Prof. B.Gültekin Çetiner
Prof. B.Gültekin Çetiner
HABER7 YAZARI

YGS Şifresi mi? Güldürmeyin beni

GİRİŞ 07.04.2011 GÜNCELLEME 07.04.2011 YAZARLAR

ÖSYM, yeni yasasıyla açılım yapabilecek mi?” başlığıyla ÖSYM’yi sorgulamak amacıyla hazırladığım yazıyı değiştirip kurumu bu şekilde savunma durumunda kalmak açıkçası aklıma gelmemişti. Ancak yapılan açık haksızlık karşısında “Yiğidi öldür hakkını yeme” diyen atalar sözünü çiğnememe ve olayın güncelliğini kaybetmeden yazma gereği adına bu yazı vacib oldu.

Öncelikle ifade etmek gerekir ki bu yazıdaki sazan kelimesi kimseyi rencide amaçlı olmayıp; olayın aslını derinlemesine incelemeden ve araştırmadan, kesin bilgi sahibi olmaksızın peşin hükümle hareket etme veya bilgisizce her söylenene inanma eğiliminde olan insan kişiliğini tasvir etmek için kullanılmaktadır.  

Sazangiller Familyasından Örnek Bir Olay

Kıymetli okurlarımızın pek çoğu bilir ama yine de hatırlatalım. Bir ara internette Feomidyum diye petrolü çöpe atan(!) bir element uydurulmuştu.

Güya Amerikan Askeri Bilim Araştırmaları Grubu tarafından ileri teknoloji kullanılarak tanımlanan ve varlığı açıklanmayan bu yeni element (Feomidyum) kullanılarak üretilen süper mıknatıslarla mevcut elektrik motorlarından yüzde 730 daha verimli elektrik motorları üretilebiliyordu.

Tahmin ettiğiniz gibi rezervlerin çoğunun (Yüzde 74) Türkiye’de olduğu bu elementin çıkarılmaması için dış güçler var güçleriyle çalışıyorlardı.

2005 yılında Ankara’lı bir avukat adına uydurulan bu hayali elementin internette spam yoluyla yoğun dağıtımı sonucu olaya inanan o kadar çok kişi oldu ki bazı siyasiler iktidara geldiklerinde Türkiye’nin zengin feomidyum rezervlerini çıkarmayı vaad etti.

Sağduyu sahibi insanlar “Böyle bir element yok” dedikçe, buna inanan sazanlar “bu memleket sizin gibiler yüzünden böyle” diyerek onları dışladı. Herhalde o günlerde anketler yapılsaydı feomidyumcular çoğunluk olurdu.

Benzer şeyi bugünlerde YGS olayında yaşıyoruz. Bir deli kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramaz demişler. Olayın aslını astarını araştırmadan bir şifre tutturdular. Türkiye bununla yatıp kalkıyor.

Şimdi Matematik sorularını aştılar. Türkçe ve diğer soruları da bu “şifre”yle çözmeye başladılar. Hala; “Acaba bir yerlerde yanlış yapıyor olamaz mıyız?” diye kendilerine sormuyorlar da…

Hakikat su yüzüne çıkınca bunların hiç yüzü kızarmayacak mı acaba?

Bazı sitelerde yapılan anketlerde kahir ekseriyet ÖSYM’nin açıklamalarını yeterli bulmayarak malum şifrenin var olduğuna inandığını belirtiyor.

Sazanların sayısının artmaması adına aşağıdakileri yazma zarureti hasıl oldu. ÖSYM ile ilgili diğer konulardaki eleştiri hakkımızı başka yazılarımız için saklı tutarak başlayalım.

Feomidyum örneğindeki gibi bu kez kaynak yine bir avukat olup kendisi Artvin’liymiş. Basından öğrendiğimize göre bu zat oldukça mütevazi. Bu yüzden eğitim işinden anlamadığını ve işi eğitimcilere havale ettiğini beyan ediyor. Olaydan sonra, işin iç yüzünü araştırmadan iddiaları değerlendiren bazı eğitimciler ve araştırmacı-gazeteciler (!) işin içine girince olay büyüyor.

Bir köşede, iddiayı enine boyuna araştırmadan bazı akademisyenlerin binom dağılım soslu delilleri de bir güzel yazıya eklenince ve karşıda da KPSS olaylarıyla güven kaybına uğramış bir kurum günah keçisi olarak hazır ve nazır olunca tüm şartlar mevcut oluyor.

İlgili köşe yazarınca, başkanın basın açıklamasından sonra ne hikmetse şifreyle ilgili soru sorulmayıp “adayların kişisel bilgilerinin daha önce kamuya açıklanmayacağı ifade edildiği halde internet sitesine koyularak bu beyana neden uyulmadığı” soruluyor. Çıkışta ise şifre iddialarına devam edilerek tatmin olunmadığı ve şifrenin varlığı savunuluyor.

Çernobil olayında da radyasyonun çay içilerek inkâr edildiği ifade edilmek suretiyle insanlar töhmet altında bırakılmaya devam ediliyor.

Daha sonra neden bütün adayların soru kitapçıklarının hemen yayımlanmadığı sorularak haklılığını ispata çalışıyor. Pes yani. 1,700 bin adaya ait il bazında soru kitapçıklarını içeren ortalama 10-40 MB uzunluğundaki pdf dosyaların hele bir de Türkiye’nin gündeminde olarak adaylar dışınca da çekileceği ve buna sunucu dayanmayacağı bilinmezmiş gibi.

Hazret bir de buyurmuş “Bu iş çok kelleler götürecek” diye.

Her yeri köpeksiz köy belleyip değneksiz gezmeye alıştı ya son yazısında “ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, İTÜ’de tekstil hocasıydı. Dolayısıyla istatistik ve yazılım konusunda uzman değil.” buyurmuş. Halbuki biraz “Google”lasaydı İTÜ’de senelerce Bilgisayar programlama, Bilgisayar ve Bilişim Sistemleri konusunda ders verdiğini rahatlıkla öğrenebilirdi.

Bunlar olmasa bile ilk defa 1,700 bin soru kitapçığının basılması ve değerlendirilmesini gerçekleştiren bir yönetici olarak yazılımcılık olayından bihaber olmadığını gösterir.

Bir insan, pek çok mühendislik alanında hele tekstil mühendisliği gibi bir disiplinde süreçlerin kontrolünde istatistiğin ne kadar önemli olduğunu bilmiyor olabilir. Ama bunlar kendisinin bir başkasından bahsederken bu kadar ön yargıyla davranmasını haklı çıkarmaz.

Elbette yükseköğretim meseleleri akademik camianın tekelinde değildir. Ama böyle davrandığınızda “Akademik camiayla ilgisi yokken yükseköğretim konularında ahkam kesiyor” diye sormaz mı başkaları?

Gelelim Şifre-i Vakvakül YGS (YGS Vakvak Şifresi) Hadisesine..

Olayın açıklandığı günden bu yana var olduğu iddia edilen şifreyle ilgili olarak çeşitli araştırmalar yaparken, iddia edilen şifrenin (ekseriyetle) küçükten büyüğe sıralama yönünde olması nedeniyle işin içinde bir şeyler olduğu hemen sezildi.

Zira profesyonel eğitimcilerin özellikle bu tür yoğun adaya sahip testlerde mastır cevap anahtarı hazırlarken cevap şıklarını küçükten büyüğe bazen de büyükten küçüğe sıraladıkları bir vakıadır. Bazen sınav hazırlayan kolayına gelen şekilde başka cevap şıkları sıralama kriterleri de kullanabilir. Elbette keyiflerinin kâhyası değiliz.

ÖSYM’nin geçmiş yıllarda verdiği basın kopyalarına bakılırsa bu yöntem rahatlıkla görülecektir. Cevap şıklarının çoğunlukla küçükten büyüğe sıralanmakta olduğu bazen büyükten küçüğe doğru sıralama şeklinde istisnai durumların olduğu gözlemlenmekte.

