Prof. Dr. Recep Bozdoğan
Prof. Dr. Recep Bozdoğan
HABER7 YAZARI

Mucize

GİRİŞ 25.05.2021 GÜNCELLEME 26.05.2021 YAZARLAR

Türkiye, savunma sanayiinde âdeta mucizelere imza atıyor.

1926’da Kayseri’de kurulan TOMTAŞ Uçak Fabrikasında Alman lisansı ile de olsa ilk uçakların üretilmesinin üzerinden 95 yıl geçti.

1978’de yine Kayseri’de ve bu sefer adı Hava İkmal Bakım Merkezi olan aynı fabrikada Mavi Işık adlı yerli ve millî eğitim uçağının üretilmesinin üzerinden 43 yıl geçti.

Her iki girişim de Batılıların baskıları ve onların yerli işbirlikçilerinin uşaklığıyla sönüp gitti.

Türkiye iki binli yıllarda millî savunmaya yönelik temel ihtiyaçlarının tamamını yerli ve millî savunma sanayii üzerinden karşılama konusunda tam anlamıyla bir seferberlik başlattı.

90’lı yıllarda az sayıda ve hemen hepsi küçük ölçekli projeler yürüten bir savunma sanayiinden 2020’lerde bine yakın projenin yürütüldüğü bir savunma sanayiine geçildi.

Gemilerini Alman tersanelerinde inşa ettiren bir Türkiye’den uçak gemisi inşa eden bir Türkiye’ye geçildi.

Amerikalıların İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma M sınıfı tanklarına mahkûm bir Türkiye’den kendi tankını üstelik motoruna kadar üreten bir Türkiye’ye geçildi.

F-16’ları yolsuzluk şayiaları arasında tedarik eden bir Türkiye’den kendi millî muharip uçağını motoruna kadar üretme aşamasına gelmiş bir Türkiye’ye geçildi.

Savunma sanayiinde elde edilen muazzam başarı ASELSAN, ROKETSAN ve HAVELSAN gibi şirketlerimizin dünyanın en büyük savunma şirketleri arasında girmesini sağladı.

Ulaşılan başarı kamu şirketleri ile de sınırlı kalmadı.

Özel sektör tarafından kurulan onlarca savunma şirketinin ürettiği sayısız silah sistemleri neredeyse dünyanın bütün ülkelerinde güvenle kullanılmakta.

Türkiye’nin savunma sanayiinde kat ettiği mesafe hem Türk Silahlı Kuvvetlerinin vurucu gücüne ve operasyon kabiliyetine hem de moral ve motivasyonuna yansıdı.

Oluşan yüksek özgüven yurt içinde, Kuzey Irak’ta, Suriye’de, Libya’da ve Karadağ’da emperyal güçlerin heveslerini kursaklarında bıraktı.

Türkiye’nin en güçlü ordular karşısında başarısını ispat etmiş silahlarına artık dünyanın her tarafından yoğun talep var.

Dün Polonya’ya 24 adet SİHA satılmasına dair antlaşmanın imzalanması Türkiye’nin eriştiği teknolojik gücü göstermekte.

Bizlere bu gururu yaşatan herkese, özellikle de Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a sonsuz teşekkürler.

Ya Türkiye’nin başında bölücülere bakanlık dağıtan, mafya elebaşlarından medet uman, FETÖ ile iş tutan, yalandan ve iftiradan başka bir şey üretmeyen malûm partilerden birinin genel başkanı olsaydı Türkiye’nin hali ne olurdu diye düşünmeden edemedim.

Onurlu ve dik duran Türkiye’nin yerine, muhtemelen Amerika’nın “demokrasi” getirdiği ülkelerden biri olurduk.

Irak, Libya, Afganistan...

Düşüncesi bile kötü.

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR 3
  • Cevat 2 yıl önce Şikayet Et
    Türk sihasının operasyonel verimliliği abd de bile yok şu an
    Cevapla
  • Tuğlu... 2 yıl önce Şikayet Et
    Eyvallah...
    Cevapla
  • Mehmet 2 yıl önce Şikayet Et
    İnşaAllah daha da hızlı silah sanayimiz büyüyecek. Allah engel olmak isteyenleri engellesin.
    Cevapla