Prof. Dr. Hakan Aydın
Prof. Dr. Hakan Aydın
HABER7 YAZARI

İçsesimizdeki İslamofobik Yankılar

GİRİŞ 23.02.2024 GÜNCELLEME 23.02.2024 YAZARLAR

İslamofobi, insan zihnine ekilip, yetiştirilen bir olgu veya ideoloji olarak da ele alınabilir mi? Ya da İslamofobi sadece İslam karşıtlığı mıdır? Bir kişi görünüşte İslam karşıtı olmadan da İslamofobik olabilir mi? Müslüman bir birey İslamofobi virüsünün taşıyıcısı olup olmadığını nasıl anlayabilir? İslamofobi, ülkemizde, genelde makro ölçekte ve Batı, Batı dışı ya da Müslüman toplumlar ekseninde ele alınmaktadır. Fakat bilim insanlarına göre İslamofobi aynı zamanda bilişsel ve duygusal bir olgudur ve mikro-İslamofobi tanımıyla, bireysel düzeyde de inceleme konusudur. Makro-İslamofobi – mikro-İslamofobi birbiriyle uyumludur, çünkü olumsuz duygular ve bilişler birden bire ve kendiliğinden ortaya çıkmazlar, öncelikle zihinlere inşası veya temellendirilmesi, belli bir süreci, çabayı gerektirir.

Duygusal ya da Bilişsel Bir Olgu Olarak İslamofobi

Literatür, duygusal ya da bilişsel İslamofobi derken, “kendini Müslüman olarak tanımlayan” veya tanımlamayan bir bireyin İslam veya Müslümanlar hakkındaki büyük ölçüde (yersiz) sosyal kaygılarını anlatmaya çalışmaktadır. Bu durum daha çok, bireyin düşünce kalıbında yer alabilen, İslam'a veya Müslümanlara dair farklı fikir veya algılarla ilgilidir. Duygusal ya da bilişsel bağlamda İslamofobi, bir önyargı türü olarak ele alınır ve sosyal ve dışlayıcı önyargılar kategorisinde değerlendirilir.

İçsesimizin olası İslamofobik yankıları, duygusal ya da bilişsel İslamofobiye ilişkin olarak kendi robot resmimizi çıkarmamıza yardımcı olabilir. Zira içses yankılarımızın, kendimizi Müslüman olarak tanımladığımızı varsayarsak, zihin haritamızda İslamofobi virüsünün varlığını ve çeşitli varyantlarını görünür kılma gibi bir potansiyeli bulunmaktadır. Aşağıda, içsesimizde negatif, nötr veya pozitif bir karşılığı bulunan bazı ifade biçimlerinden yola çıkarak bu potansiyeli açığa çıkarabiliriz:


Bu kapsamdaki ifadeleri daha da çoğaltabiliriz. Hatta konuyla ilgili içsesimizde olumlu veya olumsuz yansımaları bulunan pek çok hususu, bu anlamda ifadeye dönüştürüp kendimizi değerlendirme olanağı elde edebiliriz. Bu ifadelere katılma oranlarımız, içsesimizdeki olası İslamofobik yankılarla yüzleşmemiz, varsa negatif düşüncelerimizi neden ve nasıl sorgulamamız gerektiğini anlayabilmemiz bakımından önemli veri sağlayacaktır. Sonuçları kendi muhasebemiz açısından kendimize saklayalım ancak kendi sonuçlarımızdan yola çıkarak desteğe ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorsak eğer, koruyucu bir faktör olarak İnanç Okuryazarlığına dair yetkinliğimizi sorgulamakla işe başlayabiliriz.  

Zira inanç Okuryazarlığı:

-Kendimizi, birbirimizi ve yaşadığımız dünyayı anlamamıza yardımcı olabilir.
İslam'ın orijinal kaynaklarını (en temelde Kur'an ve Sünnet) yeniden merkezi gündemimize almamızı sağlayarak, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmamızı sağlayan bir pusula işlevi görebilir.

-İslam toplumlarının kültürel çeşitliliğini kavrayarak bu çeşitliliğin İslam'ın algılanmasını ve uygulanmasını nasıl etkilediğine dair bilgimizi destekleyebilir.