Bu sıralamanın sayısal olmayan bazı harfli cevap şıklarında da olduğunu görmek için geçmiş basın kopyalarına bakmanız yeterli. Örnek olarak 2009 ÖSS Matematik 1’deki 7. sorudaki sıralamaya bakınız. Bu soruda şıklar alfabetik sıraya göre a, b, c, d, ve e şeklinde sıralanmış.

Sıralamanın büyükten küçüğe yapıldığı geçmiş yıllardan hemen 1-2 örnek verilebilir: 2009’a ait ÖSS Matematik-1 sınavı Soru 6 ve 14, ÖSS Matematik-2 Sınavı Soru 21 gibi. Geçmiş basın kopyalarını incelediğinizde bol örnek bulmanız mümkün. Bazen de görünürde belli kurala göre sıralamanın olmadığı gözlemlenmekte (Örnek; 2010 YGS Matematik soru 8'de muhtemelen şıkların pay ve payda ilişkisine göre 3/4, 5/6, 1/8, 5/8 ve 4/9 şeklinde sıralanması).

Sıralama farklı şekillerde olabildiğine göre netice itibariyle esas olanın mastır kopyadaki sıralama olduğu söylenebilir.

Şıklardaki cevapları bir şekilde sıralayıp (örneğin büyükten küçüğe veya küçükten büyüğe) sonra doğru cevapları sabit tutup yanlışları yer değiştirirseniz orijinale (mastır) göre sıralandığında doğru cevapla sıralı kopyadaki ilgili seçenek her zaman eşleşecektir.

Anlamak istemeyenleri saymazsak ÖSYM’nin bazılarınca anlaşılmayan ve güme giden açıklaması da bu yöndedir. Belki bu noktada ÖSYM’nin iyi iletişim kuramadığı fikri savunulabilir. Fakat bu kişilerin kurum veya kişilere iftira atmadan önce araştırma yapmamasını haklı kılmaz.

Şıklar Büyükten Küçüğe Sıralandığında veya Keyfi Sıralamada Şifre İddiası Çökmektedir.

İfadeyi kanıtlamak için basit bir örnek geliştirelim. Diyelim ki 2+2 kaçtır ve 2+3 kaçtır diye iki sorumuz var. Cevap şıklarını hazırlarken soru 1’de küçükten büyüğe, soru 2’de ise büyükten küçüğe diziyoruz. Buna Mastır Cevap Anahtarı diyoruz.

kullan

Basın kopyasını üretmek için ÖSYM açıklamasına göre senaryo oluşturalım. Bu iki soruyu başkasına (basın) vermek için hazırlamak istiyoruz. Sıralama belli olmasın diye biraz karıştıralım diyoruz. Dolayısıyla doğru soruların yeri sabit kalmak şartıyla Basın kopyası sürümünde diğer şıkların yerini değiştiriyoruz.

kullan

Şimdi her iki soruda vakvak şifresini çalıştıralım. Neydi bu iddia edilen şifre? Şıkları küçükten büyüğe sıraladığımızda doğru cevaplar alt alta geliyor.

  kullan

İddia edilen şifre tamamen mastır cevap anahtarındaki sıralamaya bağlıdır. Eğer Soru 2’ye şifre arıyorsanız bu kez sayıları mastır kopyadakine göre yani aşağıdaki gibi büyükten küçüğe dizmelisiniz.  

ÖSYM Basın Kopyası Üzerinde Örnek Uygulama

Araştırmacı sorumluluğunun gereği olarak olayın ilk basına yansıdığı günden çalışmalara başlandı. Bu amaçla kişisel uzaktan eğitim sitesine ilgili sorular rasgele ve basın kopyası şeklinde koyularak karşılaştırmaları gerçekleştirildi. Basın kopyası üzerinden sayısal cevaplı matematik sorularıyla yapılan çalışmalarda bazı sorular hariç söz konusu kural (Soru 19, 3, 27 ve 33 hariç) çalışıyordu. Bu sorular daha sonra ayrıntılı araştırılırken “cevap şıklarının büyükten küçüğe doğru sıralanmış olabileceği” tahmin edildi. Nitekim; iddia edilen şifreye uymayan bu sorulardan 3, 27 ve soru 33 büyükten küçüğe sıralama yapıldığında aşağıdaki gibi çözülmektedir.

kullan

Üç örnek soruda mastır cevap anahtarındaki şıkların büyükten küçüğe sıralanması gerekmekte.

