Prof. Dr. Recep Bozdoğan
Prof. Dr. Recep Bozdoğan
HABER7 YAZARI

Sözde değil özde mücadele

GİRİŞ 04.05.2021 GÜNCELLEME 05.05.2021 YAZARLAR

Türkiye, İstanbul Sözleşmesini (Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni) 20 Mart tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla iptal etmişti.

30 Nisan’da ise yine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İnsan Hakları Eylem Planı yürürlüğe girdi.

Böylece, İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan genel ve muğlak hükümlerin yerini somut hedefler aldı.

Üstelik bunlar için sorumlu kurumlar ve zaman planı da net bir şekilde belirlendi.

Dolayısıyla, güya 2011 yılından itibaren yürürlükte olan, ama dilek ve temennilerden öteye gidemeyen, buna karşılık kendi gayri meşru hayat tarzlarını toplumsal düzenin bir parçası haline getirmek isteyenlerin ağzında sakıza dönüşen İstanbul Sözleşmesi’nin yerini gerçek bir eylem planı almış oldu.

Diğer bir ifade ile sözde mücadelenin yerini, özde mücadele almış oldu.

Birçok kurumun ve uzmanın emek verdiği İnsan Hakları Eylem Planı’nın içeriğine kadına karşı şiddetin önlenmesi açısından baktığımızda, toplumumuzun gerçek gündemini yansıttığını görüyoruz.

Örneğin; eşe karşı işlenen suçlar konusunda mevzuatta öngörülen cezaları artıran sebepler, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletilecek. (s. 85)

Tek taraflı ısrarlı takip fiilleri ayrı bir suç olarak düzenlenecek ve böylelikle mağdurlara sağlanan güvence artırılacak. (s. 85)

Cinsel saldırı mağduru kadınların tahkik ve rehabilitasyon süreçlerinde örselenmelerini önlemek amacıyla mevcut kadın destek birimleri yaygınlaştırılacak. (s. 85)

Kadına karşı şiddetten kaynaklanan suçların etkin bir şekilde soruşturulması amacıyla kurulan özel soruşturma büroları ülke geneline yaygınlaştırılacak. (s. 86)

Şiddet mağduru kadınların hak arama yollarını etkin bir şekilde kullanabilmeleri için avukat görevlendirilmesi imkânı getirilecek ve adlî yardım hizmetlerinden yararlanmaları kolaylaştırılacak. (s. 86)

Tehdit altındaki kadınların daha etkin korunmasını sağlamak için önleyici ve koruyucu kapasite artırılacak. (s. 86)

Haklarında uzaklaştırma kararı verilenler başta olmak üzere, aile içi şiddet veya kadına karşı şiddet uygulayanların rehabilitasyonu sağlanacak. (s. 86)

Boşanma sürecinin taraflar ve çocuklar üzerindeki olası olumsuz etkilerini en aza indirebilmek amacıyla taraflara psiko-sosyal destek sağlanacak. (s. 86)

Boşanma davalarının uzun sürmesinden kaynaklı mağduriyetleri giderecek düzenlemeler yapılacak. (s. 87)

Eylem planında ayrıca, kadınların toplumsal statüsünün geliştirilmesi, aile kurumunun güçlendirilmesi ve çocukların korunmasına yönelik çok sayıda somut hedef net ifadelerle tanımlanmış.

Bu hedeflerin önemli bir bölümü 3 veya 6 ay içinde hayata geçirilecek, bir kısmı ise doğası gereği bir veya iki yıl içinde gerçekleştirilmiş olacak.

Türkiye, kadına karşı şiddetin önlenmesinde son yıllarda aldığı radikal tedbirlere, çok daha güçlülerini eklemiş olacak.

Üstelik “cinsel yönelim” ve “toplumsal cinsiyet kimliği” gibi girdapların doğmasına fırsat vermeden.

Gerçekten kadınları ve kadın haklarını koruyarak.

İnsan onuruna ve insan tabiatına en uygun hayat tarzını teşvik ederek.

Toplumumuzun geleceğini teminat altına alarak.

Emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Kalın sağlıcakla. 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL