Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
ALINTI YAZAR

Dizayn edilen İYİ Parti yol ayrımında

GİRİŞ 24.09.2020 GÜNCELLEME 24.09.2020 YAZARLAR

Siz bakmayın geçtiğimiz hafta sonu yaptıkları olağan kurultaya HDP’yi davet etmemelerine.

 

 

İYİ Parti öyle ya da böyle HDP’ye mahkûm. Kim ne derse desin, bu bir realite.

Çok değil, daha geçtiğimiz yıl dikkat çekmişti HDP’li Fatma Kurtulan bu gerçeğe zaten. “İYİ Parti, size söylüyorum” hitabıyla başladığı konuşmasında, “Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK’ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP’nin oylarıyla oturuyorsunuz” diyerek İYİ Partililere “akıllarını başlarına alma” tavsiyesinde bulunmuştu resmen. 

 

 

Şimdi sadece kurultaya davet etmediler diye İYİ Parti’nin HDP’ye mesafe koyduğuna inanacak mıyız biz şimdi?  

Hayır, yok öyle bir dünya.

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ı kahvaltıda ağırlama hususunda bir beis görmeyenler, terör örgütünün siyasi kanadını kurultaylarında ağırlamamakla işin içinden sıyrılacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar.

Elinde 53 kişinin kanı olan Demirtaş’ı parlatmak için bir dönem eline saz verenlerin, aynı sazı bu defa kendi ellerine aldığı çok belli. Meral Akşener’in genel başkanlığa oybirliğiyle yeniden seçildiği İYİ Parti kurultayında da gayet net gördük bunu.

Baksanıza, kelimenin tam anlamıyla dizayn ettirdiler Akşener’e İYİ Parti’yi. 

Hanımefendinin bir yandan Kürt seçmene sıcak mesajlar gönderip, diğer yandan da “Millet İttifakı’nda HDP varsa biz yokuz” şeklinde çıkışlar yapan bazı isimlerin üstünü çizmesi sizce bir tesadüf mü?

Lamı-cimi yok.

Geçtiğimiz hafta sonu yapılan kurultay, “İYİ Parti’yi Millet İttifakı’na göre şekillendirme” kurultayı olmuştur. Daha doğru ifadesiyle İYİ Partililerin HDP’ye alıştırılma süreci mezkur kurultayla birlikte artık resmen başlatılmıştır. 

Hayata geçirilmek istenen proje kabak gibi ortada.

Evet, HDP ile İYİ Parti’yi bir arada tutarak Tayyip Erdoğan karşıtlığını iyice körüklemek istiyorlar.

Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, geçtiğimiz günlerde “Muhalefetin ve tüm değişim isteyenlerin kendi aralarındaki duvarları yıkması gerekiyor” çağrısında bulunması da söz konusu kirli projenin bir parçası olarak değerlendirilmeli mutlaka.

Neymiş, çokça sözünü ettikleri demokrasi ittifakı, hayati meselelerde çözüm odaklı iş birliği geliştirmeliymiş.

Neymiş, barış ve demokrasi çerçevesinde geniş tabanlı bir buluşma oldukça mümkünmüş. 

Muhalefetin, içinde bulunulan süreçte daha sorumlu davranarak, doğan olanakları heder etmemesi icap edermiş. 

Yüksekdağ’ın “Doğan olanakları heder etmeyin” tavsiyesinde bulunduğu partinin İYİ Parti olmadığını söylemek mümkün mü?

Çok tehlikeli bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu herhalde kimse inkâr edemez.

Bu oyunda bütün çabanın, bebek katili Abdullah Öcalan’ın heykelini dikmekten söz eden hadsizlerin PKK’dan ayrıştırılarak İYİ Parti tabanına şirin gösterilmesine dönük olduğu unutulmasın.

Şurası kesin ki, İYİ Parti tarihi bir yol ayrımında.

Şimdi ya PKK’yı terör örgütü olarak görmediklerini söyleyen “demokrasi katilleri” ile “demokrasicilik oyunu” oynamaya devam edecekler ya da “Terör yandaşlarıyla bırakın toplantı masasını, kahvaltı masasında bile buluşmayacağız” diyerek bu millete okkalı bir güvence verecekler.

Unutulmasın ki, “Katil devlet” diyenlerle birlikte yol alınıp devlet yönetimine talip olunmaz.

İYİ Parti’nin, nice masumun canına kast eden teröristler için “Onlar bizim canımızdır” diyenlere can suyu olup olmayacağını hep beraber göreceğiz.

Rasim Bolbol / Yeni Akit Gazetesi

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL