Prof. Dr. Recep Bozdoğan
Prof. Dr. Recep Bozdoğan
HABER7 YAZARI

Kafkasya'nın baş belası: Ermenistan

GİRİŞ 29.09.2020 GÜNCELLEME 30.09.2020 YAZARLAR

Ermenistan, bin yıllık Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’ı Rusların aktif desteği ile 90’ların başında işgal ederek Hocalı ve birçok yerleşim biriminde göz dönmüş bir katliam gerçekleştirdi.

 

 

Türkiye’nin âdeta fetret devrini yaşadığı bir dönemde gerçekleşen bu insanlık dışı olay, Kafkasya’nın çıbanbaşı olan Ermenistan’a haksız bir gurur ve kibir verdi.

Sırtını Rusya’ya, İran’a ve Fransa’ya dayayan bu terör devleti, İsrail’in Orta Doğu’da yaptıklarının bir benzerini Kafkasya’da yapmaya çalışmakta.

 

 

Kâh Azerbaycan topraklarına taciz saldırılarında bulunmakta, kâh Gürcistan’a aba altından sopa göstermekte, kâh Türkiye’den toprak ve tazminat talebinde bulunmakta, kâh terör örgütü PKK’ya her türlü desteği vermekte.

Aslında devletten başka her şeye benzeyen bu haydut oluşum, köprülerin altından çok sular aktığının farkında değil.

Her şeyden önce derme çatma bir ordu ile savaşan eski Azerbaycan yok artık.

Savaş stratejisini çaresizlikten Rus generallere hazırlatan eski müstemleke yok artık.

Kafkasya’nın en büyük ordusuna ve ekonomisine sahip, bağımsızlığını ve varlığını artık güçlü temellere oturtmuş, uluslararası planda eli her geçen gün daha da kuvvetlenen yepyeni bir Azerbaycan var.

Ondan da önemlisi, artık hasta ve mecalsiz bir Türkiye yok.

Savunma sanayiinde âdeta mucizeler gerçekleştiren, yüksek teknolojiye dayalı harp sistemlerini olağanüstü bir başarı ile kullanan, özgüveni yüksek, kararlı ve tutarlı bir Türkiye var.

Nitekim haydut Ermenistan ve Karabağ’daki katiller Azerbaycan topraklarına gerçekleştirdikleri son saldırıda ağızlarının payını aldılar.

Ancak, bu yetmez.

Ermenistan’a, Azerbaycan topraklarına değil saldırma, tacizde dahi bulunmaya cesaret edemeyecek şekilde ağır bir ders verilerek ibretlik bir duruma düşürülmesi gerekli.

Bu da yetmez, işgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarılması ve sonrasında Sovyet döneminde Rusların baskı ve tasallutu ile Ermenistan’a zorla bırakılan tarihî Azerbaycan topraklarının da kurtarılması gerekir.

Azerbaycan’ın tarihî topraklarını merak edenler, 1918-1920 yılları arasında hüküm süren Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin haritasına veya Azerbaycan heyetinin 1919 yılında Paris Konferansında sunduğu haritaya bakabilir.

Ermeni işgal ve tasallutunun sona erdirilmesiyle birlikte Azerbaycan ile Nahcivan arasındaki doğal bağlantıyı kesen şer ve terör koridoru da tarihin çöp sepetine atılmış olacak.

Bu başarı sağlanırsa, Ermenistan sorunu kökünden halledilmiş olacak, İran-Ermenistan-Rusya koridoruna ikinci bir set daha çekilmiş olacaktır.

Bu başarı sağlanırsa, Türkiye ile Türk dünyası arasında kesintisiz ve sağlam bir koridor kurulmuş olacak.

Bu yapılırsa, Orta Asya’nın ve Hazar’ın zengin yer altı kaynakları, Azerbaycan-Türkiye hattı üzerinden uluslararası piyasalara kolay ve güvenli bir şekilde ulaştırılacak.

Orta Asya Cumhuriyetlerinin üzerindeki Rus baskısı da büyük ölçüde kırılmış olacak.

Türkiye karşısında eli önemli ölçüde zayıflayacak olan İran’ın on yıllardır kurmaya çalıştığı şer ekseni de kırılacak.

Bugünün haydut Ermenistan’ı ve Karabağ’daki katiller tarihten hiç ders çıkarmadıkları gibi, tarihte uyguladıkları katliamları, Rusya, İran ve Fransa gibi şer odaklarına güvenerek yine serbestçe yapabileceklerini sanmakta.

Bunların tarihi kapkara lekelerle dolu.

Nitekim Birinci Dünya Savaşından sonra Güney Kafkasya’da kurulan Ermenistan Devleti, Kars, Ardahan ve Sarıkamış gibi Türk şehirlerini işgal ederek Müslüman halka yönelik büyük katliamlar gerçekleştirmiştir ve bu durum tarihî belgelerle sabittir.

İsyancı Ermeniler sadece Doğu Anadolu’da değil, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu’da da Müslüman halka karşı benzeri görülmemiş bir vahşet ve katliam sergilemiştir.

Ermenilerin o zamanki adı Haçın olan Adana’nın Saimbeyli ilçesinde yaptıkları vahşeti, eşraftan Yalpurluzade Gafur Efendi’nin eşi olan şair Melek Hanım bir kâğıda yazarak evinin bir köşesine saklamıştır.

Haçın, Türkler tarafından kurtarıldıktan sonra yapılan aramalarda bulunan kâğıttaki şiir, vahşetin hangi boyutlara ulaştığını göstermektedir:

Kapu kapu geziyorlar,

İfadeyi yazıyorlar.

Düşman başına vermesin,

Oğlak gibi yüzüyorlar.

Muşambaya oturtmuşlar,

Etrafında geziyorlar.

Sen çete topladın diye,

Çalgı ile yüzüyorlar.

Meydan kazanı kurdular,

Bebekleri kaynattılar.

Gün görmedik hanımları

Süngü ile oynattılar.

Sekiz gavur bir gelince,

Osman’ımı şaşırttılar.

Baban çete başı diye,

Hacı Ahmet’i pişirdiler.

Zabıt kâtibi Mehmed’i

Topuz ile dövüyorlar.

Enfiyeci Hüseyin’i

Teller ile boğuyorlar.

Ermenilerin Haçın’da yaptığı katliamdan ilçedeki hiç bir Türk kurtulamamıştır.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkça ifade ettiği gibi, Ermenistan Kafkasya’nın ve büyük belasıdır.

Bu haydut oluşum ya komşularına saygılı medeni bir devlet haline gelecek ya da getirilecektir.

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL