Prof. İbrahim S. Canbolat
Prof. İbrahim S. Canbolat
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Sınanma günlerindeyiz

GİRİŞ 11.07.2013 GÜNCELLEME 11.07.2013 YAZARLAR

Sıcak bir yaz gününde susuzluğa tahammül edilebileceğinin işaretleri olabilirdi bu yağmur damlaları. İyi bir his ve güven telkin ediyordu, inanmış kişiye, oruca başlarken. 

En azından bizim bulunduğumuz yer itibariyle gözlemimiz böyleydi. Bu bizim için İlahi bir lütuftur diye düşünmüştük... Bir tür teşvik ve oruca cesaretlendirme... Bundan dolayı, her şey üzerinde Hüküm ve Güç/Kudret Sahibi'ne şükür görevimizi idrak etmeliydik... O, bizim için orucu kolaylaştırıyordu.

Yanılgı ve esas faktör

Acaba böyle miydi? Bizim için?  Biz kim oluyorduk ki? Günün sonuna yaklaşırken, başka yerlerde hava durumunun bizim çevremizdekinden çok farklı olduğunu öğrendik. İnanan insanlar 45 derece sıcağın kavurucu etkisine aldırmadan oruç tutuyordu bu bölgelerde. Bizim düşündüğümüz lütuf bu insanlardan esirgenmiş olabilir miydi?

Hayır. Asla. Bu, İlahî adalete ters düşer. Yanılgı bizde idi. Yalnızca kendi konumumuz açısından değerlendirmede bulunmakla, biz yanılıyorduk. İnsanın dayanma ve tahammül gücü dış koşulların uygunluğuna bağlı olamazdı, esas faktör oruçlu insanın yüreğindeki inanmışlık ve teslimiyette gizliydi.

Demek ki, zahiri durumlar aldatıcı olabiliyordu. Bizim algılarımızın ve gördüklerimizin ötesinde bir de göremediğimiz gerçeklik vardı... Apaçık ortada zannettiğimiz olgularla ilgili bir görecelilik söz konusuydu. 

Ramazan ikliminde varlıklar âlemine bakış

Bunu oruç konusunda olduğu kadar, başka konularla ilgili olarak da tespit etmek mümkün. Bugünlerde Ramazan ikliminde bizim varlıklar âlemine bakışımızı belki biraz daha duyarlı kıldığından, oruç öne çıkmış olabilir. Çünkü oruç, insanın bedeni ve ruhsal durumu üzerinde de etkileri olan bir irade eylemidir.

Öyleyse, görecelilik itibariyle hadiselere baktığımızda, kendi salt aklımızı ve bireysel tercihlerimizi de göreceleştirebiliriz. Yani "doğru" ya da "yanlış"  kabul ederek, gerçekleşmesini istediğimiz ya da gerçekleşmemesi için çaba sarf ettiğimiz şeylerin bizim için faydalı mı yoksa zararlı mı olacağı hakkında kesin bilginin bizde bulunmadığını düşünüp tevekküllü bir tercihte bulunabiliriz.

Kâinat Kitabı

Bu seçenek insanın karar ve davranışlarında yanılgı oranını azaltır. Bunun için Kâinat Kitabı'nın şuurlu biçimde okunması çok faydalı olur.  

Burada süreklilik arzeden, hiç değişmeyen bir devinim vardır. Hem kesintisiz ve değişmez, hem de hep üretken bir devinim içerisinde olmak… Varlıklar âleminin en tipik özelliği bu. Tabiat kanunları olarak da ifade edilen bu zahirî sebep-sonuç ilişkileri temelinde varlık gösteren devamlılık hali, Kur'an dilinde Sünnetullah kavramıyla anlatılır.

Âlemlerin Yaratıcısıher zaman bir iş üzerindedir” ve evrende bir hareketlilik, bir devinim mevcuttur. Bu devinimde kendine özgü bir ölçü ve denge bulunur, hiçbir zaman değişmeyen. Hayatın kaynağı da buradan beslenir.

Şimdi, yukarıdaki anlatımdan iki önemli sonuç çıkarabiliriz. Birincisi, değişmez bir ölçü ve denge ile kendini gösteren işlevsel bir devinimin varlığı. İkincisi ise bu aralıksız hareket ya da üretkenlik esnasında insanın tercih ve davranışının hem kendi fıtratı hem de sünnetullah ile münasebeti nispetinde, bir anlam ifade etmesidir. İnsan için bir sonuç doğuracak nitelikte olan söz konusu anlam, pozitif (iyi)  veya negatif (kötü) bir muhtevaya sahip olabilir. 

