Kusura bakmayın insaniyetimiz bu şova kadar!
CHP'li vekillerin bu insani yaklaşımlarını tebrik etmek gerek. Vekiller bu sayede CHP'nin PR çalışmalarına da önemli bir halka daha eklediler. Helal olsun!
Burada Suriye'ye giden CHP heyetindekilerin isimlerini tek tek saymak istiyorum zira onlar için basında isimlerinin geçmesi oldukça önemli... Bunu bu 'kurtarma operasyonu'nu başından beri basına servis etmelerinde de ve dün Gazeteci Cüneyt Ünal ile yaptıkları basın toplantılarında da açıkça gördük.
CHP Hatay Milletvekilleri Refik Eryılmaz, Mevlüt Dudu, Hasan Akgöl ile Ankara Milletvekili Levent Gök ve Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Ali Yeral ve diğerleri...
Yayladağı Gümrük Kapısı önünde yapılan basın açıklaması başladığında hala "Kim ne derse desin CHP heyeti insani bakımdan çok önemli bir girişime imza attı" şeklindeki düşüncemi koruyordum. Ta ki ardı ardına bana şok üstüne şok yaşatan üç ayrıntıyı görene kadar. Aşağıdaki video görüntülerden de burada anlatacaklarımı kendi gözlerinizle görebilirsiniz.
İlk şoku Cüneyt Ünal'ın esir alındığı çatışmada eşi ölen Japon gazeteci Kazutaka Sato'nun kadraja girdiği sırada yaşadım. Halep'te eşi ile birlikte Cüneyt Ünal'ın da bulunduğu grupla birlikte görev yaparken bir anda ateş altında kalarak bu cehennemi ortamda eşini kaybeden ve sonrasında eşi ile ilgili sadece acı haberini alabilen Japon gazeteci Kazutaka Sato, sabahtan beri kapıda beklediği Cüneyt'i karşısında görünce dayanamadı. Basın toplantısının yapıldığı sırada Cüneyt Ünal'ın boynuna sarılan Japon gazeteci, eşinin son anı ile ilgili, nasıl hayatını kaybettiği noktasında bildiği bir şey var mı diye Ünal'dan bilgi almak istedi.
Cüneyt'in arkasına sırayla dizilmiş CHP heyetindekilerin bir anda suratının şekli değişti. Zira CHP adına tüm hazırlıkları tamamlanan kahramanlık gösterisinin arasına davetsiz bir misafir sızmıştı. Çok geçmeden CHP heyetinden 1-2 isim devreye girdi ve Kazutaka ellerinin tersiyle 'daha sonra konuşursunuz' denilerek savuşturuldu ve kadrajın dışına çıkarıldı. "Ne gereği vardı, hem elin Japonunun derdini mi dinleyecektik şimdi!" edasıyla herkesi kucaklamak yerine yapılan bu hareket çok yakışıksızdı. Bir insanın hayatta yaşayabileceği en büyük acılardan birini yaşamış biri, insaniyet namına CHP sinesinde kabul görmemişti. Bir işi şova dökebilmek de beceri istiyor. Maasef CHP bunu da içten yapamıyor.
Japon gazetecinin kadraj dışına atılmasının ardından şov bir süre daha planlandığı gibi devam etti. Cüneyt Ünal'ın eşinin duygularını paylaşmaya başlamasıyla ikinci şok dalgası geldi. Nuran Ünal doğal olarak kalabalık bir ekiple Şam'a kahramanlığa giden CHP'lilerin hepsinin ismini aklında tutamamıştı. Basın toplantısında Nuran Hanım'ın hemen arkasında duran CHP'li Levent Gök, tek tek heyettekilerin isimlerini Ünal'ın kulağına fısıldamaya başlamaz mı?... Ekran başında nutkum tutuldu. Öyle ya önemli bir iş başarmışlardı. Kahramanların isimleri sayılmadan olur muydu? Maalesef katkısı olanların isimlerinin fısıldandığı an heyetteki CHP sözcüsünden gelen 'hiçbir siyasi kaygı ve menfaate girmedik' sözleri geçerliliğini yitirmişti. Bu tek kelimeyle meselenin bir CHP PR'ı olduğu açıkça ortadaydı.
Üçüncü şok fotoğraf karesindeki Filistin uyruklu gazeteci Başar Fehmi Kadumi'nin eşi Arzu Kadumi'nin görünmesi ile geldi. Arzu Hanım da bir umut CHP heyeti ile birlikte dönen 'Cüneyt belki 90 gündür haber alamadığım eşimden bir haber getirmiştir' beklentisiyle oradaydı. Ancak ne mümkün. Zira ne eşiyle birlikte olduğunu düşündüğü Cüneyt, ne de Esed'in yeni müttefiki hüviyetine bürünen CHP heyeti en küçük bir bilgi getirmemişti.
Eşimden bir haber kırıntısına ulaşırım ümidiyle Yayladağ Sınır Kapısı'na kadar gelen Arzu Hanım nitekim hiç bir yakınlık görmemiş olacak ki toplantı sonrası feryat figan etti: "Burada bir bayram havası yok bizim için. Burada bir aile seviniyor bir aile feryad figan içinde... Ben çocuklarıma cevap veremiyorum. 5 ve 10 yaşındaki çocuklarıma ben ne diyeceğim ben şimdi. Televizyonda Cüneyt Amcamız geldi, babam nerede diyorlar. Kimse bunu bir başarı olarak görmesin."
Ardı ardına acı ile bir çırpıda sıralanan bu cümleler muhatapları duydu mu bilinmez, umarım hemen yanıbaşında duran CHP heyeti Arzu Hanım'ın yankılanan bu feryadını duymuştur. Öyle ya Esed diktatörü ile can ciğer kuzu sarması oldunuz o zaman iki gözü yaşlı yüreği parçalana parçalana "merhamet" diye haykıran bu kadıncağız için de bir şey yapın ve Başar Fehmi Kadumi'yi de alıp gelin. Biz de insanlık adına yaptığınız bu büyüklüğün herkes için geçerli olduğunu anlayalım ve sizi alkışlayalım.
Bu arada Cüneyt Ünal'ın CHP heyetine verilmesine zerre şaşırmadım. Organizasyonun gizli kahramanı Beşşar Esed tarafından hazırlanan bu PR çalışması CHP'ye Suriye'de olanlara karşı dikta rejiminin yılmaz savunucusu oldukları için karşı bir jestti! Yoksa Türkiye Cumhuriyeti tarafından mevkidaşlar nezdinde irtibata geçilerek resmen iadesi istenen esir bir gazeteciyi anamuhalefete teslim etmenin başka bir izahı olabilir mi? CHP heyetinin eli kanlı diktatör Esed'den "Devlet başkanımız" sunumuyla getirdiği Türk halkına yönelik mesajında anlamı bu olsa gerek.. Ne yaparsınız öyle diktatöre böyle müttefik!
Twitter: @oatesli
-
nazim manav 12 yıl önce Şikayet Etyavas,yavas butun kukla hanedanliklari yikiliyor ve mensuplarida ortaliga dokuluyor.. olaya bir bakarmisiniz,bizi hangi zihniyet senelerdir,gizlice nereye yonlendirmis,ne kadar kotulugumuz icin enerji sarf etmis bu zalimler,merak ettigim bunlar hangi okulun mezunlari,bunlar hangi gorunmez el tarafindan sirtlari sivazlandi,insaALLAH bir gun bunlarin hepsi su yuzune cikacak.Beğen Toplam 1 beğeni