-İslam'a karşı olası fobik nitelikler taşıyan iç sesimizle yüzleşme olanağı sağlayabilir.
Terör örgütlerinin veya bunları koordine edenlerin izole edilmiş veya tutunacak dal arayan bireylere, aldatıcı bir sığınak olma vaatlerini boşa çıkarabilir.

-Tarihsel ve toplumsal gelişme ve ilerlemelerin İslam’ı ve bileşenlerini gericilikle özdeşleştirme manipülasyonunu kavramamıza ve tuzağa düşmememize destek olabilir.
Bilgi çöplüğüne dönen internet ortamından veya bu ortamdaki fenomenlerden veya influencer gibi etki ajanlarından dini bilgi edinmenin olası zararları konusunda bizi uyanık tutabilir.

-Genel insani sorunların, önyargıları beslemek niyetiyle, Müslümanlarla ilişkilendirilip ilişkilendirilmediğini sorgulamamızı sağlayabilir.

-Giyim-kuşamları ve görünümleriyle kendileriyle ilgili ön yargıları besledikleri düşünülen Müslümanların bu görünümlerine daha yakından bakarak; bunların dini, kültürel, örfî, geleneksel, popülerleştirilmiş veya bireysel tercih niteliğinde ortaya çıkan biçimlerini, sınıflandırmamıza yardımcı olabilir.

-Ya da kültürel, örfî, geleneksel, popülerleştirilmiş veya bireysel tercih niteliğinde ortaya çıkan biçimlerin, dini bir gereklilik gibi algılanmasının nedenleri üzerine düşünmemize katkı sağlayabilir.

-Dinî veya örfî olsun giyim tarzı veya görünümleri nedeniyle hedef alınma korkusu yaşayan bireylerle empati kurma konusunda bizi teşvik edebilir. Benzer şekilde giyim tarzı veya görünümlerle ilgili tipik negatif stereotipler nedeniyle, giyimlerinden veya görünümlerinden endişe duyan bireylere dönük empatik reaksiyonlar geliştirmemize yardımcı olabilir.

-Kötü ve gayri ahlaki hal ve davranışların neden İslam'la ilişkilendirilerek sunulduğuna ilişkin sorgulamalarımızı derinleştirebilir.

-Medyanın yanlış, hatalı veya çarpık İslami temsillerini fark etmemizi sağlayabilir.
Bizleri Peygambersiz veya Peygamberin ikinci planda kaldığı bir İslam anlayışının geçerliliğine ve bu anlayışın Peygamberin yerine ikame ettiklerine dair teyakkuzda tutabilir.

-Son kertede İnanç Okuryazarlığı "(...) Herkes yarın için ne hazırladığına baksın (...) hitabının hiç bir kimseyi hariç tutmadığını, bu konudaki kişisel sorumluluğumuzu başka kişi, kurum veya güç merkezlerine devredemeyeceğimizi sürekli bir biçimde hatırlatabilir.

 

Sağlıcakla kalın,

Prof. Dr. Hakan Aydın

Erciyes Üniversitesi

X: @mediadjournal

YORUMLAR 8 TÜMÜ
  • Ezgi 8 ay önce Şikayet Et
    Değerli hocamız bu yazıyla kendimle yüz yüze geldim nasıl böyle bu hale geldim bende kendim toparlamam gerektiğini bana bu yazı sayesinde faydalı oldu Allah razı olsun.
    Cevapla
  • Ercan 8 ay önce Şikayet Et
    Günümüz dünyasındaki inanç sistemini ve insanların bakış açısını çok güzel özetlemişsiniz.kaleminize sağlık.
    Cevapla
  • Samet 8 ay önce Şikayet Et
    Çok güzel bir tespit tebrikler
    Cevapla
  • Barboros 8 ay önce Şikayet Et
    Güzel bir yazı. Ben çok faydalandım..
    Cevapla
  • İsmail 8 ay önce Şikayet Et
    Bazen kendimize dahi yeterince açıklayamadığımız iç sesimizi deşifre eden ilginç bir yazı. Emeğinize sağlık...
    Cevapla