Prof. İbrahim S. Canbolat
Prof. İbrahim S. Canbolat
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Holistik Düşünmek ama tuzağa takılmamak

GİRİŞ 26.07.2012 GÜNCELLEME 26.07.2012 YAZARLAR

Bu konuyla ilgili olarak verdiğimiz bir araştırma ödevinde bazı öğrenciler, holistik düşünce incelemesi yaparken tam da onun zıttı yönünde sonuçlarla dönmüşlerdi. Onlar, holistik düşünce örnekleri aramaya çalışırken sadece kavrama takılmış ve içeriği ihmal etmişlerdi. Öyle olunca da, komik ama aslında çok üzücü durumlarla karşılaşılmıştı.

Nasıl oldu bu?

Aslında, suçlu burada internet. İnternet suçlu olabilir mi, sözün gelişi işte… Asıl suçlu, internetin sağladığı kolaylığı istismar eden kişidir kuşkusuz.

Bu istismarın sonucunda, daha üniversite öğreniminin ilk yılını tamamlamamış olan kişilerin güya mezun olup en az on yıllık iş tecrübesiyle anılarından söz etmeleri gibi gülünç davranışlar ortaya çıktı. Öğrenci bunu kasıtlı bir yalan olarak planlamamıştı, o, konuyu  araştırıp incelemeden kısa yoldan sonuca ulaşmak istemişti belli ki. Ödev konusunu internete (Google) sipariş vermiş, internet te kendisine pişmiş yemek gibi ikramlarda bulunmuştu.

Bu yolla elde ettiği metinleri, en azından konu başlığı tutuyor diye belki, hiç okumadan, küçük bir uyarlama girişimiyle, ödev diye hocaya teslim eden öğrenci, bir tuzağa düştüğünün farkında değildi. Tuzak, metnin içinde idi. Çünkü o yazıyı hazırlayan kişi, başta konu (holistik düşünce) ile ilgili kısa bilgiler verdikten sonra,  on ya da yirmi yıllık meslek hayatındaki deneyimleri, yer ve zaman belirterek, somut gözlemlerini dile getiriyordu. Böyle birinin en az 45-50 yaşında olması gerekirdi.

Yalan ve çelişki

Oysa bizim öğrencimiz daha yirmisine bile gelmemişti. Bu yaşta bu tecrübe!...Kötü bir tecrübe. Yalan barındırıyor içinde.  Ve çelişki.

Çelişki şurada: Holistik düşünce evrendeki/dünyadaki her olgunun, eşyanın, hadisenin ve varlığın birbiriyle herhangi bir biçimde ilişkisinin olduğunu varsayarak, bunları anlayıp anlamlandırmayı gerekli kılar. Oysa burada tanık olduğumuz, verilen metnin içeriğinde yer alan bilgi ile kişinin kendi kimliği arasında bir bağlantının olmadığıdır. Genelde ödevin, özelde ise konunun ruhuna ters bir iş söz konusudur. Birbirini tamamlayan değil, ilişkisiz kılan bir iştir yapılan.

İki tuzak

Holistik düşünce ile ilgili birinci tuzak budur. Ama herkes böyle bir tuzağa düşmek zorunda değildir. Sorumluluk bilinci yeterlidir buna mani olmaya.

İkinci tuzak, holistik yani bütünsel bir bakışla evren ve insan için bir evrim süreci varsayımında gizlidir. Evrim bir gelişme (tekamül) anlamında mümkün olabilir, ama insanın biyolojik gelişim ve dönüşümü olarak düşünüldüğü takdirde, bize göre, esas amacını aşmış olur. Gerek insanın doğa ile bütünlüğünden yola çıkan Şamanizm, gerekse insanın biyolojik dönüşümü tezini savunan Evrim Kuramı taraftarlarının holistik düşünceye atıfta bulunmaları söz konusu olabilmektedir. Bunların yanıltıcı etkisine maruz kalma tehlikesi vardır.

Evrim insanda mı, evrende mi?

