Prof. İbrahim S. Canbolat
Prof. İbrahim S. Canbolat
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Gecenin karanlığındaki ışık

GİRİŞ 14.06.2012 GÜNCELLEME 14.06.2012 YAZARLAR

Karanlıktan aydınlığa çıkış, bir umut ve ulaşılmaya çalışılan bir hedef olarak gösterilir.

      Meksikalı şair Octavio Paz, bir şiirinde şöyle der:

      “Kes onu ve ye meyvesini karanlığın,

       Tadına bak bilgisizliğin”.

       Bizce de haklıdır Meksikalı şair. Karanlık bilgisizlikten, bilgisizlik de karanlıktan beslenir. Aydınlanma, işine gelmez karanlık erbabının. Aydınlanmış kişiler karanlık adamların oyunlarını bozabilir çünkü.

      Burada bir ayırım yapmak durumundayız: Karanlık ile gece ayırımı. İkisi aynı şey değildir. Ama ne yazık ki, gece, karanlığa kurban edilir çoğu zaman. Bunu yıllar önce, “Yaban Gülü Kokar mı?” adlı çalışmada şöyle dile getirmiştik:

      Günışığı sessizce akarken karanlığa katledilir geceler…

      Bir anlasalardı, anlayabilselerdi insanlar cömertliğinizi geceler.

      Temelde sizlersiniz parçalanmış yürek yanlıları

      Konukseversiniz geceler…

 

      Bana düşünü yoldaş eden geceler

      Üretken dilimisiniz zamanın siz

      Yelkenlileri açıp bitimsiz tasarıma

      Sarmalayansınız beni tefekkür denizinde

      Siz hüznümü döktüğüm ummansınız geceler.

 

     …………………………………

 

      Ve bazen de

       Sevgiliye,

       Gül bakışlı çileye

       Kavuşmaktı muradım

       Bir yol bulup ışıktan

       Gecelerde.

       ………………………………

 

       Gecenin karanlık saatlerinde tenha

       Köşelerde derunî ışık dilde

       Arzunun kor haliyle cana

       Candan yakın olana

       Yönelişler nerde…

 

       İnsan karanlık ve zulmette…

       Göz ne görürse görsün, esas özü figanda.

 

    Bir sekine gereksinimidir gecelerde

    İnsanı çıkaracak olan zulmet çorağından aydınlığa.

   ……………………………………………

    Bir öneri: Gecenin bir vaktinde kapatın ne varsa gözünüze ve kulağınıza musallat olan. Televizyon, radyo,  telefon, internet bağlantıları ve insan vesveseleri…. Fitnenin her türlüsü…Kapatın bunlarla bağlantı yollarını.Sonra, yaşamakta olduğunuz anı, birkaç saniye önceki zamanla karşılaştırın. Karanlıkta içinize doğan ya da doğacak olan ışığı fark edin.

    Bu ışıkla kendinizi tanıyacaksınız. Hayatınızın, varlığınızın muhasebesini yapmaya ehil duruma geldiğinizi göreceksiniz. Başkaları sizin hayatınıza ve varlığınıza hükmederken, bu uyanışla artık siz kendiniz olarak hayatınıza yön vereceksiniz.

    Bu arada korkularınız, endişeleriniz de kendini hissettirebilir. Bu uyandığınızın işaretidir. Belki gerçek uyanış olan ölümden önceki küçük uyanış sayılır bu. Onu kazanca dönüştürmek elinizdedir.

    Bakışlarımızı ve zihnimizi gölge varlıklarla biçimlendiren,   beğenilerimizi ve tutkularımızı cisimleştirerek tümüyle hayatımızı kuşatan aşağı dünya çelişkilerinden sıyrılmak için karanlıktaki ışık önemli bir işaret olacaktır.

    Ama bu ışığı dışarıda aramak, insanı yanıltır.  O, içe doğan bir ışıktır. Büyük bir projektör (ışıldak) gibi her ayrıntıyı belli edip kişinin kendi varlık gerçeğini ve çevresini karanlıkta gözler önüne serdiği için sarsıcı olabilir. İrkilebilir o an buna hazırlıksız kişi.

      Ama teşhisten korkmak, bilelim ki, tedaviyi de olanaksız kılar. Karanlıktaki ışığı görmeye çalışmakta yarar var. Yalnız, gece yarısından sonra, zamanın ve kalbin dingin bir anında denemeli bunu.

      Bu çağda mı? Böyle bir zamanda mı?

