KKTC’ye Hocalı Soykırım Anıtı dikilmeli
1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubata bağlayan gecede ve o meşum günün sabahında Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli kenti olan Hocalı’da yaşanan soykırım, insanlığın yüz karası. 20. Yüzyılın insani değerleri ile hiç bağdaşmayan bir cinayetler serisi.
Hocalı Soykırımını değerlendirmek için geçmişini iyi bilmek gerekiyor.
1988 yılında Ermenistan kendi topraklarında yaşayan Azerbaycan Türklerini trenlere doldurup Azerbaycan’a gönderince, Azerbaycan hükümeti de, Azerbaycan’ın Sumgayıt ve Bakü şehirlerinde yaşayan Ermenileri mütekabiliyet prensibi ile Ermenistan’a gönderdi.
Dönemin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Başkanı Mihail Gorbaçov, 25 Temmuz 1990’da yayımladığı bir kanun ile SSCB kanunları dahilinde olmayan silahlı grupların kurulmasını yasakladı ve kanunsuz olarak saklanan silahlara el konuldu. Bu kanunla birlikte Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde av silahları da dahil olmak üzere tüm ateşli silahlar toplanırken Dağlık Karabağ’da bu görevi yerine getirenler, Azerbaycan Türklerinden silahlarını toplarken, bilinçli bir şekilde Ermenilerdeki silahları toplamadılar. 1990 yılının Ağustos ve Eylül aylarından itibaren Ermeniler saldırılarını doğrudan Azerbaycan Türklerine yöneltmeye başladılar.
Bu saldırılar sonucunda yaklaşık 186 bin Azerbaycan Türk’ü, Ermenistan’dan Azerbaycan’a gitmeye zorlanırken, Ekim 1991’de Azerbaycan Türklerinin yaşadığı ve silahları toplanmış bir köye saldıran Ermeniler, köyü ele geçirdiler.
1991 yılında Azerbaycan Parlamentosu’nun halktan gelen baskılar karşısında Dağlık Karabağ’ın özerk bölge statüsünü ilga etmesine karşılık Dağlık Karabağ Parlamentosu bir referandum düzenleyerek cevap verdi ve çoğunluğu Ermenilerin oluşturduğu bölgede yapılan referandum sonucunda Dağlık Karabağ Parlamentosu bağımsızlığını ilan etti. 1992 yılı başında da SSCB birlikleri de bölgeden çekildi.
Hocalı Katliamı, Rus askerlerinin desteğiyle 25–26 Şubat 1992’de güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi’nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366’ncı Rus Motorize Alayının desteği ile gerçekleştirildi.
26 Şubat gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi tamamen kesildi. Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler.
936 km2’lik alana sahip ve 2,605 aileden ibaret 11,356 kişinin yaşadığı Hocalı kenti 26 Şubat 1992 tarihinde yüzyılın en acımasız soykırımına maruz kaldı ve kasaba tamamıyla yok edildi. Hocalı bu katliamın yaşandığı sırada Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin koruması altında değildi ve tamamen savunmasız bir durumdaydı. Kentte dağınık halde, elinde hafif silahlar bulunan 150 kişi bulunmaktaydı. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri Hocalı halkına maalesef yardım edemedi ve hatta uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmadı.
Saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk’ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısı bu rakamların çok çok üstünde. 56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulundu. Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarabildi.
1963-1974 yılları arasında Kıbrıs adasında, Kıbrıslı Rumlar bizlere, Kıbrıslı Türklere de soykırım uyguladılar. Şehitler verdik, evlerimizi, köylerimizi, taşınır, taşınmaz varlıklarımızı ve en önemlisi de geleceğimizi kaybettik. Soykırım ne demektir çok iyi biliyoruz biz Kıbrıslı Türkler.
Aradan yirmi yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra da Ermenilerin, Dağlık Karabağ’da Türk olmaktan başka hiçbir suçları olmayan, savunmasız ve masum soydaşlarımıza uyguladıkları bu vahşeti ve soykırımı unutmamak, bizlerden sonraki kuşaklara taşımak, her an anmak ve içimizde hissetmek için KKTC’de “Hocalı Soykırımı Anıtı” dikmemizin zamanı gelmiştir zira onları en iyi biz anlayabiliriz.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Dr. (Ulus. İliş.) Ata ATUN
Akademisyen,
KKTC III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı