Prof. Dr. Recep Bozdoğan
Prof. Dr. Recep Bozdoğan
HABER7 YAZARI

Şehit

GİRİŞ 09.11.2021 GÜNCELLEME 10.11.2021 YAZARLAR

İslâm dinine mahsus bir kavram olan şehit kelimesi, köken itibarı ile Arapça olup Allah yolunda en değerli varlığını; canını seve seve feda eden kahramanlar için kullanılır.

Şehitlik, İslâm inancına göre peygamberlikten ve sıddıklıktan sonra en yüksek mertebedir.

Kur’an-ı Kerim’de dört ayette şehitliğin faziletlerinden ve şehitlerin kazanacağı mükâfatlardan bahsedilmektedir.

Hz. Ömer (r.a.), Hz. Osman (r.a.) ve Hz. Ali (k.v.) şehitlik mertebesine ulaşan halifelerdir.

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin de bu yüce makamla şereflendiler.

Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Türkiye Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Osmanlı Padişahı 1. Murat şehadet şerbetini içen Türk büyüklerindendir.

Şehitlik mertebesi toplumumuzun en büyük saygıyı gösterdiği manevî makamlardan biridir.

Savaşa gönderilen her genç “ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” şiarını benimser.

Şehit düşmek büyük bir bahtiyarlık vesilesi kabul edilir ve kalbi imanla çarpan her genç şehit olmak ister.

İnançsızların canlarını kurtarmak için her yolu mubah gördüğü savaş ortamında, inançlı gençler Allah’ın emrini yerine getirmek ve rızasını kazanmak için canlarını seve seve feda eder.

Bu adanmışlığı, inançsızların ve münafıkların anlaması mümkün değildir.

Şehadet şerbetini içen herkes, geride bıraktıklarını önce Allah’a, sonra da İslâm toplumunun tamamına emanet eder.

Onu tertemiz ak sütüyle büyüten annesini, ömrünü ona adayan babasını, hayat arkadaşı olan eşini, saçının teline dokunmaya kıyamadığı bacısını, bir baba şefkatiyle üzerine titrediği kardeşini, vatanın istikbalini sırtlanacak evlatlarını İslâm toplumuna emanet eder.

Müminler de şehidin bu emanetlerini kendi canlarından aziz bilir, onlara saygıda ve hürmette kusur etmez.

Bu güzel ülkede fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür bir şekilde nefes alıyorlarsa, hayatın bütün güzelliklerini yaşama fırsatı buluyorlarsa, yarınlara umutla bakabiliyorlarsa, bunda kahraman şehitlerin verdiği mücadelenin payını asla unutmazlar.

Şehidin annesine, babasına, abisine, ablasına, eşine ve çocuklarına daima mahcubiyet hissiyle yaklaşır, edepte kusur etmezler.

Gayriihtiyarî bir kusur, bir kabahatleri olursa kendilerini affettirmek için ellerinden geleni yaparlar.

Dünyevî her türlü hesabı ve ihtirası ellerinin tersi ile iterler.

Bilirler ki şehidin emanetine hıyanet etmek, Allah’ın emanetine ihanet etmek gibidir.

Mümin olan böyle bilir, böyle hareket eder.

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR 3
  • Bayram 2 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim cümlemize şehitlik makamını nasip etsin inşallah.
    Cevapla
  • Hakkı An 2 yıl önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık; Allah isteyen herkese bu rütbeyi nasip etsin inşaallah.
    Cevapla