Belediye başkan adayları için organik iletişim ve kampanya önerileri
Belediye Başkan Adayı olsaydım:
- Hz. Ömer’in, şehadetinden önce yerine oğlunu göstermesini isteyenlere yönelik “Bir evden bir kurban yeter!” yanıtından payıma düşeni alıp alamayacağımı sorgulamakla işe başlardım.
- Bu sorgulama sonucunda eksik yanlarımı fark edince imajımı değil, kendimle ilgili gerçeği değiştirmeye çalışırdım. Yani kolay, ucuz ve manipüle edici olana değil, belki pahalı, daha zor ama kesin sonuç verene yoğunlaşır, nihai sonucu hesap ederdim.
- Bana sürekli medyaya dair tavsiyelerde bulunan danışmalarıma kulak verir ama onlara (Prof. Dr. Korkmaz Alemdar’ın deyimiyle) Rahmetli Adnan Menderes’in, 1950 seçimlerinde CHP’nin kendilerine radyoyu propaganda amacıyla kullandırtmadığı, 1954 seçimlerinde ise kendilerinin bu olanağı onlara tanıdığına ilişkin olarak ifade ettiği “Kullanmadık ne oldu? Kullandınız ne oldu?” sözünü hatırlatırdım.
- Fastfood tarzı paketlenmiş yapay iletişim ve kampanya söyleminden uzak durur, organik iletişimi tercih ederdim. Bazı uzmanların tavsiyelerinin aksine beden dilimin doğallığını bozmazdım. İnandırıcı olmak için insanların gözünün içine uzun süreyle bakmazdım mesela, konuşurken gözünü kaçıranları ise yalancılıkla etiketlemez, geleneksel veya kültürel nedenleri olabileceğini düşünürdüm.
- Profesyonel nezaketten uzak dururdum, gönüllerin başkanı olmak için gönüllere işleyen şahsiyetlerin insanlarla nasıl iletişim kurduklarına odaklanır, samimiyeti ithal tekniklerde ve uzaklarda aramazdım.
- Eskisi ve yenisiyle tüm medyayı dikkate alır ancak aşırı görünür olmaktan kaçınırdım. Sosyal medya güzellemelerine ihtiyatlı yaklaşır, algoritmalar aracılığıyla oluşturulan fixmenü servislerin, insanları farklı perspektiflere kapalı yankı odalarına hapsettiğini dikkate alırdım.
- Medya planlaması yaparken, insanların kendilerini bilerek maruz bıraktıkları yayın organlarının olduğunu, tüm mesajlara ulaşsalar bile karar verme sürecinde istediklerini hatırladıklarını, medyanın gönderdiği mesajların hâlâ kişisel etki aracılığıyla yayıldığını, bu nedenle grup ve örgüt içi ilişki ve dinamiklerin önemli olduğunu not ederdim.
- Medya ve iletişim uzmanlarından, köklü değişiklikler öncesi hazırlayıcı iletişim stratejisiyle, kamuoyunun siyasal amaçlar uğruna manipüle edilmesine izin vermemelerini isterdim. Ya da kötü niyetli aktörleri ortaya çıkarmak için medyayla birlikte çalışan dezenformasyon operasyonlarına ilişkin güçlü bir farkındalık oluştururdum.
- Yüz yüze iletişime daha fazla önem verir, yüz yüze iletişimin medya iletişimi karşısında kazandığı zaferleri hatırlardım. İnsanların dibinde olup Yemen’de olmamaya özen gösterirdim. Yüz yüze iletişimdeki başarısızlığımı kaldırım ve köprü yaparak kapatmaya çalışmazdım.
- Yeknesak kampanya tasarımı yerine, tematik kampanyalardan oluşan bir kolaj tasarımına öncelik verir, son yıllarda insanların gündemine dahil olan trendleri iyi takip ederdim. Örneğin gerek kampanya sürecinde gerekse seçimden sonra çevre sorunları ve iklim değişikliği ile nasıl mücadele edeceğimi daha güçlü bir şekilde vurgular, insanların yeniden doğayla ve sağlıkla buluşma arayışına katkı sunabileceğim alanları belirlerdim.
- Madde ve teknoloji bağımlılığı, kadına-çocuğa ve engelliye yönelik şiddet ve aile birlikteliğinin zayıflaması gibi popüler sorunlara karşı duyarsız kalmaz (bunların sadece merkezi hükümetin sorunu olduğunu düşünmez), çözüm için üniversitelerin bilimsel birikimi yanında yerel otoritelerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla kurulacak yakın işbirliğinden daha çok yararlanmaya dönük seçenekler geliştirirdim.
- Başıboş köpek sorununa nasıl bir çözüm üreteceğimi yüksek sesle tekrarlar, sokak yaşamını nasıl konforlu hale getireceğimi, kimsenin buradan bir muhalefet üretmesine izin vermeksizin, anlatmaya çalışırdım. Saldırıya uğrayarak ağır yaralanmış çocuklarımıza ve ailelerine dönük yakın ilgimden, köpekleri koruma cemiyeti üyeleri de payını alır, onlarla birlikte insan sevgisi ve çocuk hakları hassasiyeti ile hayvan sevgisi arasında nasıl bir denge kurulabileceğine dair kafa yorardım. Belki bunun için eğitim programları geliştirmeyi bile önerirdim.
- Gençlik ve Kadın STK’larının saha izlenimlerinden veya deneyimlerinden olabildiğince yararlanmaya çalışır, muhtarlarımız hatta Toplum Destekli Polislik uygulaması kapsamında mahalle polislerimizle yerelin kılcal damarlarında göz ardı edilmiş sorunları anlamaya çalışırdım.
- “Az, Çoktur!” anlayışıyla israfı nasıl azaltacağımı düşünürdüm. Kaynakları nasıl etkin ve verimli bir şekilde kullanacağımı (özellikle abartılı reklam ve tanıtım faaliyetleri, tören organizasyonları, kâğıtsız belediyecilik anlayışı konusundaki yetersizlikler, dijitalleşmenin sunduğu tasarruf, erişilebilirlik ve kapsayıcılık olanaklarından yeterince yararlanamama) herkesin anlayabileceği şekilde açıklar, buradan elde edeceğim geliri, çeşitli nedenlerle geçim sıkıntısı yaşayan insanların yaşamıyla buluşturacak mekanizmalar inşa ederdim.
- Ziya Paşa merhumun “Müslüman olmayan ülkeleri gezdim, şehirler, gösterişli yapılar gördüm, İslam ülkelerini dolaştım, hep harabeler gördüm” dizelerinden bugüne değişen bir şey olup olmadığını, aday olduğum şehir açısından irdeler; imar, iskân ve kentsel dönüşümün gidişatını bu doğrultuda yeniden gözden geçirirdim.
- Güçlü bir şehir ve medeniyet kimliği için toplumsal hafıza mekânlarına, kentin tarihi-kültürel devamlılığındaki rolü nedeniyle özel önem verirdim.
- Aday olduğum şehirde, göçmen karşıtlığı veya yabancı düşmanlığı ile mücadeleyi stratejik gündemime dâhil eder, aşırı sağın yükselişini bunun dışında tutarak, Batı’nın göçmen nüfusun entegrasyonuna neden milyarlarca Euro harcadığını göçmen karşıtlarıyla birlikte anlamaya çalışırdım.
- Özetle Belediye Başkanlarına neden Şehremini dendiğini yeniden düşünmeye ve özümsemeye çalışırdım.
Prof. Dr. Hakan AYDIN
Erciyes Üniversitesi
-
Selma Kara 9 ay önce Şikayet EtHocam yazı çok kıymetli, ancak deprem bölgelerini unutmuşsunuz. Keza orada siyaset yapanların işi gerçekten zor.Beğen
-
Ali 9 ay önce Şikayet EtÇok kıymetli bir yazı lütfen bütün belediye başkan adayları okusun dikkate alınarak uygulamaya geçilsin ömrünüz bereketli olsun hocam.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Mustafa 9 ay önce Şikayet EtTebrikler bu kadar güzel bir düşünce,empati, söylem duymadım sayın hocam çok teşekkür ediyorum kaleminize yüreğinize sağlık olsun.Beğen Toplam 4 beğeni
-
Ziya can 9 ay önce Şikayet EtZengin Paralı ve etiketli değil ,toplumun her kesimini temsil edecek belediye meclis üyeleri ile yola çıkardım.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Ali Cabbar 9 ay önce Şikayet EtHakan hoca Kayseri adayı olmalısın. Halkın içinden birisin yakışırBeğen Toplam 2 beğeni