Oyun başladıktan sonra kural değiştirme
Geçen hafta Saraybosna’da öğrenim görmekte olan çok sayıda Türk ve Boşnak öğrenciden elektronik posta yoluyla mesajlar aldım. Konunun önemi ve tüm üniversitelerdeki öğrencileri ilgilendirmesi açısından cevabımızı burada yazma gereği hasıl oldu.
Soru kısaca şu; üniversite akademik, idari ve finans gibi alanlarda değiştirdiği koşulları ve kuralları mevcut öğrencilerine dayatma hakkına sahip midir?
Söz konusu olaydaki öğrenciler, üniversite senatosunca alınan yeni bir kararla artık her dönem toplam 30 AKTS* (ECTS) tutarında yani yaklaşık 5 dersten fazla ders alamayacaklarını belirtmekteler.
Bu döneme kadar not ortalamalarına bağlı olarak sorunsuz şekilde çok sayıda ders alınabildiğini ve bazı durumlarda on dersin üzerinde ders alabilmenin mümkün olduğunu söyleyen öğrenciler üniversitenin ders sayısı kısıtlamasını mevcut öğrenciler üzerinde uygulamasının mümkün olup olmadığını sormaktalar.
Kayıt olurken yapılan açıklamalarda ders sayısında bu şekilde kısıtlama olmadığı ve hatta kayıt sırasında üniversite yetkililerince kendilerine başarılı oldukları takdirde 3-3.5 senede mezun olabilecekleri söylendiği gibi çok sayıda derse kayıtlı mevcut öğrencilerin buna bir delil teşkil ettiğini ifade etmekteler.
Öğrencilerin sorusu Bosna Yükseköğretim kanunu, evrensel akademik etik kuralları ve kazanılmış haklar hukuk ilkesine göre cevaplandırılmaya çalışılmaktadır.
Varsa farklı görüşlere sahip değerli hukukçu okurlarımızdan gerek bu yazıda yaptıkları yorumlar gerekse email adresimize bizzat yazarak konuya açıklık getirme yolunda katkı sağlamalarını istirham ediyoruz.
Bilindiği gibi üniversiteler yeni bilgi üretme (araştırma-geliştirme boyutu), bilgiyi yayma (eğitim ve öğretim) ve toplumsal sorumluluk işlevlerini yerine getirme esnasındaki faaliyetleri itibariyle çok dinamik kurumlardır.
Örneğin, üretilen yeni bilginin sıklıkla eğitime yansıtılması ihtiyacı nedeniyle ders içeriklerinin sürekli yenilenmesi, çeşitli derslerin kaldırılması, yeni derslerin konulması gibi etkinlikler fazlaca yadırganmaz. Kaliteyi arttırmak adına öğrencilerin başarılı sayılması amacıyla getirilen yeni koşullar, öğrencilerin alabileceği ders sayıları, not ve değerlendirme sistemi, finansal kurallardaki değişiklikler de içinde olmak üzere üniversitenin sadece akademik değil, idari ve finans meselelerindeki çeşitli değişim talepleri önemli bir sorunu ortaya çıkarmaktadır.
Yapılan tüm bu değişiklikler geriye dönük olarak mevcut öğrenciler üzerinde uygulanabilir mi? Mevcut öğrenciler bu değişikliği kabule zorlanabilir mi?
“Üniversite yapılan her değişikliği tüm öğrencilere uygulayabilir mi?” sorusu yöneltildiğinde olayı hem akademik pratikler hem de evrensel hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirmek gerektirmektedir.
Bilindiği gibi iş öğrencilerin için eğitimine geldiğinde üniversiteler bu işlevi programlar yoluyla gerçekleştirmektedirler.
Program, belli bir eğitim alanında öğrencilerin yetkinliklerini geliştirmek ve belli hedefleri yerine getirmek amacıyla belli sayı ve niteliklerdeki kaynakları (akademisyen, idari ve destek personeli, laboratuar vs) ve önceden tasarlanan eğitim süreçlerini belli şartlarda (zaman ve mekân) bir araya getirmek suretiyle öğrenci üzerine uygulanan hizmetler toplamıdır.
Program genellikle bir bölüm ile eşleştirildiği gibi aynı bölüm altındaki çok sayıdaki programdan birisi de olabilir.
Her program aslında bir ürün olarak hizmetin adıdır. Öğrenciler de bir anlamda o ürüne talip olan tabir caizse müşterilerdir. Nasıl bir müşteri ile belli ürün veya hizmeti sağlayan tedarikçi firma arasında ürün ya da hizmetin satın alınmasıyla birlikte karşılıklı sorumluluklar doğuyorsa programı seçtiğinde üniversite ve öğrenci karşılıklı olarak belli sorumlulukları kabul etmekte ve yükümlülüklerin altına girmektedirler.
Öğrencinin programa kayıt olmasıyla birlikte bir anlamda karşılıklı akitleşme başlar ve programa kayıt bu sözleşmenin belgesidir.
Bu sözleşmeyle her iki tarafın kabullendiği yükümlülükler kısaca şöyle:
* Üniversite için; öğrencinin kaydı sırasındaki koşullar çerçevesinde öğrencilere programla ilgili kaliteli bir eğitimi vermek, öğrenciler arasında adaleti gözetmek ve onların program hedeflerine uymalarını sağlamak için bireysel gelişimini ve performanslarını sürekli takip ederek alana uygun yetkinliklerle donanmış şekilde mezun etmek.
* Öğrenci için; programın gerektirdiği koşullara uymak, kendisine verilen bireysel ödev, sınav vs pek çok etkinliğe katılmak ve bunlarda kendisinden beklenen asgari başarı düzeyini yakalamak.
Peki üniversite programla ilgili koşulları değiştirirse eski öğrenciler olarak nitelenen mevcut öğrencilere ne olacak?
Sözleşmelerin sonradan her iki tarafın karşılıklı rızasına dayalı olarak değiştirilebilmesi/yenilenebilmesi kuralından hareketle eğer yapılan, öğrenci lehine bir değişiklikse öğrencinin yazılı başvurusuyla bu tür değişikliklerin gerçekleştirilebilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Bizde yükseköğretim kanununda açıkça bahsedilmese de hemen hemen tüm üniversitelerde uygulanan teamüllere göre değişiklik durumunda mevcut öğrenciler eski öğrenciler olarak nitelendirilmektedir.
Değişiklikler, yalnızca kararın alındığı tarihten sonra kayıt yaptıran öğrencileri kapsamakta ve eskileri etkilememektedir.
Yirmidört senelik akademik hayatımda yurt içi ve dışındaki neredeyse onun üzerinde farklı üniversitede çalışma imkânı oldu. Eski ve yeni programlarla aynı anda çalıştık. Buralarda neredeyse evrensel bir teamül haline gelmiş şekilde eski ve yeni program öğrencileri arasındaki farklı koşullar ilgili öğrencilerin durumlarına göre ayrı ayrı uygulanmaktaydı.
Bosna-Hersek bilindiği gibi çok sayıda kantona ayrılmış durumda ve her bir kantonun kendine özgü kanunu var. Bosna-Hersek çerçeve kanunu dışında Saraybosna kantonu yükseköğretim kanununda 79. Maddede geriye dönük değişiklikler açıkça yasaklanmaktadır. İlgili madde şöyle;
“Madde 79. Geriye dönük değişiklikler.
Yükseköğretim kurumu, Bologna süreçleri çerçevesinde hali hazırda başlayan bir eğitim döngüsü için yeni bir eğitim kavramını geriye dönük şekilde uygulayamaz. Öğrenci; eğitimini, başvuruda bulunduğu ve kaydolduğu geçerli plan ve programa göre tamamlama hakkına sahiptir.”
Her ne kadar Yükseköğretim kanunumuzda açık madde olmasa bile Bologna süreçlerine gönderme yapan bu madde gereği Bologna kriterlerine uyum sağlamaya çalışan yükseköğretim sistemimizin teamülleri de bir anlamda teyit edilmiş olmaktadır.
Evrensel hukuk açısından ülkemizde pek çok kez değiştirilen emeklilikle ilgili kanunu örnek olarak vermek mümkündür. Örneğin, 1986 yılında çalışmaya başlayan birisi yaklaşık 50 yaşında emekli olabilirken yeni çalışmaya başlayan birisi ancak 65 yaşında emekli olabilir. Yeni çıkan kanunlar geriye dönük olarak 1986 yılında çalışmaya başlayanın kazanılmış olan hakkını yok etmek suretiyle 65 yaşına kadar çalıştıramaz.
