Anıtkabir'de bir fransız
Klasik anlamda Station Wagon.
Bir otomobili yazarken belli kıstaslara birebir bağlı kalmadan yazmaya çalışıyorum. Kullandığım otomobilin bende bıraktığı havayla, kendiliğinden bir şekil alıyor bu yazılar.
Sonra da gördüğüm eksi ve artı özelliklerini ekliyorum, genel kanaatimi de belirttikten sonra bitiriyorum.
Gece, gündüz, şehirde ve uzun yolda kullanınca bir otomobili, ancak gerçek manada onunla tanışma şansı elde edebiliyorum. Eğer bu bir dört çekerse tabii ki arazide de…
Başka türlü hep bir şeyler eksik kalıyor.
Megane Sport Tourer, tam anlamıyla tanışma fırsatı elde ettiğim otomobillerden. Bunu demek istiyorum.
Üstelik onu Anıtkabir’e, Atatürk’ün huzuruna da çıkardım. Bu, bir Fransız için ne kadar anlamlı bilemiyorum ama bu yazıyı 10 Kasım’da sizlerle paylaşmamın nedenini böyle açıklayabilirim en azından.
Konfor, güven, biraz da akıl
Bir Sport Tourer’dan öncelikle ne beklerdiniz?
Şahsen konfor, güven, sakin bir sürüş ve elbette biraz da akıl.
Megane Sport Tourer, öncelikle kolay yüklenebilir bir otomobil. Bagaj geniş. İkincisi hızını asla belli etmiyor ve tüm şartlarda kendinden gayet emin. Üçüncüsü de oldukça sessiz bir dizel.
Akla gelince, o da var. Navigasyon sistemi oldukça başarılı ve işinize yarayacak bir sürü seçenekle dolu. En karışık sokaklarda bile kaybolma ihtimaliniz yok. Acıktıysanız en yakın restoranı, yakıtınız bitmek üzereyse de civardaki istasyonu anında bulabilirsiniz.
Navigasyonu, gece moduna da alsanız, devamlı açık durumdaki ekrandan yansıyan ışık, özellikle gece sürüşlerinde gözü fena halde rahatsız ediyor. Buna bir çözüm bulunabilirdi.
Sistemi bu kez, sağ elinizin altından sürüş esnasında da kumanda edebiliyorsunuz. Tabii ki bu bir avantaj ama şahsen bunu yapmanızı tavsiye etmiyorum.
Anahtarsız çalıştırma sistemi, elektronik el freni gibi özelliklerse elbette büyük bir kolaylık sağlıyor. Ne anahtara, ne de el frenine elinizi sürüyorsunuz. Kartınızı cebinizden çıkarmadan otomobilinizi çalıştırıp gazlayabilirsiniz. Hiç sorun yok.
Araç tavanında kullanılan çift sunroof şık ve iç mekanı da oldukça ferah gösteriyor. Buna rağmen otomobilin arka camı o kadar küçük ki, geri manevralarınız işkenceye dönüşebiliyor. Yine park sensörü, bu konuda imdadınıza yetişiyor.
Görüş bunun haricinde gayet iyi.
Tek bir şeyden söz etmem gerekirse
Otomobilleri görsel olarak artık her yerde görme şansınız var. Bu konuda gelişen imkanlar sayesinde bir şikayet yok. İsmini bir arama motoruna yazdığınız anda, otomobili her açıdan gösteren bir yığın görsele ulaşabiliyorsunuz.
Zira biz de elimizden geldiğince detayları çekip yayınlıyoruz. Bu yüzden otomobilleri şekil, şema olarak fazla değerlendirmiyorum.
Bu manada, Megane Sport Tourer’da tek bir şeyden söz etmem gerekirse, o da arka lambaların iddialı tasarımı olurdu herhalde.
Peki, otomobili şehirde kullanabildin mi diye sorarsanız. Evet. Manuel vitesli otomobiller artık İstanbul trafiğinde dayanılmaz oluyor ama bu otomobil genel anlamda rahat bir sürüş karakteri ortaya koyuyor.
Bir şey var ki, sert pedallar. İşte bu biraz ızdırap oluyor. Bu farkı ancak bir akşam vakti, Çağlayan ve Mecidiyeköy’den, Birinci Köprü’ye doğru yol alırken E5 trafiğinde hissedebilirsiniz.
Not aldığım birkaç olumsuzluğu da ekleyerek tamamlamaya çalışayım.
Bu, bir anlamda konfor amaçlı bir otomobil. Böyle olunca, rahatınızı bozmaya meyilli en ufak bir şey gözünüze batabiliyor.
Mesela koltuk sırtlıkları… Dar. Daha rahat edebilmeliydim. Örneğin bardaklık, çay ya da kahve içmem gerektiğinde küllüğü yerinden çıkartmak zorunda mıyım? Hadi ben çıkardım, yanımdaki bardağını nereye koyacak.
Kolçak… Sağ kolumun tam altına gelmesi için ideal sürüş pozisyonumu bozmak zorunda olmadığıma göre biraz daha öne konumlandırılabilirdi belki.
Hayati bir mesele
Bir de şu var,
Konu belki basit gibi görünüyor ama gündüz karşı tarafı uyarmanın tek yolu korna çalmak galiba.
Bu, frenlemedeki reaksiyon süresindeki kadar hayati bir mesele aslında.
Yani demek istediğim, ABS’nin devreye girmesi için frene sonuna kadar basmanız gerektiği gibi kornaya da, ses çıkarması için aşırı bir baskı uygulamanız gerekmez.
Kısacası direksiyon üzerindeki korna çok sert. Bunu sürüş güvenliği açısından tehlikeli buluyorum. Demek istediğim budur.
En şık “SW”
Renault Megane Sport Tourer, iki farkı donanım seviyesi ve dört ayrı motor seçeneğiyle satılıyor. Kullandığım ise 1,5 lt. 105 HP’lik en üst donanıma sahip “Privilege” modeliydi.
Altı ileri vites seçeneğini bir avantaj olarak kaydederken, bu otomobilin şu anda Türkiye’de satışta olan otomatik şanzımanlı bir seçeneğinin olmayışını ise şaşkınlıkla buraya geçiyorum.
Son olarak belirtmeliyim ki, Megane Sport Tourer, tasarım olarak en şık “SW” modeli olarak gönlümdeki yerini çoktan almıştır.
