Ana muhalefet partisi CHP bir partiden çok muhterisler kulübünü andırıyor.

Bir kasetle devrilen Deniz Baykal’ın genel başkanlık koltuğu tüm iştahları kabarttı ve sonuçta iç ve dış dostlarının desteğini alan Kemal Kılıçdaroğlu, önce “hayır”, sonra “havet”, en nihayetinde “evet” dediği koltuğa büyük bir tantana ile oturdu.

Kılıçdaroğlu’nu allayıp pullayanlar, onu Türkiye’nin Gandhisi yapmakla yetinmeyip hızlarını alamayarak Nasreddin Hoca’nın ve Hz. Mevlânâ’nın soyundan geldiğini bile ileri sürdüler.

Acaba ne zaman peygamberlik iddiasında bulunacaklar diye merakla bekleyenler bile oldu.

Gandhi Kemal’in ihtirasını taşıyacak kifayete sahip olmadığını, çok geçmeden CHP’lilerin bizzat kendileri söylemeye başladı.

Birkaç ay önce bırakın yerleri, göklere bile sığdıramadıkları “çağın lideri” muhteşem Kemal’i nasıl göndereceklerinin derdine düştüler.

Ancak, kendilerince partiyi geleceğe taşıyacak “kifayete” layık görmedikleri Gandhi Kemal, her türlü saldırıya rağmen koltuğu korumasını pekâlâ bildi.

Nerede bir risk, cesaret isteyen bir iş varsa bırakın semtini, galaksisine bile uğramadan esip gürleyerek zevahiri kurtarmayı becerdi.

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimine, iç ve dış, daha çok da dış dostlarının aklı ile “Ekmek için Ekmeleddin”i aday gösterdi.

Seçimi kazanamayacaklarını çok iyi bildiği için seçime kendisi girmedi.

Kaldı ki seçimde bizzat alacağı boy ölçüsü, pek demokratik (!) olan CHP Tüzüğüne rağmen bile kendisini koltukta tutmaya yetmezdi.

Gandhi Kemal aynı taktiği 2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde de uyguladı ve Muharrem İnce’ye “gel bakalım” diyerek kolundan tuttuğu gibi sahneye attı (pardon kapıya attı).

Gandhi Kemal’in ihtirası ile kifayeti arasındaki makasın iyice açıldığını gören iki belediye başkanı, 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimine gizli-açık hazırlanmaya başladı.

Bunlardan Ankara’daki, işi gizliden gizliye götürürken, İstanbul’un şov sever belediye başkanı işi alenen götürme çabasına girdi.

Her ikisi de kifayetlerinin ihtirasları için yeterli olduğunu düşünüyor mu, bilemem.

Ancak, Gandhi Kemal öyle düşünmüyor olmalı ki bu sefer seçime bizzat girmenin hesabı içinde.

Bu konuda en çok güvendiği dostları ise terör örgütü PKK’nın siyasî uzantısı olan HDP üzerinden geleceğini varsaydığı oylar ile şehitlere karşı Türk tarihinin gördüğü en büyük saygısızlığa sahip çıkan İP’in bıçak sırtı oyları.

Bir de dış dostların sergileyecekleri her türlü melânet.

Gandhi Kemal’in uyarılarına rağmen belediye başkanlarından biri çoktan mutfağa girerek muhtemelen dünya tarihinin en pahalı salatasını hazırladı bile.

Gandhi Kemal’in kulağına kar suyu kaçırmak istemiş olmalı ki salata şovu şarkıcı Karsu ile birlikte yapmayı tercih etti.

Çok geçmeden ortaya çıktı ki Karsu bu işten oldukça karlı (pardon kârlı) çıkarak ballı bir konser gelirini çoktan cebe indirmiş bile.

İstanbul halkı İETT otobüslerini ittiredursun.

Hızray şovu önce hikâyeye, ardından masala dönüşsün.

İstanbul her açıdan Sözen döneminin bile gerisine düşsün.

Kimin umurunda!

Ana muhalefette muhterisler her yana dağılmış, kifayet kaçının umurunda!

Kalın sağlıcakla.