Tüm canlıların bir tek hücreden evrimleşerek farklı gelişim süreçlerinde hayvan ya da insan biçiminde bir dönüşümle nitelik kazandığını ileri sürebilen bütüncül yaklaşıma şöyle bir soru yöneltebiliriz:

Peki, insanın evrimini nasıl anlayacağız? Nasıl yorumlayabiliriz? Bu biyolojik bir evrim mi yoksa 4,5 milyar yıldan beri evrimden geçen dünya koşullarına uyum gösterecek tarzda insanın fiziksel değişimi mi?

Fosil incelemesinde ve Afrika’da ya da başka bazı yerlerde karşılaşılan eski çağlara ait insan tiplerinde bugünküne oranla olağanüstü farklılıklar görülebilmektedir. Bu farklılığı yakın zaman ve günümüz koşulları itibariyle de azalan ölçüde gözlemlemek mümkün. Afrika sıcağında yaşayarak varlığını sürdürmek zorunda olan bir insanın doğa koşullarına mukavemet göstermesi, böylelikle aslında çevreye uyum yeteneği geliştirmesi gerekirdi.Öyle de olmuştur. Büroda çalışan insanla, tarlada soğuk ve rüzgâra ya da sıcağa maruz kalarak geçimini sağlayan insanın cildi de birbirinden farklıdır. Hatta davranış biçimleri, tehdit algılamaları da yaşam koşullarına bağlı bir farklılık gösterir bu insanların.

Ama bunların hiçbiri biyolojik bir evrimle açıklanmaz, yalnızca doğaya uyum sağlamaktır söz konusu olan. İlk dönem insanlarının dişlerinin büyük olması veya bedenen daha güçlü olmaları, avcılık ve doğal beslenme biçimi ile açıklanabilir. Toprağın bağrındaki insandı onlar.

Holistik düşünmek, evrendeki her nesnenin ve hadisenin kendince işlevsel ve önemli olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Burada insan ve hayvan da birbirine gereksinim duyan iki farklı varlıktır. Bu kadar.

Yaratılış amacı ve yaratılış biçimi

İnsanın ve hayvanın yaratılış amacı ile yaratılış biçimi bu bütünselliğin dışındadır. Holistik düşünmek bu ayırımı yapmaya engel teşkil etmez, aksine farklılıkların birbirini tamamlayıcılığı ilkesini esas alır.

Bunun tersini düşünmek,  kabuğa takılıp da özü görememek gibi bir şeydir. Yanılanların yanılgılarının sebebi bu olabilir.

Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat - Haber 7

icanbol@hotmail.com

YORUMLAR 3
  • ertan korkmaz 13 yıl önce Şikayet Et
    ramazan'a yakışmış. evet yazı ramazan ayının güzelliğine yakışmış.ne savaş ,ne suriye ,ne açılım ,ne hala gelmeyen beş yıl ve altına denetimli serbestlik yada geldiyse biinmeyen.yaradılış amacımız yaradanı en az cansız varlıklar kadar da olsa zikretmek değilmidir.en büyük evrim allah'(cc.)hakkıyla zikrettiğimiz ve mutmain olduğumuz an değilmidir.
    Cevapla
  • kenan elli 13 yıl önce Şikayet Et
    yaradanın denklemi... canlı, cansız, insan hayvan ve nebatlar yaratılış çehresinden bakıldığında birbirini tamamlayan unsurlardır. gerek yaratılış manası gerekse süreç (yaşam-ölüm) içerisindeki fonksiyonları yönü ile herhangi birini diğerlerinden (tamamen) soyut düşünmek zor. "holistik düşünmek" tabiri ilmi literatürde yerini almış olsa da, daha sade bir ifade ile yaradanın bir denklemi aslında tüm bunlar..
    Cevapla
  • kenan elli 13 yıl önce Şikayet Et
    yaradanın denklemi... canlı, cansız, insan hayvan ve nebatlar yaratılış çehresinden bakıldığında birbirini tamamlayan unsurlardır. gerek yaratılış manası gerekse süreç (yaşam-ölüm) içerisindeki fonksiyonları yönü ile herhangi birini diğerlerinden (tamamen) soyut düşünmek zor. "holistik düşünmek" tabiri ilmi literatürde yerini almış olsa da, daha sade bir ifade ile yaradanın bir denklemi aslında tüm bunlar..
    Cevapla