İşte bu noktada, sözü edilen anlam içeriğine temel teşkil edecek bir arayış devreye girer. İlgili kişide ayırt etme, fark etme kabiliyetini zorunlu kılan bir arayış… Gerektiğinde, haklıyı haksızdan ayırt etme, gerçeği fark etme anlamında da düşünülebilir, sözü edilen yükümlülük.

Varlıklar âleminde bir uyarıcı olarak Furkan

Buna en güzel ve isabetli örneği, Kur'an-ı Kerim'in bir başka adı olan Furkan kavramına atıfta bulunarak verebiliriz. Furkan... “Varlıklar âleminde bir uyarıcı” olarak,  insanın doğru ve yanlış arasındaki farkı görmesine yardımcı olacak bir ışık… Hakkı batıldan ayırt ettirecek bilgi ve sorgu kaynağı.

Furkan gölgesinde insanın hadiselere ve olgulara görecelilik ekseninde yaklaşması bilgisiz önyargılarla değil, bilgili gözlem ve muhakeme marifetiyle olacaktır. Doğru tercihte bulunmak ancak bu sayede mümkün olur.

Ötekinin hâlinden anlamayı, sabretmeyi, dünya yüklerinden arınmayı inanan insanın gündemine taşıyan oruç; bu arada Kâinat Kitabı'nı gerçek anlamıyla okumaya da hazırlar kişiyi.

Sınanma günleridir oruçlu günler. Aldanma günleri de olabilir. Sen nefsini tut ki, oruç gerçek oruç olsun, ey inanan insan.

İbrahim S. Canbolat

icanbol@hotmail.com

YORUMLAR 3
  • çubuktan 12 yıl önce Şikayet Et
    Allah kabul eylesin. Ramazan ayı hakkında Peygamberimiz (sav); “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem ateşinden kurtuluştur buyurmaktadır. Biz müslümanlara düşen o rahmet ve mağfiret deryasında yüzüp, affolunmaya gayret göstermektir. Senede bir defa tanınan bu fırsat bizler için bir ümit kaynağı olmalı ve bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Ramazanı nasıl yaşamalı ve neler yapmalıyız konusunda yolumuzu hadisler aydınlatmalı, Peygamberimizin yoluna tabi olmalıyız. O’nun öğrettiği ve tavsiye ettiği şekilde yaşamaya çalışmalıyız. Şanlı Peygamberimiz ramazan ayı için ümmetimin ayıdır buyuruyor. Ne demektir bu, ümmetin kurtuluşu için tanınmış özel bir zaman demektir. “ Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.” Müjdesiyle Ey ümmetim açılan cennet kapılarından girmeye çalışın, boş işlere biraz ara verin çağrısında bulunuyor.
    Cevapla
  • ertan korkmaz 12 yıl önce Şikayet Et
    RAMAZANDA BİR OLMAK. On bir ay beden tok nefis aç gezdik. Yapabilirsek bir ay beden aç nefis tok gezelim. Bedenin açlık ve susuzlukla imtihanına iftarı beklerken ki sabrı da koyduk mu değme keyfine.Ramazan ayının gerçek anlam ve önemini kavrayarak savaştan, zulümden ,sen ben 'den uzak barış ve kardeşlik içerisinde bir dünya da yaşamak dileklerimle. Bütün inananların BİR olduğu ve iki elin parmaklarının birbirine kenetlendiği gibi bir dünya nasip etsin yaradan inşallah.
    Cevapla
  • kenan elli 12 yıl önce Şikayet Et
    ALLAHIM SEN BÜYÜKSÜN. hoşgeldin ramazan. bu ayda nefsine hükmedebilen insana ne mutlu. sıcağın da soğuğun da inanan insanda ferahlık bıraktığı bir ay ramazan ayı. ne acıki, böylesi bir ayda islam ülkesi tabelasına sahip, suriye, ırak, mısır daki müslümanlar için ramazanın feyzinden istifade ve zulümden arınma için dua ediyoruz...işte bütün mesele, nefse hükmedememe olsa gerek. Nefsine malup yöneticilerin tebası da bunun cezasını çekiyor.. ya da öylesi yöneticilere sahip oldukları için, ya da öyle oldukları için öylesi yöneticiler... Suudi Kralı Mısırdaki darbecilere parasal yardımda bulunuyor. KABE'nin, Mescidi Nebevi'nin topraklarında yeraldığı bir ülke yönetimi hem de bunun yapan.. inanan insan için sorular, sorgular o kadar çok ki.. ..ALLAHIM SEN BÜYÜKSÜN.
    Cevapla