      Evet,  tam da işte böyle bir zamanda. 

      Gecenin karanlığındaki ışığa çağrı

      Gözünü karartıp ışığa ulaşacaklaradır sözümüz öncelikle. Daha önce o tecrübeyi edinmiş ya da edinmemiş, ama ona ehil olanlara. Diğerleri için de bir haber verme, bir bilgi, belki ilgi duyanlara çağrı niteliğinde bir söz.

      Doğu-Batı Divanı’nda geçen;

      “Karanlığın gölgesinde tutulu

       Kalamazsın artık sen

       Ve yüce vuslatlara doğru

       Yeni bir arzudur seni çeken” şeklindeki tespitin ve benzerlerinin mevcut ve olası muhatabına da yöneliktir bu çağrı. Gecenin karanlığındaki ışığa çağrı.

Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat - Haber 7

icanbol@hotmail.com

YORUMLAR 5
  • Serdar H. 13 yıl önce Şikayet Et
    kendini bulma. yazarın kalemine sağlık. terapi tadında bir yazı olmuş. sanal gündem ve uğraşlardan sıyrılıp, insanın özünü bulup gerçek hayat gayesini anlamasının güzel bir yolu tarif edilmiş.
    Cevapla
  • ertan korkmaz 13 yıl önce Şikayet Et
    geceyi bekleyenler. geçen hafta bir misafirimiz vardı kayseri'den.sohbetler edildi gece bitecek zaman açtı avcunu yaradana ''hırsızlık ,ahlaksızlık,zina ve diğer kötü işleri yapmak için geceyi nimet bilib bekleyenler var.allah'ım biz se geceni seni anmak ve zikretmek için nimet bilib bekliyoruz sen bizi seni anmak ve zikretmek için bekleyip rızana kavuşanlardan et demişti''bir hocaefendi'de geceleri kalkıp insanın rabbi'ni anmasını ''define avına çıkıpta bulanlar''olarak belirtmişti.gecelerin karanlığı insanların yolunun yaradanına yürtüyüşünde ışıktır inşallah.
    Cevapla
  • İsmetlim 13 yıl önce Şikayet Et
    gecelerde kalbi hissediş. konu öyle bir ahenk içinde anlatılmış ki; okuyan insanı farklı alemlerde seyrü sefere çıkartıyor.düşünmeye sevk ediyor.kısaca gecenin bir vaktinde" tefekkürü mevt" yaparak şu niyazların haleti ruhiyesine girelim istiyor.nazargahi ilahi olan kalbin/unutmasın tefekkür etsin/dünyada iken düşünmeyenler/marifetullaha veda etsin./dünyada iken hesaba çek kendini/bu hatalara pişman olman demektir/bir daha bozmamak üzre tövbeni/hakka sunmuş olup ölmektir./hocamızın yüreğine sağlık.böyle bir konuyu seçip, kalbinin hissiyatıyla da bezeyip sunduğu yazı için.
    Cevapla
  • kenan elli 13 yıl önce Şikayet Et
    vuslata götüren tefekkür . "tefekkür" insan olmadan kaynaklı ve fıtrate uygun bir düşünce derinliği.. gönül huzuru ve sanal da olsa vuslatın yaşanma anı. yazıda bu anı mükemmel şekilde yansıtan dizeler mevcut olup, bu dizelerin üzerinde söze yoruma gerek kalmıyor... insan kaynaklı fitnenin hakim olduğu günümüzde, yine insana ilaç olacak içerikte bir yazı.. yazarın gönlüne sağlık. insanın gerçek mutluluğuna yol veren bir yazı. okunması bile rahatlık veriyor. yazıda tavsiye edilenleri icra etmenin hazzı bir başka olsa gerek.. bunu icra eden bireylerden olalım inş.
    Cevapla
  • Mehmet Ciranoğlu 13 yıl önce Şikayet Et
    gecenin deminde yeni vuslatlar var!!. 2006 yılı bahar aylarıydı.. hakkari'nin zifiri karanlık dağlarında, bir yandan mevzilerde görevimizi yaparken bir yandan da ister istemez iç muhasebeye yönelmiştim kendimce.. şimdi bu yazıyı okuyunca, bana "ister istemez" duygusunu hissettirenin her şeyle irtibatımız kesilmiş halde gecenin deminde olmak olduğunu anlıyorum. yaşayan anlar bu psikolojik tahlilin isabetini.. kaleminize sağlık hocam..
    Cevapla