Bugünlerde Şifre-i Vakvakül YGS’ciler Türkçe sorularını da bu şifreyle çözmeye başladılar.  Sadece matematikte değil, mastır kopyada küçükten büyüğe sıralanan tüm sorularda vakvak şifresini kullanabilirsiniz.

Yukarıdaki soru 3, soru 27 ve soru 33’ün mastır kopyasında büyükten küçüğe sıralamanın olup olmadığını, büyükten küçüğe veya küçükten büyüğe dizilim kuralına uymayan soru 19’un mastır kopyasında nasıl dizildiğini görmek için ÖSYM’nin mastır kopyasına ulaşırsak tezimiz kanıtlanmış olacaktı veya şimdi sazanlar diye tarif ettiklerimiz arasına can-ı gönülden katılabilecektik.

ÖSYM yetkililerinden, araştırma muhtevasından bahsedilmeden araştırma yapmak için basına verilen kopyanın üretildiği mastır soru cevap kitapçığının ÖSYM sitesinde yayımlanmasının mümkün olup olmadığı soruldu. Mastır soru kitapçığı ve cevap anahtarının siteye konulmasında bir mahzur olmadığı belirtilerek isteğin tüm kamuoyu için gerçekleştirilebileceğini ifade ettiler. Amacımız Soru 3, Soru 27 ve Soru 33 için mastır soru cevap anahtarındaki şıkların tahmin ettiğimiz şekilde büyükten küçüğe dizilip dizilmediğini görmekti.

Hiçbir sıralamaya uymayan 19. Soru

Aşağıda görüldüğü üzere 19. sorunun cevabı hem küçükten büyüğe hem de büyükten küçüğe sıralamada sıfır (0) rakamıyla çakışmasına rağmen doğru cevap anahtarında (-1) olarak verilmişti. Buradan hareketle 19. sorunun cevap şıklarının mastır kopyada farklı bir sıralama kriteriyle sıralanmış olması gerekiyordu. Sıralama şekli ancak mastır kopyayla bilineceğinden ÖSYM’nin mastır kopyasına ihtiyaç bulunmaktaydı.

Mastır Soru Kitapçığı ve Cevap Anahtarı ÖSYM Sitesinde

ÖSYM yetkilileri hızlarını kanıtlamak istercesine aynı gün (5 Nisan) mastır soru kitapçığını ve cevap anahtarını siteye koydular. Mastır soru kitapçığında soru 3, 27 ve 33 cevap şıkları tahmin ettiğimiz gibi büyükten küçüğe diziliydi. 19. soruda cevap şıklarının ise aşağıdaki gibi her iki sıralama kriterine uyulmadan dizildiği gözlendi. İlginç tarafı her üç sıralamada da sıfır (0) cevap şıklarının çakışmış olmasıydı. Böylece tezimiz kanıtlanmış oldu.

kullan

Mastır Kitabı İnceleyenler Söylediklerinden Utanıp Özür Dileyecek mi?

Daha önce indirenlerin elinde ÖSYM’nin basın kopyası var. Artık siteden mastır kopyayı da indirebilirsiniz. Söylediklerimiz mantık bilene ve biraz araştırma kabiliyeti olana. Aslında mastır kitaptaki cevap şıkları kendi başına her şeyi ispat edecektir. Bir kere doğru cevaplar her iki kitapçıkta iskeleti oluşturacak şekilde üst üste çakışmaktadır.

Diğer yandan mastır soru kitapçığında vakvak şifresine uyduğu söylenen cevap şıkları küçükten büyüğe sıralanmış olmalı. Bu delil anlayana yeter.

