PKK terörünün iflasıdır bu
Gaziantep’teki yüreksiz terörist eylem kırk yıllık PKK terörünün bir anlamda iflası olarak görülebilir. Bunu iki bakımdan gerekçelendirebiliriz. Birincisi, eğer bir hedefleri var ise buna böyle bir terör yöntemiyle ulaşmanın mümkün olmadığının anlaşılması mecburiyetidir. Çünkü bu yöntem daha çok nefret ve kin tohumları ekmekten başka işe yaramıyor. İkincisi, hileli bir yol izlenerek, bir bayram günü (çocuk, kadın, devlet görevlisi, sivil insan ayrımı yapılmaksızın) vatandaşların yoğun olarak bulunduğu bir mekâna yüksek tahrip gücüne sahip patlayıcı maddenin yerleştirilmesi suçunu üstlenmekten çekinmeleridir. Çünkü bu öylesine kalleşçe bir yüreksiz eylemdir ki, dünya kamuoyu nezdinde bunun planlayıcıları asla bir halkın kurtuluş mücadelesi veren temsilcisi olarak görülmez. Terörist PKK bundan dolayı eylemi üstlenmek istememiş olabilir. Onların asıl amacı zaten Kürt halkının kurtuluşu ve refahı değildir. Amaç, toplumda bir ayrışma ve kargaşa fitilinin ateşlenmesidir.
PKK terörü başka, Kürt sorunu başka
Ne var ki PKK yönteminin iflas etmesi, sorunun ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Sıradan bir gözlemci bugün ulusal ve uluslararası düzeyde bir “Kürt Sorunu” kavramsallaştırılmasına tanık olmaktadır. Esas mesele buradadır. Bunu PKK sorunundan ayrı tutarak, kendi farklı gerçekliğiyle düşünmek durumundayız.
Her ne kadar insanları etnik köken itibariyle kategorize etmenin bir insan hakkı ihlâli ve insana saygısızlık olduğunu düşünsek de (ki bu satırların yazarı o görüştedir), Türkiye’de tanık olduğumuz bazı hadiseler bizi ne yazık ki bu konuları ele almaya mecbur ediyor.
Konunun bir yerel (yani Doğu ve Güneydoğu) boyutu var, bir de genel (yani tarihsel ve kültürel fotoğrafıyla) Türkiye gerçekliği. Konunun yerel boyutuyla ilgili olarak, doğrudan bölgedeki kişilerden aldığımız bilgi ve kişisel düşünceler var… Bir de medya yani basın-yayın organları üzerinden edindiğimiz bilgi ve kanaat var. Bunlar bizim konu hakkında fikir ileri sürmemizi mümkün kılıyor, hatta bizi bu konuda yükümlendiriyor.
Yukarıda dile getirdiğimiz durum çerçevesinde soruna eğildiğimizde, gördüğümüz manzara şudur: Yöredeki Kürt ailenin çocuğu dağa çıkmayı, “gerilla” kıyafetini (terörist değil, gerilla), halkın mağduriyetine çözüm arayışı esnasında devlet güçleri ve görevlileri ile çatışmayı olağan sayıyor… Onun nazarında TC devleti Kürt halkına baskı yapan, onun dilini ve yerel isimleri yasaklayan bir güçtür…
Bizim bu izlenimi edinmemizde bazı somut tecrübelerin ve çok samimi biçimde dile getirilmiş hissiyat ve görüşlerin payı olduğunu özellikle belirtmekte yarar görüyoruz. Örneğin bir gazetecinin kaçırılıp serbest bırakıldıktan sonra aktardığı bilgi ve değerlendirmenin yanı sıra; Batman, Bingöl, Diyarbakır, Van yörelerinden birçok öğrenci ve diğer şahıslarla muhtelif zamanlarda yaptığımız görüşmeler, onların algılamaları bizim için veri sayılabilir.
Devletin görevi
Bu tespitten sonra anlaşılıyor ki, devletin bu insanlara kendini iyi ve doğru tanıtması gerekiyor. Tanıtım sözle değil, fiilen, edimli olarak gerçekleşmek zorunda. Teröristler tarafından kandırılıp dağa çekilen çocukların koruyucusu durumundadır devlet. Bunu eğitim ve öğretim olanaklarını yöredeki her köye ulaştırarak, çocukların babalarına ve gerektiğinde annelerine geçim temini yolunu açacak işyerleri oluşumunu teşvik ve destek politikalarıyla kolaylaştırmak suretiyle yapabilir. Yapmak zorundadır.
Bunun için ülkede siyasî iktidar ile muhalefetin ortak bir beka bilinciyle hareket edip asgarî müşterekte birleşerek, önleyici ve imar edici uygulamaları hayata geçirmeleri beklenir. Devlet yalnızca iktidar partisinden ibaret değildir. Gelişmiş demokrasilerde siyasî ve toplumsal muhalefet de ülke ve millet için yapıcı rol oynar. Muhalif olmak yıkıcılık değildir, belki daha isabetli bir yol ve yöntem önerisiyle ülkenin ve toplumun gelişmesi ve istikrarı için siyasete katkı sağlamaktır.
