O 'dağ'lara gitmeye var mısınız?
Her ne kadar kasıt arayanların 'terörün ayağına git' anlamı çıkarılabileceği endişesi taşısam da bu özlü sözü Doğu ve Güneydoğu halkına ulaşma anlamında kullandığımı ifade etmeliyim. Teröre karşı hâlâ 'dağ' gibi duran halka ne yapıp edip gitmek lazım. Dayanışma ruhunu yaşatmak için... Birbirimize daha sıkı sarılmak için... Tüm fitnelere ve körüklenen düşmanlıklara inat...
Sivas'ın öbür tarafına gidememek ya da sadece Sivas'ın bu tarafında kalmak... Meseleye her iki taraftan da bakabilirsiniz... Ülke yönetimine talip olanların önlerinde iki seçenek duruyor. Bir dönem bu konu Sayın Başbakan ile Sayın Devlet Bahçeli arasında 'Gavur Dağı'nın ötesine gidememe' polemiğine dönüşmüştü. Hatta Başbakan'ın bölge halkı ile bütünleşemediğini iddia ettiği CHP'ye yönelik sert eleştirileri olmuştu. Polemikleri bir kenara bırakalım bir gerçek var: Ak Parti dışındaki partilerin, bölge partisi BDP'yi bu tespitin dışında tutuyorum, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde hiç bir varlık gösteremiyor olması...
Son bir hafta içinde konuşma fırsatı bulduğumuz iki farklı siyasetçinin de özellikle bu konuya özel vurgu yaptığını farkettim. Her ikisi de 'iyi ki oralarda Ak Parti var' cümlesini kuran muhataplarımız, Ak Parti'nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde birinci parti olmasına ve BDP'nin bölge halkı üzerindeki baskısının kırılmasına bu zaaviyeden bakıyorlardı. Bence de oldukça yerinde bir tespit... Sadece BDP oralarda olsaydı bugün ülke bütünlüğüne halel getirecek daha farklı şeyler sorgulanmaya başlanabilirdi. Şu bir gerçek; Ak Parti'nin o bölgeye yönelik çalışmalarında ilk günden itibaren ısrarcı olması oradaki teşkilatların; tüm baskı, tehdit ve engellemelere rağmen yoğun çalışmaları bu tabloyu önümüze getirdi. Bu da Ak Parti'nin, siyası anlamda durduğu yer olarak hâlâ ciddi tartışmalar bulunan BDP'nin önünde yer almasını sağladı. Tablo bir taraftan da bölge halkının aslında terör yandaşlarına prim vermediğinin hala milli birlik ve beraberliğin yanında kendisini konumlandırğının da açık bir refleksi olarak yorumlanabilir.
Diğer tarafta da partiler kadar devletin de yatırımlar anlamında geçmişte ulaşamadığı, elini uzatamadığı yerlerle bugün kucaklaşmanın sağlanabilmiş olması oldukça önemli... Bu millet kadirşinas bir millettir. Vatandaşlarımız gerçekten sevmeyi ve sevilmeyi biliyor. Kendisini seveni de kucaklayanı da, nasıl kucaklaşacağını da iyi biliyor.
Son birkaç gündür internette ve ekranlarında izlediğimiz bir görüntü var. Yüksekova ilçesi 3. Piyade Tümeni 7. Hudut Alayı Komutanı'nın Dağlıcalı 81 yaşındaki Latifan Dede'yi ziyareti sırasında kameralara yansıyan görüntüler bu milletin devletine bakışının en samimi en net görüntüsü...
Yılların yaşattığı acılara rağmen ilişkilerde zerre yıpranmışlık yok. Kucaklaşma da selâmlaşma da ilk günkü kadar samimi ve içten... Terörü ve yandaşlarını çatlatan bu görüntüler umarım herkese ders olur. Umarım yıllardır özlem duyulan bu kucaklaşmadaki mesaj yerine ulaşır. Şunu unutmamak lazım: Oralarda sevdiklerimiz ve sevenlerimiz olduğu sürece hiç sorun yok. Önemli olan oradaki kapıların yüzümüze kapanmamasını sağlamak ve gidilecek kapıların çoğalmasını arzulamak. Terörle omuz omuza yürüyenler nasıl kapıdan kovulsa da bacadan girip bölücü emelleri için halkın yanında görünebiliyorsa devletimiz halis ve samimi niyetleri için neden halkının yanında görünemesin.
Latifan Dede'nin dediği gibi: "Bu millet devletine yan bakana canı pahasına karşı durmayı biliyor. Aynı vatan toprağında, aynı bayrağın altında aynı değerlere inanan insanları birbirinden koparmak değil terörün yedi düvelin harcı olamaz..." 'Ben sana kurban olam' diye askerini karşılayan Kürt dedelerin de duaları bu millet için, vatan toprağını koruyan bu asker için... Yeter ki karşılıklı sevgi ve hürmet unutulmasın...
İnşaallah çözümün oradaki halkla bütünleşmek ve kucaklaşmaktan geçtiğini, milletin gönül diliyle konuşmaktan geçtiğini, maalesef bölgede hiç bir varlıkları bulunmayan hatta pek çok yerde tabelaları bile bulunmayan diğer partiler de farkederler... Umarız önümüzdeki seçimlerde diğer partilerimizde bu hassasiyeti gözetir. Zira oralarda tüm partilerin olması, çalışmalar yapması, oralarda bulunması meselelerin çözümünü daha da kolaylaştıracaktır.
Bölge için oluşacak güç birliği, terör ve şiddet dilini kullananların tasfiyesi için de teröre yakın olanların alanlarının daha da daraltılması açısından da oldukça önemlidir.
Osman Ateşli - Haber 7
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
-
Nasuh BİLEN 11 yıl önce Şikayet Etsayın turgut1 malatya gezişimde sakinliğinden çok etkilendim. nefes almadan yaşıyormuşcasına sakinliği etkinBeğen
-
turgut1 11 yıl önce Şikayet Etgavurdağından ötede ve sivastan ötede malatya var. malatyayı da slogan uğruna sattınız ya helal olsun..devlet bahçeliye iki milletvekili vermişti malatya..sonra da vermediler..neden mi? devlet bahçeliye öfkeden değil,verilenlerin baba baba laf ve davranışlarından dolayı..malatyayı mevlananın iki eli gibi düşünün,hak'tan alıp halka verme...malatya ne ötekidir ne beriki..sivastan ötede malatya var..malatyayı demografik yapısıyla tanımayan,malatya insanının haleti ruhiyesini tanımayan bence türkiyeyi okuyamaz ve türkiyeye verebilecek bir şeyleri yok demektir..malatya milliyetçiliği adına demiyorum bunları,malatyayı sayın osman ateşli okuyamamışsınız..şöyle özetliyim,malatya alevi ve sünni,malatya türk ve kürdün birlikte barışık olarak yaşadığı bir beldedir..türkiyede yürütülen politika aslında malatya olmanın politikasıdır..malatya türkiyenin başarmak istediği makro politikaların mikro alanıdır.malatya başarının pınarıdır.Beğen Toplam 2 beğeni