Osman Ateşli
Osman Ateşli
HABER7 YAZARI

Ak Parti'de değişmeyecek tek şey...

GİRİŞ 27.09.2012 GÜNCELLEME 27.09.2012 YAZARLAR

Bundan daha önemlisi partisini önümüzdeki 3 yıl içinde yapılacak 3 seçime hazırlayacak yakın kurmaylarını, bir diğer ifadesiyle partisinin A takımını açıklayacak. Parti içinde tam anlamıyla nefesler tutulmuş vaziyette... Yeni ekipte kimlerin olacağı büyük bir merakla bekleniyor.

Bu bir anlamda 2023'e giden yolda ikinci 11 yıllık dönemin temel kadrosunu oluşturacak bir ekip olacak. Bu kadroyu belirleme noktasında pazar günkü kongreyi tam anlamıyla bir final günü olarak yorumlayabiliriz.

Uzun bir konuşma yapacak Başbakan... 10 yıllık iktidar döneminde yaptıklarını ve önümüzdeki dönemde yapacaklarını anlatacak, ulaşılması gereken yeni hedefleri gösterecek. Özel bir ekibin hazırladığı konuşma metninin temel konusu yine demokrasi ve özgürlükler olacak. Özellikle ağırlıklı konu olarak demokrasi ve özgürlüklerin seçilmesi fikri bizzat Başbakan'a ait... Erdoğan herkesin dikkat kesileceği tarihi kongre konuşmasında dünyaya da önemli mesajlar verecek.

Erdoğan parti içinde tüm istişarelerini yaptı, teşkilatlardan konu ile ilgili tüm görüşleri aldı. Raporlar tutuldu, brifingler sunuldu. Hatta bu görüşler toplanırken parti içinde çok geniş kapsamlı bir anket çalışması da yürütüldü. Artık nihai kararı vermek için son 3 günü değerlendiriyor. Bu noktada Erdoğan tek başına kalmayı tercih ettiği süreçlerden birini yaşıyor. Parti yönetimi için isimler havalarda uçuşsa da son söz yine sahibinin olacak. Başbakan Erdoğan'ın pazar günü elinde olacak zarftan kimler çıkacak hep birlikte göreceğiz. Ben şahsen sürprizler bekliyorum. Çünkü, Erdoğan daha önceki tercihlerinde de pek çok kez bu duyguyu partililere özellikle de medyaya yaşatmış birisi...

İsimler değişse de partide demokratik ve alabildiğine özgürlükçü bir siyaset anlayışının değişmeyeceği tek gerçek... Pusula belli; demokratikleşme ve özgürlükler noktasından asla sapmadan, Türkiye'yi dünyaya açacak vizyona sahip, ekonomik gelişimi sürdürecek bir anlayışla yola devam edilecek.

Türkiye partisi olma konusu temel kriterlerden biri olacak yine... Tüm vatandaşları kucaklayacak, ayrım yapmayacak isimler, yaratılanı Yaradan'dan ötürü seven bu uğurda mücadele etmeyi prensip olarak benimseyen isimler öncelikli tercih olacak.

Kongre öncesi dün gece Kanal 7-Ülke TV İskele Sancak Özel yayınına çıkan Başbakan Erdoğan yeni dönemde çalışacağı isimler konusunda da önemli ipuçları verdi.

İsim açıklamasa da mutabık kaldığı isimler olduğunu ifade etti, ekibe yeni katılacaklarla ilgili 'liyakati ve ehliyeti gayet iyiler' dedi. Erdoğan bu iki kelimeyle aslında 'makam talep edilmez ancak liyakat ve ehliyeti olana tevdi edilir' mesajı da vermiş oldu. Bu sözlerde alanında uzmanlaşmış, görev için uygun, güvenilir isimleri tercih edildiği iması da açıktı. Bunun dışında donanımlı, akademik çevreden gelen isimler olduğunu, uluslararası arenada Türkiye'yi temsil etme noktasında kabiliyeti yüksek isimler olduğunu dile getirdi. Kadın kotası konusunda yüzde 30'dan aşağı olmayacağı özellikle vurguladığı bir diğer konulardı.

Erdoğan özellikle 3 dönem kuralına büyük önem veriyor. Bunu partisi için bir 'hücre yenilenmesi' gibi görüyor. Partisinin 3 dönem tecrübesine sahip olanları dinlendirmenin bir güç kaybı yaşatacağını hiç bir zaman düşünmemiş, iki dönem tecrübesi olanların da bu ağabeyliğin üstesinden fazlasıyla gelebileceğine inanıyor.

Erdoğan niye bu konuya bu kadar önem veriyor, niye aşılmaması gereken bir kırmızı çizgi olarak görüyor derseniz sebepleri açık;

Koltuklara yapışanlar olmasın diye...
Bu koltukların, görevlerin gelip geçici olduğu unutulmasın diye...
İlkelerle siyaset yapılsın, fanilere odaklanılarak yapılan bir siyasi mücadele olmasın diye..
'Ben' merkezli bir anlayışın yerine 'biz' merkezli bir anlayış yerleşsin diye...
Herkes partinin bir neferi olduğunu unutmasın diye...
Nerede görev verilirse orada vazifesini en iyi şekilde yerine getirmek erdem sayılsın diye...