Kaçak güreş
Terörün nitelik değiştirerek şehirlerde sosyal mekânlara ve kurumlara yönelmesi daha tehlikeli olur. Üniversite öğrencileri arasında Kürtçülük bir tür entelektüel görünümlü etnik kimlik savunuculuğu gibi algılanırsa, bu başka bir sorunla karşılaştırır bizi. Son zamanlarda üniversitenin her ilde açılması ve gençlerin yüksek öğrenim fırsatı elde etmelerinin kolaylaşması, bir yandan iyi ama bir yandan da, henüz akademik kadrolarla üniversite her yerde tam anlamıyla kendini ortaya koyamadığı için, bu olanağın istismar edilmesi de söz konusu olabilir. KCK faaliyetlerinin bir parçası olarak yürütüldüğü tespit edilen bir plan da, ÖSYM sınavlarına (özel kişilerle anlaşılan belirli bir meblağ karşılığında) farklı kişilerin girmelerinin sağlanması ve bu yolla bazı kişilerin, hiç hak etmediği halde, üniversiteye yerleştirilmesi ya da kamu kurumlarında istihdamının sağlanmasıdır. Bu yöntemle 8-10 kişi devlet kurumlarına yerleştirilmiştir.
Kuşkusuz, buradaki amaç önemlidir. PKK bağlantılı kişilerin öğrenci ya da devlet memuru kılığına büründürülerek, terörist eylemler için görevlendirilmesidir asıl vurgulamak istediğimiz. Bozguncu, halkı ayrıştırıcı girişim ve eylemlerdir. Kaçak güreştir bu.
Bütün bunlar birer tespit olarak değerlendirilebilir. Sorun ya da durum tespiti. Bu anlamda şunu ifade edebiliriz ki, PKK kendi terörist yöntemini biçim değiştirerek, ama kesinlikle Kürt vatandaşlarımızın menfaatlerine hizmet etmeden, yalnızca ülkede toplumsal ve siyasî istikrarsızlık çıkartacak tarzda sürdürmeye çalışmaktadır. Ama bunda başarılı olmadığını, hiçbir zaman da olamayacağını görmenin telâşıyla irrasyonel eylemlere kalkışmaktadır. Gaziantep eylemi bunlardan biridir.
Bir ayağı parlamentoda bir ayağı dağda vekil olmaz
Bu arada bir başka sorun da BDP’lilerin ortaya koyduğu manzaradır. Bir ayağı Parlamento’da, bir ayağı PKK teröristleriyle kucaklaşırken dağda milletvekili görüntüsü zaten sorunun ne olduğunu anlatıyor. Bu durumun hukukî ve parlamenter sistemle ne derecede bağdaştığı da ayrıca sorgulanabilir. Burada parlamenter demokratik sistemde üstlenilen görev ve sorumluluğun kötüye kullanılması söz konusudur.
Ama bütün bunlara rağmen, son günlerde terörist eylemlerin bu ülkede sabır taşını çatlatmaya varacak kadar çoğalması bile, terör şebekesinin oyununa getirmemelidir bizi. Toplumun sağlam tarihî ve kültürel kardeşlik ruhuna aykırı tepkilerden uzak durmalıyız. Onların arzu ettiği budur.
Bununla beraber, devlet her türlü önlemi almalı elbette, belirli yerlerde askerî güç kullanımını da hem karşı tarafı o an itibariyle etkisizleştirici tarzda hem de caydırıcı olarak devreye sokmalıdır. Bu kısa vadede ateşin alevlenmesini önlemeye yöneliktir.
Uzun vadede gerçek çözüm için ise sağduyulu ve serinkanlı yaklaşıma gereksinimi var Türkiye’nin. Bu ayrıca konuşulup tartışılmalıdır. PKK ve onun etrafındakilerin son zamanlarda can havliyle serseri eylemlere yönelmesi, iddia edilen Kürt hakları savunuculuğunu tümüyle boşa çıkarmıştır. Bunun mutlaka bir kenara not edilmesi gerekecektir.
İbrahim S. Canbolat / Haber 7
icanbol@hotmail.com
-
her şey vatan için 13 yıl önce Şikayet Etmustafa kardeş. 1984 ten beri örgütün bitme noktasına geldiği bir dönem diyecektin sanırım.ya sen yazıyı okumadın ya da okudunda anlamadın...Beğen Toplam 1 beğeni
-
mustafa 13 yıl önce Şikayet Et1984-1999--arası minimize edildi.. 2004 de yeniden başladı... 1984 den beri örgütün en güçlü olduğu dönem bu andır..demokrasi ayağına iplerini salanlar gaflet içindedir..Beğen Toplam 2 beğeni
-
Murat Taner 13 yıl önce Şikayet Ettek kelimeyle her şeyiyle çok doğru bir yazı.. devletin politika üretirken bu yazıyı dikkate almasını önemle rica ediyor, idam cezasının terör suçları için yeniden uygulanmasını istiyor, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öpüyorum.Beğen Toplam 5 beğeni
-
mehmet şerif yüksel 13 yıl önce Şikayet Etsorun şehir sorunu. arkadaşlar allahını seven bir tanesi yazsın bana şurdan kürt sorunu diye bişey söyleniyor gördüğüm kadarıyla ülkede kürt sorunu yok ortada pkk sorunu var pkk kürt değil kürtlerde pkk değil doğu ve güneydoğuda 30 a yakın vilayet var neden bu olaylar genelde hakkari şırnak ve ilçelerinde oluyor diğerlerinde olmuyor diğer illerinde hemen hemen %60 kürt herkes güzel güzel yaşıyor ve kürt sorunu varsa bu sorunu çözmek kala kala bu insanlıktan çıkmış yaratıklaramı kaldı burdan sadece duygularımızı ifade edebilirz elden bişey gelmez dua edelim kim bu vatan için hainlik düşünüyorsa allah belasını versinBeğen Toplam 8 beğeni
-
M/Y 13 yıl önce Şikayet Etpkk ve onun yalakalarının,. hesabını inşallah rabbim ahir dünyada sonsuza kadar kesecek.. bu şehitler boşa verilmedi..Beğen Toplam 6 beğeni