Anlamadım diyenler aşağıdaki analiz sonuçlarına devam edebilir.

Eğer basın kopyası sıralı mastır kopyasından ÖSYM’nin dediği tarzda türetilmişse şunlar olmalı. Öncelikle, basın kopyasındaki doğru şıkların yerlerini bugün ÖSYM tarafından yayımlanan mastır kopyadaki yerlerle karşılaştırdığınızda aynı madde altında olmalı. Ayrıca mastır kopyada cevap şıklarına baktığınızda cevapların sıralı olduğunu göreceksiniz. Cevap şıkları küçükten büyüğe sıralıysa sazansal Vakvak şifresi tutacak demektir.

Tutmuyorsa büyükten küçüğe sıralanmışsa kimsenin bulamadığı sazansal diğer şifreyi de biz verelim. O zaman basın kopyasındaki şıkların altında sıralamayı büyükten küçüğe yapın. Oldu mu size diğer bir vakvak şifresi. Bizden ücretsiz hediye.

Yalnız sıralaması keyfi olan cevap şıklarına keyfi sıralama sayısı kadar sazan şifresi lazım. Nasıl olsa şifre bulma meraklıları çok. Kalan şifreleri de onlara bırakalım.

Yukarıdaki bilgiler ışığında gerçekte şifre denilen şeyin olmadığı rahatlıkla söylenebilir.

Öte yandan, basın kopyası hiçbir adaya verilmedi diye bağıra bağıra yetkililerin nefesi kesildi. Kendilerinden o kadar eminler ki, tüm 1,700 bin aday için soru kitapçıkları internete de koyuldu. Tek tek rasgele sorular dışında aday soru kitapçıklarıyla sistematik bir benzerlik bulunması da mümkün gözükmüyor.

Artık mastır soru kitapçığı ve cevap anahtarı mevcut olduğuna göre basın kopyasıyla birlikte karşılaştırma ve değerlendirme yapacak araştırmacılar kanıtlarını özellikle büyükten küçüğe sıralanmış sorularda arttırıp aşağıdaki sonuca rahatlıkla ulaşacaklardır.

Yazıda kanıtlandığı üzere mastır kopyadaki cevap şıklarının bazılarının büyükten küçüğe sıralanması zeytinyağı gibi üste çıkma özelliğine sahip hakikatin su yüzüne çıkmasına yardımcı olmuştur. Aslında sadece mastır ve basın kopyası cevap şıkları iskelet yapısı bir arada incelendiğinde bile YGS’de, iddia edildiği gibi bir şifre olmadığı, bazılarının anlamadan araştırmadan olayı sahiplendiği ve yanlış anlamada ısrar ettiği açık ve net görülecektir. Bu açık kanıtlardan sonra şifre konusuyla ilgili iddialara devam edilmesi art niyetten başka bir şey değildir. Bu kişiler tüm topluma açık bir özür borçludurlar.

Bu seneki sorunun kaynağına gelince. ÖSYM, geçtiğimiz yıllarda basın kopyası olarak mastır cevap anahtarını vermekte olup, cevap şıkları genelde küçükten büyüğe, büyükten küçüğe veya bazı farklı keyfiyetlere göre sıralanmaktaydı. Bu sene ÖSYM Yarımağan’ın da deyimiyle fanteziye kaçıp mastır cevap anahtarındaki doğru cevabın yerini sabit tutarak yanlış cevapların sırasını değiştirince ve bunu basın kopyası olarak verince bazı insanlar cevapları şifreli sanmış.

Şimdi keserin ucunu ÖSYM’ye çevirelim. ÖSYM bu yıl da mastır soru kitapçığı ve cevap anahtarını geçmiş yıllardaki gibi sıralanmış orijinal haliyle basın kopyası olarak verebilirdi. Doğru cevabı yerinde bırakıp diğer şıkları yer değiştirince bazı insanların bunu şifre olarak algılamasından böylece kurtulurdu.