Diğer taraftan; duruma itirazda bulunan bazı öğrenciler, kendilerine bu kısıtlamanın aynı yasanın 54. maddesine göre yapıldığı cevabı verildiğini ama bunun geçerli olamayacağını beyan etmekteler.
Zira aynı yasaya göre hareket etmek zorunda olan diğer devlet üniversitelerindeki arkadaşları arasında yaptıkları araştırmalarda çok sayıda öğrencinin 5 ders (30 AKTS) üzerinde ders aldıklarını ifade etmekteler.
Gelelim aynı kanunun 54. maddesine. Bu yasa maddesi lisansla ilgili tipik bir eğitim döngüsünü aşağıdaki gibi tanımlamakta.
“Madde 54. Eğitim Döngüleri
Yüksek öğretim 3 ayrı döngüde organize edilmiştir.
a) İlk döngü lisans derecesi olup en az 3 en çok da 4 yıl eğitim neticesinde en az 180 kredi (240 AKTS kredisi) puanıyla elde edilen akademik bir derecedir
Her döngüde bir dönemlik eğitim 30 AKTS kredi puanını taşımaktadır.”
Eğer salt yasanın 54. maddesindeki koyuyla yazılan kısma bakılırsa problem hemen göze çarpmaktadır. Zira bir dönem sadece 30 kredi alınabiliyorsa lisans için nasıl 3 senede 240 AKTS tamamlanabilir? Yasada en az üç yıl denmesi anlamsız hale geliyor.
Öte yandan yasada en çok 4 yıl deniyor. Bu da sorunlu. Zira öğretim boyunca yalnızca tek dersten kalan bir öğrenci bile 240 AKTS şartını tamamlayamayacaktır. Bu durumdaki öğrenci yasaya göre en fazla 4 yıl şartını sağlayamadığından lisans derecesini almaya hak kazanmayacaktır. Halbuki Bosna-Hersek genelinde üniversitelerde eğitimi bitirebilme süresi ortalama 4 yılın üzerindedir.
Bosna yükseköğretim kanunundaki 79. madde ve 54. madde değerlendirildiğinde 79. maddenin bu konuda belirleyici olduğu açıktır. Bologna kriterleri gibi uluslararası akademik camiada kabul görmüş ilkeler ve diğer ülkelerdeki uygulamalarla desteklendiği üzere olayı evrensel hukuk çerçevesinde incelediğimizde öğrenciler üzerinde geriye dönük değişikliklerin yanlış olacağını düşünmekteyiz.
79. maddede açıkça üniversitenin değişimi geriye dönük uygulaması yasaklanmaktadır. 54. madde ise durum tanımlaması yapmaktadır. İki madde birbirini tezat olarak değerlendirilse bile yasakların emirden önce geldiği evrensel prensibiyle 79. madde esas alınmalıdır.
Yukarıdaki iki yasa maddesi bu şekilde değerlendirilmezse farklı üniversitelerde farklı keyfi uygulamaların olması kaçınılmazdır.
Dayton anlaşmasının neredeyse yönetilemez denilecek hale getirdiği Bosna-Hersek’te eğitim yöneticilerinin daha özenli olması ve bu tür yasalar nedeniyle eğitim bürokratlarının keyfi yorumlarına takılmamak gerekmektedir.
Netice itibariyle öğrenci bir programa kayıt olurken hangi koşullar ve kurallarla başlamışsa onlarla devam etmesi ve mezun olması onun en doğal hakkıdır. Diğer yandan öğrencilerin lehine olan örneğin harçlardaki indirim gibi bazı değişiklikleri öğrencilerin isteklerine bağlı olarak uygulamakta sakınca görülmemektedir.
* AKTS, Avrupa Kredi Transfer Sistemi (European Credit Transfer System) altında her dersin belli kredisi olup öğrencilerin Avrupa Topluluğu bünyesindeki farklı okullarda aldıkları derslerin ve kredilerin kendi okullarında sayılmasına ilişkin alt yapıyı oluşturur.
Not: Ders içeriklerinde belli kısıtlamalara göre yapılan güncellemeler geriye dönük değişiklik olarak algılanmamaktadır. Ancak benzer sorunların yaşanmaması için bu tür değişikliklere ait ilkelere yönetmeliklerde yer verilmektedir.
Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner- Haber 7
drcetiner@gmail.com / http://www.drcetiner.org