Şimdi gitme zamanı
Evde yolculuk heyecanı ve neşesi var. Nasipse yeşilin bütün tonlarının diğer tüm renklerin üzerinde hakimiyet kurduğu memleketime doğru uzanacağım. Sılayı rahimle özlemlerime minik bir ara verip sayılı günleri tüketeceğim.
Bu bir yıl yolu gözlenen rüzgar gibi geçecek zaman dilimini dolu dolu geçirmek için gurbet köşelerinde biriktirdiğim hasretlerime bir nebze gem vuracak bir liste yaptım bile şimdiden...
Yolculuklar benim için her yönüyle müthiş duygular barındırır... Hasrete doğru kıvrılan o yollar yok mu... Elimden geldiğince yolculuklarımı özlemlerime uzanmak için yapmayı tercih ediyorum. O yüzden kıvrılıp uzayan yollar hiç bitmesin duygusuyla gidiliyor her seferinde.. Mola yerlerinin bile havası bambaşka oluyor. Otobüsle gidecek olmasam da küçüklüğümden beri hayatıma farklı bir renk katan o mola yerlerinin havasını bir kez daha yaşayacağım.
Çocukluktan Rabbimin damağımda tat olarak bıraktığı baba ocağımızdaki güzellikleri tatmaya gidiyorum anlayacağınız.
Şehrin insanı fıtratının dışına iten, öz yörüngesinden uzaklaştıran sınırlı havasından kurtulup köyün sınırları kaldıran özgürlüğünün kapsama alanına gireceğim bir süre...
İstanbul'un boğucu trafiğine yakalanmadan gecenin sabaha gebe olduğu saatlerde usulca şehirden ayrılacak, Bolu Dağı'nı, Ilgaz'ı aşıp bir çırpıda gün ortasına doğru Karadeniz'in ortalarında soluğu alacağım.
Dost elinde dostlarla buluşacak onlarla en yalın en saf duygularla bir kez daha kucaklaşacağım sımsıkı...
Memleketimde yaşanacak en güzel günleri, Ramazan ayının cehennem azabından kurtuluş mutluluğuyla bezenen günlerinin coşkusuyla taçlandıracağım.
5-6'lı yaşlarımda yine bu zamanlarda tuttuğumuz çocuk oruçlarını hatırlayacak, tıpkı o günlerde yaptığımız gibi ağabeylerimiz ve ablalarımızla dut ve kiraz ağaçlarından topladığımız iftariyeliklerimiz avuçlarımızda köyümüzün tepesinde karşı tepeden atılacak iftar topunu bekleyeceğim.
Fırından aldığım hamurundan, yumurtasından, susamından çalınmamış mis gibi kokan Ramazan pidesini koltuğumun altına sıkıştırıp evin yolunu tutacağım örneğin.
Anne elinden evlada sunulan nimetlerin en güzellerini bir kez daha tatma fırsatı bulacağım.
Bahçede evlat özlemiyle özenle yetiştirilmiş sebze ve meyveleri tazecik dalından kopararak hormonsuz tadıyla mideye indireceğim.
Sahur yaptıktan sonra köyümün insanları ile buluşup sohbet ederek sabah namazını eda etmek için caminin yolunu tutacağım.
Yolların ve bahçelerin kenarlarındaki bellki de faydasından çok zararı olduğu düşünülen insan belini geçen otların yabani hayata özgü kokusunu içime dolduracağım. Yağmurla çöken puslu havayı soluyacağım özlemle...
Belki bir taş avlunun kenarına ya da ağaç altına oturup Recep Amca'yla hasbihal edeceğim gün batımına karşı... Köyümün içten ve samimi şivesiyle kulağımın şehir gürültüsüyle kapanmaya yüz tutmuş pasını sileceğim.
Nimeti verene şükür ile bollaşan harmanların kenarında oturarak bu yılki rızkını kurutmaya çalışanlarla selamlaşacağım.
Yeşil çimenlerin üzerine bırakarak kendimi bir taraftan şehirde bakmayı unuttuğumuz gökyüzündeki ilahi nizamı tamaşa ederken diğer taraftan cırcır böceklerinin eşsiz konserine kulak kabartacağım.
Hala doğallığını korumak için zamana ve mekana direnen ırmağımızın serin sularına ayaklarımı sokacağım. Yükseklerdeki yayla havasını solumak, buz gibi sularından içmek için Caniklerin zirvesine çıkacağım.
Arefe günü sabah namazı sonrası babama bir Yasin bir Fatiha okumaya gideceğim köy mezarlığına...
Hayatımın en güzel bayram günleri olarak hatırladığım çocukluğumdaki gibi bayram sabahını yine köyümde yaşayacağım. Köy ahalisiyle cami avlusunda buluşup halka halka bayramlaşmayı yaşarken bayrama ermenin sevinç ve huzuruna varacağım.
Bu vatanın her bir yanı cennet her bir yanı yaşanılası güzelliklerle dolu... Önemli olan bulunduğun yerdeki hayatın güzel taraflarının farkında olabilmek. Ben bir kez daha güzelliklerin en Anadolusunu yaşamaya gidiyorum.
Velhasılı kelam bu duygular anlatılmaz yaşanır. Ben unutmaya yüz tuttuğum bu güzellikleri tüm benliğimle yaşamaya gidiyorum. Buram buram memleket özlemiyle yananlar sizi de beklerim. Haydi düşün peşime...
Osman Ateşli - Haber 7
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
-
zehra yavuz 12 yıl önce Şikayet Etköyü bile olmayanlar nereye gitsinler?. kendimize bir köy mu bulalim? herkesin öyle doga güzelliklerini gezmeye sansi yok. para ve zaman da yok. doga manzarali oteller de cok pahali. herkesin ailesi de yanibasinda degil. herkese "tatil izni" de (tatil günleri hakki birikmis olsa da!) verilmiyor...sizin sansiniz yaver gitmis, halinize sükredin.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Metin Yazar 12 yıl önce Şikayet Etisteriz. fındık isteriz.Beğen Toplam 2 beğeni