Ya da; bu mümbit topraklardaki onca yurdum insanı arasında böyle zeki(!)  insanların çıkacağını öngörüp basın kopyasının nasıl üretildiğine dair açıklamaları ilk anda siteye koyabilirdi.

Madem basın kopyasında gerçek soru kitapçığı soruları ve cevapları izlenimini vermek istediler, toplam aday sayısından istenilen sayıda fazlası kitapçığı bahsedilen algoritmayla üreterek bu ilave soru kitapçıklarını basına verebilirlerdi. Bu husus ÖSYM başkanınca basın toplantısında itiraf edildi.

Olaylardan sonra basın açıklamasında mastır cevap anahtarını ve basın kopyasını basın mensuplarına karşılıklı göstermek şeklinde bir yol izlenebilirdi.

Basın toplantısında mastır cevap anahtarı ve basın kopyası karşılaştırılarak birkaç örnek üzerinden gidilseydi (özellikle büyükten küçüğe sıralanan sorular) tüm adaylar için basılan soru kitapçıklarının internete yüklenmesi zahmetinden de bence kurtulabilirlerdi.

Tahmin ediyorum ÖSYM yetkililerinin soruların cevap şıklarının hep aynı kritere göre yani küçükten büyüğe sıralandığını sanmaları bunda rol oynamış olabilir. Bunu güçlendirecek kanıt ise ÖSYM’nin basına açıklama yaptığı sırada kullandığı belgede mevcut. Bu belgedeki ÖSYM tarafından hazırlanan master kitapçık kutucuğunun açıklamasında “Cevap şıkları küçükten büyüğe sıralıdır” yazmakta. Oysa cevap şıklarının sıralanması her zaman bu şekilde olmamaktadır.

Elbette yukarıda yapılan eleştiriler bu kritik zamanda kuruma yapılan iftira ve mesnetsiz suçlamaları haklı çıkarmıyor. Tüm bunlara rağmen ÖSYM, her adaya özgü kitapçık basımı başta olmak üzere teknoloji kullanımı konusunda ilkleri yaşatmak suretiyle önümüzdeki dönem için umut vaad etmiştir. 1,700 bin ayrı soru kitapçığının ve cevap anahtarının hazırlanıp değerlendirilmesi, şifre iddialarının ortaya çıkmasından sonra hızlı şekilde hareket edip il il tüm soru kitapçıklarını yayımlamaya başlamaları da duyarlılıklarının göstergesi.

Pek çok insan 1,700 bin soru kitapçığının hazırlanması ve değerlendirilmesindeki karmaşayı bile algılayamıyor. Bir anlamda, getirdikleri yeniliğin sefasını bile süremediler.

ÖSYM’ye kişisel bir teşekkür ise siteye mastır kopyayı yerleştirmeyi kabul edip bu araştırmanın tamamlanmasına imkân sağlamalarıydı.

Kurumların geliştirilmesi ve faaliyetlerinin kalitesi konusunda eleştirilerimizi yaparken insaf ölçüsünde hareket etmek, kurumlara ve çalışanlarına haksızlık etmemek, iftira atmamak, en önemlisi de etraflıca araştırmadan her olayın üstüne atlamamak ve böylece “sazan” lafını hak etmemek hepimizin sorumluluğu.

Son söz de geleceğimizin teminatı sevgili gençlerimize. Bu tür vakvak şifrelerine inanıp moralinizi alt üst etmeyiniz. Hele hele gelecek sınavlarınızda böyle şifre filan arayıp da zaman kaybetmeyiniz veya cevap vermeye çalışırken bunlara itibar etmeyiniz. Sizler adına ÖSYM’ye iletilecek tavsiye ve eleştirilerimiz de var ama onları başka yazıya bırakalım.

Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner
drcetiner@gmail.com

YORUMLAR 22 TÜMÜ
  • Ahmet Yılmaz 13 yıl önce Şikayet Et
    şifreyse getirin. şifreyse getirin gösterin ispat edin adam söyleyip duruyor. ama sizin işiniz üzüm yemek değil. ygs üzerinden oy toplamak ha bir de ösym başkanı örtülü adayların imtihana girmesine izin verdi ya bütün sebep o. asıl derdinizi diyemiyorsunuz.
    Cevapla
  • milletin ferdi 13 yıl önce Şikayet Et
    Demokrat, dediğim basit ve hiç de çelişki yok. Önceki yıllarda yapıldığı söylendiği gibi master kopya basına dağıtılsaydı, kim ne şifresinden bahsedebilecekti?. İş basına bunu vermeyelim işi değil, normal master kopya verilseydi kim ne diyebilirdi? Şimdi de söylenecek bir şey yok aslında. Basın kopyası, Master kopyadan doğru şıkların yerleri değiştirilmeden yanlış şıkların karıştırılmasıyla elde edildiğine göre ve Master kopyada şıklar genel olarak küçükten büyüğe sıralandığına göre, elbet basın kopyasındaki şıkların küçükten büyüğe sıralanmasıyla Master kopya tekrar elde edilecektir. Yani çakışma var, şifre var dediğiniz şey aynı iki Master kopyanın doğru şıkların çakışmasından başka bir şey değil. (Zaten aynı, niye çakışmasın, sadece doğru şık değil diğerleri de çakışır) Basın kopyasından tekrar Master kopya elde edilmesi şifre mi olur yahu?
    Cevapla
  • milletin ferdi 13 yıl önce Şikayet Et
    Mahir Taştan ve Fethi Gonullu, Polis sınavı ve KPSS bildiğim kadarıyla yenilendi. YGS de ise şifre iddiaları zırvadan başka bir şey değil. ÖSYM’de hiçbir şey yapılmadı gibi konuşuyorsunuz. Ünal Yarımağan gitmedi mi? Bir ÖSYM çetesi çökertilmedi mi? Mahir Taştan, eğer bir şey varsa Allah huzurunda bahaneniz ne olacak diyorsun, peki yoksa sen bu iftiralara ortak olmanın hesabını nasıl vereceksin? İlla birilerinden mi olmak lazım derken de birilerine iftira attığının farkında değil misin? O ifrira attığın kişilerin nasıl fedakarca çalıştığını bilmiyor musun? Sizler iftira atmakla uğraşırken, eskiden beri (28 Şubat süreci dahil) hep üniversite sınavlarında, olimpiyatlarda gösterilen başarıları bilmiyor musun?
    Cevapla
  • metin özdemir 13 yıl önce Şikayet Et
    çabalamayın. ösym şimdiye kadar yapılamayanı yapmış adaya özgü kitapçık hazırlamış. bunu takdir etmek lazım. ama bazılarının şifresi bozulmuş. üniversite yıllarında çapsız militan solcuların bu okulları nasıl kazandığına şaşardım. şimdi anlaşılıyor.
    Cevapla
  • demokrat 13 yıl önce Şikayet Et
    devamı milletin ferdine cevaben. sevgili arkadaşım kurduğun mantık kendinle çelişiyor. neymiş şifreleri kitapçığı hiç basına verirler mi demişsin. bu zaten kopmle ösyme kurumunun hazırladığı şifre değil. dikkat edilmesi gereken bu. bu şifrelere haiz olan kişilerin olabilme ihtimali şaibeyi doğurur. dolayısı ile basına verilecek olana da çıkıp bunu vermeyelim diyebilir mi ? bir de böyle düşün neden kendini ösym içinde şüpheye düşürsün adam bir de böyle düşün. burdan da anlaşılıyor ki mantık mantık üstüne bu sutun yükselir gider amaa devrilmeden bu tartışma bitmelidir. korkmayın ısrarla zorla deşe deşe üstüne gidin. savunmak kolaydır yoktur iftiradır çıkar gidersiniz ama savunmak heleki maduru savunmak zordur çünkü madurun maduriyeti vardır giderilmesi gereken ve hepimiz üzerine borçtur! ısrarla reddeden insanların vurdumduymazlığı türkiyenin kangren olmuş "sorgusuz yaşama,yönetilme biçimine" ne acı bir örnek
    Cevapla