Mali ders olmalı Müslümanlara
Ya da en azından bu konuya eğilmiyorsun haftada bir yazdığın halde… Ne oluyor?
Bu bir özeleştiridir… Aynı zamanda, kurduğumuz kendi küçük dünyalarımıza hapsolmuş idrakin sorgulanmasıdır. Ben senden üstünüm, sen benden aşağıdasın, ben şuyum sen busun gibi anlamsız kavgalar içindeyiz…
İnsanın birbirine üstünlüğü var mı? Her insan doğuştan eşit haklara sahiptir. Hem evrensel dünyevî belgeler, hem dinî metinler insanın insan olarak eşitliğini vurgular. İnsanın birbirinden farklılığı, yaşadığı çevre koşullarına bağlı olarak, kültürel edinimi ile kendini gösterir. Farklı kültürler meydana getirmesi, insanın zenginliğidir. İnsan, ancak kötülüklerden sakındığı ve Hakka yaklaştığı ölçüde, üstünlük derecesine ulaşır. Bunda da kendi tercihi ve davranışı etkilidir, insanın sorumluluğu zaten bundan dolayıdır. Kendi seçiminin söz konusu olmadığı durumlarda, örneğin hangi milletten olduğu, insanın üstünlüğü ya da aşağı derecede görülmesi için bir ölçü olamaz. Bunu söyleyen, cahilce bir söylemde bulunmuş olur.
Akıl çelen söylemler
Bunlar, akıl çelen söylem ve iddialardır. İnsan aklı kıymetlidir, ama doğru yönde kullanıldığı takdirde. Aksi halde, akıl, bataklığa da saplayabilir insanı. İnsan, aklı sayesinde gerçeği görebileceği gibi, onu tefekkürle besleyemediği takdirde, salt aklın iğvası yüzünden gerçeği fark etmeyebilir. Esas akıl sahipleri, düşünme yeteneğine de sahip olanlardır.
Bugünlerde akıl çelen boş tartışmalarla ülke gündemi işgal edilirken, biz de başımızı kaldırıp dünyada neler olduğuna bakamıyor, insanlığın feryadını duyamıyoruz. Örneğin, bir Batı Afrika ülkesi olan Mali'den haberler dinliyor ya da okuyoruz, ama bunları kendi zihin dünyamızda tartıp içselleştiremiyoruz.
Yukarıda dile getirdiğimiz türden bir feryada sahne oluyor bugün Mali. Mart 2012'de askerî yönetimin hâkim olduğu, sonra sivillerin başa geçtiği, ama insan hayatının her geçen gün daha fazla tehlikeye maruz kaldığı bir ülke burası.
Tehlike nereden geliyor?
Biz tehlikenin buraya son zamanlarda Fransa'nın müdahalesiyle ortaya çıktığını düşünebiliriz; çünkü genellikle Batılı güçler böyle durumdaki ülkelere müdahalede bulunurken, aslında, oradaki kaynaklara sahip olmayı hedefliyor. Mali için de bu söz konusu olabilir. Ama şimdilerde tanık olduğumuz asıl tehlike bu değil, bize göre. Tehlike, Mali'de Müslümanlar arasındaki uzlaşımsız kavgadan geliyor.
Bu bazı yerel ve küresel politikaların sonucu olarak da ortaya çıkmış olabilir, sebep ne olursa olsun, böyle bir gerçeklik var karşımızda. Ülkede gözlemlenen maddî ve kültürel tahribat, katliamlar, insan hakkı ihlâlleri, dinî alandaki dar ve kısır anlayış, yasakçı totaliter zihniyet… Bütün bunların somut örnekleri sergileniyor Mali'de. Hem de en çirkin ve korkunç haliyle.
Eski bir Fransız sömürgesi olan Mali'de çeşitli etnik gruplara mensup 15 milyona yakın nüfusun yüzde 90'ı Müslüman. 1960'da bağımsızlığını elde eden ülkede, halk yeterince ekonomik ve kültürel gelişme tecrübesine sahip olmadığı için kendi içinde bir asgarî müşterekte birleşme yerine, zaman içerisinde merkezî hükümete muhalif bir ayrışma yönünde hareket etmiştir.
Hâlen biri etnik, ikisi dinî temelde olmak üzere, üç farklı grubun merkezî hükümete karşı savaştığı ülkede El Kaide ve Selefiler için de zemin oluşmuştur. Özellikle Ensarüddin ile Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi içerisinde bunların etkin olduğu düşünülmektedir. Üçüncü grup, Azavad Ulusal Kurtuluş Hareketi (MNLA) adıyla bilinen bir ayrılıkçı örgüttür.
Mali'nin bazı bölgeleri, sözü edilen grupların denetimi altındadır. Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri ve uluslararası haber ajansları kanalıyla Mali'den dünyaya yansıtılan manzara, Müslümanlar ve insanlık için üzüntü vericidir: Şeriatın katı biçimde uygulandığı bölge/ülke… Kamuya açık alanlarda idam cezalarının infazı… Uzuv kesme, kırbaçlama cezaları… Genç kızların ve kadınların maruz kaldığı şiddet fiilleri… En çirkini de, bunların İslam/Şeriat adına yapılıyor olması.