Recep Tayyip Erdoğan her lider gibi yol arkadaşlarının seçimine büyük önem veriyor. Yeni ekibiyle ilgili seçimi yaparken de kılı kırk yarıyor. Çünkü Erdoğan geçmişte de gördüğümüz gibi yol arkadaşlarıyla uzun soluklu çalışmayı tercih eden bir parti lideri. Erdoğan'ın Ak Parti'yi kurarken özellikle yakın çevresinde olmasını istediği A takımındaki isimlerin bugün hâlâ en yakınında olduğunu düşününce ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Özellikle bazı isimlerle ilgili kulisler medyada yoğun olarak konuşuldu. Ben bu isimlerin bazılarının Ak Parti'de hiç bir zaman olamayacağını düşünenlerdenim.

Sonuna kadar demokrasi ve özgürlükleri savunacak bu gelişimi sağlayabilecek isimlerin önde olacağı ilk mesajlardan kolaylıkla anlaşılıyor. Parti ile uyum sağlayacak çok daha vasıflı isimler olması da atlanmaması gereken önemli bir ayrıntı olacak. Elbette parti içi dengeler de gözardı edilmeyecektir. Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu ve Osman Can örneğinde olduğu gibi... Bu isimlere Erdoğan'ın fikirlerine önem verdiği Kürt aydın Orhan Miroğlu da eklenebilir.

Burada Hüseyin Besli ve Ömer Özbay'ın Tayyip Bey'i anlattğı kitabında anlatılan bir anekdotu da paylaşmak istiyorum. Anekdot Erdoğan'ın böyle zorlu süreçleri nasıl yönettiği konusunda önemli ipuçları verecektir.

Tarih 16 Kasım 2001... Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilir. Gül, Ak Parti Genel Merkezi'nde davul ve zurna ile karşılanırken Tayyip Bey tek başına kalabileceği küçük bir odaya geçmiş oluşturulacak yeni kabine ile ilgili kafa yormaya başlamıştır.

Gerisini o gün Tayyip Bey'in yanında bulunan Hüseyin Besli'nin ağzından aktaralım;

"'Üzgün müsünüz' diye sordum. 'Yok durgunluğum ondan değil. Doğru dürüst konuşamadık Abdullah Bey'le; Vakit olmadı. Şimdi, kabine kurma çalışmalarına başlayacak. Kabinede olmasını uygun görmediğim bir iki isim var; onları kabineye alırsa işte asıl o zaman üzüleceğim' dedi

'Bunu kendine söyleyebilirdiniz. Bu kadar üzülmenize de gerek kalmazdı' dedim.
'Hayır münasip olmaz, kendisi sormadıkça herhangi bir telkinde bulunmam uygun düşmez. Görev onundur, kabinede kiminle çalışacağına da o karar verir. Makul olan budur' dedi.

'O zaman müsaade ederseniz o isimleri ben kendisine iletebilirim' dedim.

Kısa bir tereddütten sonra 'tamam' dedi ve isimleri söyledi. Yanından ayrılıp, Abdullah Bey'i buldum. Tebrik etmek için elini sıktığımda, hemen bırakmayarak kulağına Genel Başkan'ın verdiği isimleri fısıldadım"

O gün kendisini bir anda bakanlık koltuğunda bulan pek çok kişi bu durumdan kabine listesi açıklandıktan sonra haberi olmuştu. Hatta müjdeyi televizyonlardan alanlar bile vardı. Başta dedim ya Recep Tayyip Erdoğan sürprizleri sever. Önünde ve kafasında hep bir isim listesi vardır. Ve kimi takımın neresinde oynatacağına, kimin sahada olacağına, kimin kulübede bekleyeceğine takımı yöneten kişi olarak o karar verir. Nihayetinde siyaset de futbol gibi bir takım oyunu değil mi? Sahada o gün daha formda olan dinlenik oyuncuların olmasından daha doğal ne olabilir. Önemli olan bir sakatlık yoksa kadro dışı kalmamak...

Son söz olarak; 1489 delege Pazar günü AK Parti kongresinde oy kullanacak. Mavi ağırlıklı bir tonda hazırlanacak Ankara Arena Spor Salonu'nda Ak Parti 2023'e doğru sandıktan çıkacak yeni kadrosuyla yola çıkacak. Slogansa; "Büyük Millet. Büyük Güç. Hedef 2023"

Osman Ateşli - Haber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

YORUMLAR 2
  • Nurbaki BEYDOĞAN 12 yıl önce Şikayet Et
    ahmet fatih. ne diyon sen ya? uçtunmu naptın?
    Cevapla
  • Ahmet Fatih 12 yıl önce Şikayet Et
    tayyip beyin cumhurbaşkanlığı şansı kalmadı. bindiği dalı kesti ve cumhurbaşkanlığı şansı kalmadı. bundan sonra %50 diye bir rakam telaffuz edilemeyecek. eğer abdullah gül tekrar adaylığını koyarsa kesin seçilebilecek durumda. bir kaç gün önceki anket de bunu gösterdi.
    Cevapla