar tırmandıracak?
Bunu bilemiyoruz ama meselenin varacağı noktayı Yunanistan’ın boyunu posunu aşacak işlere bulaşıp bulaşmamasının belirleyeceğini gözlemlediğimiz kadarıyla öngörebiliyoruz.
Osman Ateşli – Haber7
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli