Dünya devlerinden biri olma yolunda ilerleyen Türkiye'nin cazibesine kapılan yabancı yatırımcılar, yeni yatırımlarına merkez üssü olarak Türkiye'yi seçiyor. Anlayacağınız topraklarımızda yeni yatırım alanları için tam bir köşe kapma yarışı var.  

Bugün muhalif gazetelerin ekonomi sayfalarında bile yer bulan bu haberlerin anlamını iyi okumak gerek. 

Avrupalı firmalar tesislerini bir an önce kurma yarışına girerken, Rusya, Arap zenginler, Iraklılar ve Azeri kardeşlerimiz yatırım yapmak için yeni yer bakıyor, arsalar alıyor. Kimi Trakya'da, kimi Konya'da, kimi Adana'da, kimi Urfa'da, kimi Nevşehir'de, kimi Sakarya'da... Bir taraftan yeni Türkiye'ye para kazandırırken kendileri de daha çok kazanmanın hesabını yapıyor. 

Avrupa piyasalarındaki daralma, Ortadoğu  ve Afrika'ya kadar olan bölgedeki karışıklıklar haliyle tüm dikkatlerin Türkiye'nin üzerine çevrilmesine neden oldu. Bugün Türkiye yatırımcı açısından dünyaya açılan en güvenli kapılardan biri olarak görülüyor. Doğusu batısı yok yatırımlar için dev arsalar aranıyor.  Türkiye'nin hemen hemen her bölgesi yatırım için biçilmiş kaftan... Çünkü dev tesislerin hemen yanıbaşında üretilen ürünlerin satışa dönüştürülebileceği uygun pazarlar var. 

Fransızların dev firması Eurotop bile Türkiye'ye fabrika kurmak için çalışmalar yapıyor. Tam bir çöküş yaşayan Yunanistan'ın krizi bir nebze hafif atlatan Avrupa'nın en büyük markası olan Yunan Chipita da Gebze'de arsa aldı. Hedef yeni cazibe merkezi Türkiye'den daha da büyümek. 

Bugün dünyanın dört bir yanından yatırımcıların yer beğendiği ülke olduysak bunda son 10 yıl içinde zirve yapan istikrarın katkısı büyük.Ticari anlamda büyüyen Türkiye bir taraftan da geçmişin dar kalıplarını kırıyor. Dünya yüzünde hiç bir coğrafya yok ki böyle tam bir ateş topunun ortasında kolay kolay bir huzur vadisi olabilsin...  Dünya devi ülkeler tam kavşakların buluşma noktası olan bu kritik bölgede bunu başaran Türkiye'yi takdirle karşılıyor. Bildikleri bir şey var mutlaka... Yabancı yatırımcının; bir tarafı batıya, bir tarafı doğuya uzanan, kuzeyi Rusya, güneyi yeniden dizayn edilmiş Ortadoğu ve Afrika olan ülkemizi tercih sebebi belli aslında ... Asya'nın en uç noktasına uzanmak da kolay, Avrupa'nın Atlas Okyanusu'na uzanan en batısına ulaşmak da.... Kafkaslara ulaşmak da kolay Balkanlara ulaşmak da...  İster hava yolunu kullan, ister tren yolunu, ister deniz yolunu, ister karayolunu... Artık Türkiye'nin ulaşım anlamında alt yapısı da gayet iyi... Geçmişte kendi içlerinde kurdukları dev fabrika ve kompleksleri şimdilerde gücünün yeni farkına  vardıkları Türkiye'ye kuruyorlar. Bunların her biri iş demek, aş demek, sıcak para akışı demek...

Tüm bunlar olurken bizim de durumumuz bir hayli enteresan... Bir taraftan bu güzel gelişmeleri yaşarken yangın yeri olan etrafımızdaki ateşe bulaşmamaya çalışıyoruz. Dört bir yanından kışkırtma, taciz ve açık saldırılara rağmen sağduyumuzu koruyoruz. Tepkisiz değiliz. Ne yeniliyoruz, ne eziliyoruz. doğru bildiğimizi haykırmayı sürdürüyoruz. Her türlü oyuna hileye, desiseye rağmen... 'Diklenmeden dik durma'nın tam ifadesi de bu olsa gerek.  Dünyaya Müslüman Türk duruşunu bir namzet misali gösteriyoruz aslında... 

Son olaylar da gösterdi ki ne Amerika'yız ne Libya... Ne Irak oluruz, ne İran, ne Suriye, ne Cezayir... Daha bir kaç sene önce "Türkiye o olur, bu olur" diye sipariş usulü uzatılan mikrofonlara dem vuranlar bugün yüzlerini hangi yalanın eliyle kapatır bilemiyorum. 

Dört bir yandan Türkiye'nin üzerine oyun var, plan var. İnsani yardım gemimize mi saldırmadılar, askerlerimize mi ateş açmadılar, uçağımızı mi düşürmediler. Sağır sultanın bile duyacağı şekilde hep bir elden teröre destek mi vermediler. Kutsalımıza dil uzatarak bir anlamda bizi sokağa dökmenin senaryosunu mu çizmediler.Hem de bunu bir kaç kez denediler. Ama bizim tarafta hep aklı selim galip geldi. Onların istediklerini ve beklediklerini yapmadık, yapmayacağız. Biz her geçen gün yeni bir senaryo yazılmasına rağmen tepkisi hiç hesap edilemeyen bir ülkeyiz aslında....Ortadoğu ve  Afrika ülkeleri dış güçlerin istediği zaman ateş topuna çevirecekleri bir ülkeyken Türkiye'nin durumu oldukça farklı... Geçmişte pek çoğunu yaşadığımız için bugün şerbetliyiz.  Bütün her şeye rağmen duygusal davranmaktan ziyade akılla hareket ediyoruz. Bu devleti yönetenlerin önden çektiği duruşu halkın büyük bir bölümü de destekliyor. 

Benim bu ülkenin geleceğine inancım tam. Çok daha ileriye gidebiliriz. Daha da gelişebiliriz. Yeter ki o hep dilimize pelesenk olmuş 'dış mihrakların oyunu'na gelmeyelim. Bu ülkenin tüm etnik değerleri olan vatandaşları olarak bizim bizden başka sahip çıkanımız olmadığını bilerek, bizi birbirimize kırdırmak isteyen iki elin parmaklarından daha fazla düşmanın pusuya yatıp o anı kolladığını hiç unutmadan birbirimize kenetlenebilelim. Her birimizin kutsalı hepimiz için değerli... Onlara hep birlikte sahip çıkalım... Bizi birbirimize düşürme planları yapanlara da pabuç bırakmayalım. 

Dünyanın yakın geleceğini okumaya çalışan beyinler, 2050'nin süper güçleri arasında Türkiye'nin olacağını sık sık ifade ediyorlar. Bu da özellikle bölgemizde çıkar çatışması yaşadığımız bazı ülkelerin işine gelmiyor. Bütün hesapları, planları bu dev yürüyüşü durdurmak. Bizimse daha yapılacak çok işimiz var. Küresel oyundaki hamleleri iyi okumak ve tavrımızı masada akıllıca koymak bize büyük kazanımlar getirir. Bir de şu terör belasıyla boynumuza asılı duran şer odakları bizi bize bırakıp yakamızdan düşerlerse o zaman bizi ne ile frenlemeye kalkışacaklar merak ediyorum. 

Osman Ateşli - Haber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli