Prof. Dr. Recep Bozdoğan
Prof. Dr. Recep Bozdoğan
HABER7 YAZARI

Çamlıca eski günlerine dönerken

GİRİŞ 03.11.2020 GÜNCELLEME 04.11.2020 YAZARLAR

Yedi tepeli şehre tepeden bakan Çamlıca, İstanbul’un orta yerinde bir kartal yuvası gibi yükselir.

 

 

Havası temiz, suyu leziz bir mesire iken en ihtişamlı günlerini Osmanlı’da yaşadı.

Dördüncü Murat’ın Cihan Bağı kasrı ile başlayan köşk, kasır ve konak saltanatı bir asır öncesine kadar sürdü.

 

 

Yahya Kemal’in şiirlerinde başköşeye kuruldu, “Cânanla çıktığı Çamlıca”.

İkinci Mahmut’un gözünde bir gün Fenerbahçe’ye gitmeli ama her seferinde mutlaka Çamlıca.

Faruk Nafiz’in yeşil Çamlıca’sının eteklerini kâh Boğaz öptü, kâh Marmara.

Derken hızlı sanayileşme İstanbul’u dev bir fabrikaya çevirdi, Anadolu’nun her yanından gelen kitleleri şehrin kapılarına yığdı.

İstanbul hızla yapılaşırken, gelişen iletişim ihtiyacı için ilk akla gelen yer de Çamlıca oldu.

Önce bir televizyon kulesi, ardından vericiler, vericiler, vericiler…

Sanki koca İstanbul’da başka yer yokmuş gibi, illa Çamlıca illa Çamlıca.

Yedi tepeli şehrin yetmiş yedi antenli tepesi oldu Çamlıca.

Büyüğü yetmedi, küçüğü de demir yığını doldu Çamlıca.

Kafiye bir yana, yıllarca sabırsızlıkla bekledik Çamlıca’nın demir yığınlarından kurtulacağı günü.

Tartışma üstüne tartışma yapıldı.

Fikir üstüne fikir üretildi.

Hatta proje yarışması yapıldı, kaba saba bir çizim “birinci” ilan edildi.

Maalesef bir arpa boyu yol alınamadı.

Nihayet 2015 yılında henüz açmamış bir laleyi andıran ve günümüz mimarî zevkine uygun estetik bir projenin inşasına başlandı.

Yeri de isabetle belirlendi, Küçük Çamlıca Tepesi tercih edildi.

Merhum Zaha Hadid’in insanda hayranlık uyandıran eserlerini hatırlatan proje, yaklaşık beş yıllık inşaat sürecinin ardından tamamlandı.

Şiirlere, şarkılara, nağmelere konu olan güzel Çamlıca böylece, tepesindeki sayısız antenden ve demir yığınından da kurtulmuş oldu.

Büyük Çamlıca Tepesindeki amorf radyo ve televizyon kulesinin yıkılmasıyla da Çamlıca görüntü kirliliğinden tamamen arınmış olacak.

Tepenin kuzeyindeki ihtişamlı cami ve güneyindeki görkemli kule, Çamlıca’nın heybetini tamamlayan iki ana mimarî unsur olarak gelecek kuşaklara miras kalacak.

Biri geleneğin temsilcisi diğer geleceğin habercisi olan bu iki eser, Çamlıca’nın anlamını, değerini ve çekim gücünü artırmakta.

Çamlıca hızla eski günlerine dönmekte, ama bugünün toplumuna hitap ederek.

Çamlıca’ya çıkmak için artık daha çok neden var.

Emek veren herkese saygıyla…

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR 2
  • Osman KARAHAN 3 yıl önce Şikayet Et
    Çamlıca ile adeta bütünleşmiş bir Çamlıca sevdalısı (Osman KARAHAN)der ki, Krallar, kraliçeler taçlarıyla süslenir ve bezenirler.Şehirlerinde taçları vardır.Eğer Boğaz İstanbul'un kolyesi ise hiç şüphesiz tacı da Çamlıca Tepesi'dir.
    Cevapla
  • suphi 3 yıl önce Şikayet Et
    bu yazının altına bir Çamlıca fotoğrafı iyi olurdu
    Cevapla