İslam'a da iftiradır bu. İslam Peygamberi'nin söz ve eyleminde görülmeyen, O'na indirilen Kitabın insanlığa çağrısı ile hiç ilgisi olmayan uygulamalar, tam İslamlaşmamış ve yeterince aydınlanmamış kafaların eseri olabilir ancak.
İslam, barış ve selamet demektir. Ne yazık ki, barışı ve selameti sömürgeci Fransa'nın Mali'yi şiddet yanlısı "İslamcı teröristler"den kurtarma operasyonunda aramaktadır bugün Müslümanlar bile.
Bu, kötü bir sonuçtur. Mali adına, Müslümanlar adına kötü bir sonuçtur. Yüzleşmek zorunda olduğumuz bir durum söz konusu.
Niçin bir Batılı gücün Müslüman bir ülkeye müdahalede bulunmasına itiraz edilmeyip bilakis böyle bir girişim desteklenebiliyor? Hem de Müslümanlar nezdinde. Önemsenmesi gereken sorun belki de burada.
İslam, insanın dünyadaki varoluş düzenine ilişkin sorgusuz mutlakiyetçi anlayışı reddeder. Kendi öğretileri temelinde bir barış ve selamet ortamı hazırlamadan, başka alışkanlıklarla marazileşmiş bir topluma yanlış uygulamalar dayatmak, zulüm sayılır. Mali bu bakımdan da ders oluyor Müslümanlara.
-
hayatı61tarafa 12 yıl önce Şikayet Etülkemizdeki goygoycu yalakalara. el kaide hizbullah taliban vesaire diğer islam savaşçılarına mücahitlere terörist diyenler fransız tohumlarının ülkemizde ne denli sağlam atıldığını göstermiş olur..... "yaşasın şeriat yaşasın mücahitler"Beğen Toplam 3 beğeni
-
okan uzun 12 yıl önce Şikayet Etbos konusmayi birakalim. burda cozum yok degil fransayi oradan kesinlikle cikarmali, maliden 2000 kislik gonulluleri bir yerde 5 ay egitip tam donalimli olarak maliye geri gondermeli fransayi orda rahat birakmamali kesinlikle, rahat olursa sira oburlerine gelir. gerekirse her turlu pisligi yapmali fransaya bunu 3 -5 islam ulkesi birlesip gerekeni yapmali der hal.Beğen
-
mehmet nacar 12 yıl önce Şikayet Etislamı doğru anlamak. islam dini insanların ilk atasının hz.ademle havva olduğunu ve dolayısıyla insan olma yönüyle eşit olduklarını ve üstünlüğün ancak takvada olduğunu vurgular.dolayısıyla bir ırkın diğerinden üstün olduğunu iddia etmek en hafif tabiriyle ahmaklıktır. islamda elbetteki had cezaları vardır ve bu cezalar islamın hakim olduğu ülkelerde uygulanacaktır.fakat bunun için şer'i hükümleri çok iyi bilen hakimlere ve mahkemelere ihtiyaç vardır.aynı zamanda şeriatın tam anlamıyla uygulandığı bir yönetime ihtiyaç vardır.islamı doğru anlayıp uygulamadığımız zaman yazarın da ifade ettiği gibi islamı yanlış bir imajla takdim etmiş oluruz.başka bir ifadeyle kaş yapayım derken gözü çıkarmış oluruz.burada şu olayı da hatırlatmakta fayda görüyorum.hz. ömer halifeliği döneminde kıtlık olduğu yılda hırsızlar için el kesme cezasını uygulamamıştır.belki açlıktan dolayı çalmıştır diye.Beğen Toplam 3 beğeni
-
asuman halvaci 12 yıl önce Şikayet Etmali hakkında 2. bir bunu biliyorumki iktidar hırsı yönetme arzusu oldukça insanlık içinde zulüm durmayacak var olacak.. ta ki iman, vicdan, adalet... iktidar olana dek.. ve birde ki en önemlisi ALLAH c.c. zulme zalime dur diyene dek. ALLAHın eli hükmündeki müslümanlar bu işe el koyana dek. vicdan ve adalet sahibi insanlar müslüman dahi olmasalar vicdanlarının sesini duyana dek.... ALLAH o güne değin mazlumları korusun yar yardımcısı olsun onları her hak hakikat mücadelelerinde muvaffak etsin inşALLAH .Beğen Toplam 2 beğeni
-
asuman halvaci 12 yıl önce Şikayet Etmali hakkında . haklısınız hocam haklısınızda acaba bu haberlerin ne kadarı doğru gerçekten orada islam adına bir zulümmü var varsa bunu engellemek fransayamı kaldı . yoksa diğer müslümanlar bu konuda medyayı elde tutanlar tarafından yanlışmı yönlendiriliyor bilmiyoruzki hocam ne ne kadar gerçek bilmiyoruz içimiz yanıyor inanın her ölen kardeşimizle ölüyoruz bir şey yapamıyor elimizden duadan başka birşey gelmiyor . yoksa elbet aklımızdalar kalbimizdeler .lakin ALLAHta biliyor naçarız. . yüreğimiz parça parça .ALLAH yaryardımcıları olsun .ALLAH kim olursa olsun dinli dinsiz müslüman ateist hristiyan musevi kim olursa olsun zalime fırsat vermesin mazlumun yarı yardımcısı olsun. keşke duadan gayrısıda elimizden gelse bilmem bunun için ne gerek erkek olmakmı , idareci olmakmı..., bilmem ...Beğen Toplam 3 beğeni