Ruşen Çakır
Ruşen Çakır
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

İlk adım: PKK kayıtsız şartsız silah bırakmalı

GİRİŞ 10.10.2008 GÜNCELLEME 10.10.2008 YAZARLAR

Aktütün saldırısının ardından epey verimli bir tartışma sürecine girdiğimiz söylenebilir. Her ne kadar daha adını koymakta anlaşamasak bile (Kürt, Güneydoğu, terör...) ortada bir an önce çözülmesi gereken bir sorun olduğunda bugüne kadarki yöntem, strateji ve taktiklerle bir yere varılamayacağında nerdeyse bir görüş birliği şekilleniyor. Ne var ki çözüm önerisi noktasında toplumun büyük kısmının mutabakatından hâlâ hayli uzaktayız.

Dün Yeni Şafak’ta Yasin Doğan dikkat çekici bir yazı kaleme aldı. Doğan çözüm konusunda üç ana opsiyon bulunduğunu söylüyor:

1) “Bastırma, ezme, yok etme” formülü.

2) Sorunu idare etme, yaşanabilir hale getirme, tezahürleriyle etkin mücadele yürütme, en az kayıpla örgütün direncini ve etkinliğini kırma.

3) Sorunu kaynağında çözme, örgütü tasfiyeye zorlama.

Doğan’a göre ilk seçenek ancak askeri bir rejimde mümkündür Türkiye’de daha önce denenmiş ve başarılı olamamıştır. İkincisinin de yıllardır uygulanagelen ve tıkanan politika olduğunu vurgulayan Doğan, ancak son seçenekle sonuç alınabileceğini söylüyor ve yazısını şöyle bitiriyor: “Farklı seçenekleri özgürce tartışmalıyız, ama seçilen yol uzun vadeye dayanan ‘daha etkin mücadele’ stratejisiyse o zaman da serinkanlılığı elden bırakmamalı, hamaset ve serzeniş yerine, topyekün sağduyulu davranmalıyız.”

AKP’nin stratejisi

Yasin Doğan’ın, Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı, siyasetbilimci Doç. Yalçın Akdoğan olduğunu hatırlatmakta yarar var. Nitekim AKP hükümeti, başından beri bu sorunda onun üçüncü sıraya yerleştirip savunduğu opsiyonu deniyor. Hükümetin bu stratejisinin iflas ettiğini söylemek fazlasıyla abartılı olacaktır, ancak buradan kısa ve hatta orta vadede somut, pozitif ve kalıcı sonuç alabileceğine dair elimizde çok güçlü işaretler yok.

Bu açmazın sayısız nedeni var. İlk akla gelenlerden biri devletin “dağdakileri indirme” ve “dağa çıkışları engelleme” seçenekleri arasında sıkışmış olması. Yıllardır “sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutma”nın esas alındığı söylense de, “dağa çıkışları engelleme” yolunda atılan adımlar bazı makyaj düzenlemelerinden (üstüste açılan ama etrafa saçılıp hiçbir işe yaramayan ekonomik paketler vb.) öteye gidemedi. “Dağdakileri indirme” dendiğinde de, eve dönüşü sağlama açısından pek bir işe yaramayan “Topluma Kazandırma Yasası” sayılmazsa, hep askeri operasyonlarla PKK’lıları ölü veya diri yakalama anlaşıldı.

Org. İlker Başbuğ’un daha Kara Kuvvetleri Komutanı iken önceliği “dağa çıkışları engelleme”ye vermiş olması, onun Genelkurmay Başkanı olmasıyla birlikte, resmi devlet politikasında ciddi değişimlerin yaşanabileceği beklentisini doğurdu. Bir önceki terör zirvesinde bu konunun derinlemesine ele alındığını tahmin ediyoruz. Ancak Aktütün ve Diyarbakır saldırılarının gölgesinde yapılan dünkü zirvede ağırlığın, dağdaki militanları bir an önce etkisiz hale getirmeye verilmiş olduğunu kestimek zor olmasa gerek.

Çözüm için ilk şart

Birkaç gündür yazdığım yazılar üzerine kimi okuyucuların “Peki siz nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?” sorusuna muhatap oluyorum. Bir gazeteci olarak öncelikli görevimin, bu sorunla ilgili kimin, neyi, nasıl önerdiğini objektif, anlaşılır ve eleştirel bir şekilde aktarmak olduğunu düşünüyorum. Bu görevimi layıkıyla yerine getirebilmek için, istisnasız tüm kesimlerin görüşlerini yakından takip etmeye bunların önde gelen isimlerine ulaşıp görüşmeye ve tartışmaya çalışıyorum. Ve yazıp söylediklerimin de, yine toplumun istisnasız tüm kesimleri tarafından ciddiye alınıp izlenmesini arzuluyorum.

Bir gazetecinin objektifliğinin sınırları olduğunu da tabii ki biliyorum ve tabii ki benim de Kürt sorununun adil ve kalıcı bir şekilde nasıl çözülebileceği noktasında kendi görüşlerim var. Şimdilik, ilk olarak, ne yapıp edip PKK’nın kayıtsız şartsız silah bırakmasının sağlanması gerektiğini söylemekle yetiniyorum. Kimilerine bir hayal gibi gelen bu adımın pekala mümkün olduğuna inanıyor ve bunu açmayı yarına erteliyorum.

RUŞEN ÇAKIR - VATAN

rcakir@gazetevatan.com 

YORUMLAR 3
  • Erdoğan AYDOĞAN 17 yıl önce Şikayet Et
    çözümün açılımı. sayın yazar senin söyleyemediklerini bu millete ben söyleyeyim.1-pkk ilk etepta kürtlere anyasal değişikle devletin kurucu ortaklığı mistiyor.2-kürtçe eğitim öğretim ve resmi dil olmasını istiyor.3-ulus devlet modelinin terk edilmesini istiyor4-koşulsuz genel af istiyor.5-halk kendi kaderini kendi tayin eder deyip refarandum istiyor işin sonunda.bir türlü söyleyemedikleri demokratik çözümün açılımı bu işte türk milleti.
    Cevapla
  • Soğuk Rüzgar 17 yıl önce Şikayet Et
    Sayın yazar silahlar nereye bırakılacak?. Sayın yazar çok şey demişsiniz fakat silahların nereye ve nasıl bırakılacağını söylememişsiniz. Yani bu şu demek oluyor: Gelin silahları bırakın, yıllardır istediklerinizden vazgeçin, herbirinize enaz bi 15 er yıl hapis, bazılarını ömür boyu ve bazılarınıza da birkaç yargısız infaz yapalım, sonra sizin için hazırladığımız işkenceleri görün, zaten Cumhuriyetten beri devam eden asimilasyon politikası devem edecek deyin ve onlardan kayıtsız şartsız silah bırakmasını isteyin..! Ne iş? Farklı bişey anlayan...?
    Cevapla
  • farkinlim 17 yıl önce Şikayet Et
    yok yok yok olmuyor. Bak ruşen bey ben size bir şey söyleyeyim türkiyede bu surunun çözülmesi için öncelikle şu devlet kurumlarında çalışan personelin hepsini ve askerin er erbaş kısmı dışındaki herkesi tasviye edeceksin. ha yeni bir anayasa yazacaksın ve bu yazdığın anayasada din ve ırk ve millet kelimeleri asla ve asla geçmeyecek. ve herkese yeni bir kimlik vereceksin isim soyisim dışında hiçbir şey olmaycak haber programlarında kutsaliyet ve şehit yani din tabilerin hiçbiri kullanılmayack o zaman belki olur
    Cevapla