Serdem Coşkun
Serdem Coşkun
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Gülgün Feyman'lı bir başka anı da benden

GİRİŞ 09.05.2013 GÜNCELLEME 09.05.2013 YAZARLAR

Ailecek gittiğimiz bir akşam yemeğinde yan masada kuzenimle konuşurken yanıma gelen bayan nedense hepimize çok tanıdık gelmişti.

Gayet sıcak bir dille ‘Ne kadar güzel bir ses tonun ve dil kullanma yeteneğin var' dediği an simasına nereden aşina olduğumu çıkartmıştım.

Karşımda duran Gülgün Feyman'dı. Kendisi ile sohbetimiz süresince ilk dikkatimi çekenler  sıcak yaklaşımı, kibirsiz gülümsemesi ve düzgün Türkçe'si olmuştu. Her akşam, akşam haberlerinde neredeyse tüm Türkiye'nin izlediği ve dinlediği bu kadın nasıl olmuştuysa, yanıma gelmiş ve bana sorular sormaya başlamıştı. Kimsin, nesin, kaç yaşındasın, hangi okul mezunusun, halen okuyor musun vs ....

Haber sunmak için aranılan özelliklerden bir kaçı olan ses tonu, vurgu ve düzgün anlatım yeteneğinin  o zamanki gençlere nazaran bende çok gelişmiş olduğunu ifade ederek, ayak üstü iş teklifinde bulunmuştu.

Ara haber bülten spikeri arıyorlarmış, kendisi için en mühim şartların bir kısmının bende mevcut olduğunu farkedince  sormak istemiş.

Çalıştığı kanalın telefon numarasını bir kağada yazdı ve bana verdi. Düşünür ve aklıma yatarsa eğer, çekinmeden arayabileceğimi, kendisinin bana eğitim konusunda yardımcı olabileceğini ifade etti.

Aradım elbette... Gittim yanına...

Hiç unutmuyorum, beni odasına aldı ve haber sunumuna çok az bir süre kalmıştı. Elime iki sayfa eski haberlerden oluşan metinler verip ‘Oku, çalış biraz... Haberler bitsin bir de birlikte göz atarız, vurgularını sabitler ve seni deneme çekimine alırız' dedi.

Ben, şaşırdım kaldım. Stüdyoya doğru ilerlerken bir yandan ceketini giyiyor bir yandan da ‘Rahat ol, sen şimdilik sadece anlatım şekline, kelimelerin doğru telaffuzuna ve vurgulamalarına dikkat et' diye sesleniyordu.

Kağatları bir kenara bırakıp, yayın esnasında kendisini canlı canlı izleme fırsatı bulmuşken o zamanlar bana uzay üssü gibi gelen o yerde bir köşeye sindim ve seyirci olma hakkımı kullandım.

Haber sonrası yanıma geldi. Gayet ilgili ve alakalı bir şekilde ‘Okudun mu?' diye sorunca ‘Üzgünüm sizi izledim, şimdi hemen bakarım' dedim.

Tebessüm etti ve o iki dosya kağatlık metni birlikte okumaya başladık. Tek tek anlatıyor, tekrar başa alıyor ama benden daha çok kendisi iştahlı görünüyordu.

‘Korkma, bu sadece canlı canlı kulağa hoş gelen sesinin mikrofondaki halini duymamız için yapılan bir çekim olacak. Eğer mikrofonik bir sese sahip isen, ben senin eğitimin konusunda bizzat kendim ilgileneceğim.'

Velhasılkelam, çok heyecanladım, o oldu bu oldu şu oldu... Ben o uzay üssü gibi gördüğüm yere en az 3 kez daha gittim. Çok savaştı benim için çok ama tipten kaybettik. Şaka bir yana demek isterdim ama yok, olan buydu.

En son şunu hatırlıyorum... Aralı kalmış kapının ardında geçen hararetli konuşmada Gülgün Feyman'ı epey kızdırmışlardı.

Anladığım kadarıyla görsellikten ziyade ses, düzgün anlatım ve akıcı konuşmanın mühim olduğunu savunuyordu.

‘Görüntüsünden çok bana sesi ve vurguları lazım!. Bana göre gayet iyi... Zamanla surat hatları oturur bence olumsuz yanıt vermeyelim, çok yetenekli.'

Neyse ben o yıl medya kuruluşlarından birinde eğitim aldıktan sonra medya arkasında görev alarak başka bir vesileden iş hayatına atıldım... Ama kendisini, o zamanların en popüler akımı olan ‘Görsellik' furyasına mesleğini feda ettirmemek için sergilediği üstün çabasından dolayı her zaman da taktir ettim.

Şimdi, o taktirin yazıya dökülmesinin tam zamanıymış.

Neden mi yazdım? Bu hafta evde geçirdiğim çok vaktim oldu. Allah affetsin yine boş işlere zaman harcamışım, ekran karşında çok kalmışım. Ama ne yalan söyleyeyim, epey dikkatimi çekti. Haftanın gündemi  için ‘Saba Tümer' ve ‘Gülgün Feyman' diyorlar.

S. Tümer sosyal medya popüleritesini de kullanarak sanki bir sıfır öndeymiş izlenimi veriliyor.

Kazın bir başka ayağı daha varmışdan dem vurarak eşitlensinler istedim... Hakkı geçti üzerime, görmezden gelemedim.

(Hatırlatırım o yıllarda, en güzeller, çok güzeller sırf güzeller diye medyada her yerde görev alabiliyorken, birilerinin çıkıp güzelliğe değil yaptığı işe bakın diyebilmesi bile mühim bir atılımdı.)

Saygı sevgi dua ile kalın.

Serdem Coşkun - Haber7

serdemcoskun@gmail.com

YORUMLAR 2
  • Özkan TURAN 12 yıl önce Şikayet Et
    Ekranlardan Tanıdığımız AKRABALAR -2. Şöyle bi haber sunucularına göz atarsak;;;NAZLI ÖZTARHAN- Doğuş Holding üst düzey yöneticisi Yücel Çelik'in kızı..ŞULE ZEYBEK- Yiğit Bulut'un eski eşi, Namık Kemal Zeybek'in kızı..ECE ÜNER- Bir dönem CNN Türk'ün Genel Müdürlüğü yapan Dinç Üner'in kızı...SİNE BÜYÜKA- Futbol-TV yorumcusu Şansal Büyüka'nın kızı..SEDA ÖĞRETİR- ATV Ana Haber Spikeri Cem Öğretir'in eşi...SEDA SELEK- CNN TÜRK Haber Spikeri Tunç Arslanalp'in eşi...SELEN ZEYVEN Seyven, Türk sinemasının yönetmenlerinden Ezel Akay'ın yeğeni....Hak eden, zeki olan en güzel yerlere gelsin ama, nedense spikerlerin nedense hep akrabaları hak etmiş o pozisyonu :)) Yazıyı keyifle okuduk bu arada , saygılar sevgiler ...
    Cevapla
  • Özkan TURAN 12 yıl önce Şikayet Et
    Ekranlardan Tanıdığımız AKRABALAR -1. Yazar bence kendine haksızlık etmiş , zira hem ahlakı hem de güzelliği yerinde , bence sanatini da gayet iyi şekilde icra etmekte. . Diğer kriterlerden ziyade torpili sağlam değildi belki de.Dün Habertürk ün sitesinde ekranlar dan tanıdığımız simaların akrabalık ilişkileri vardı , neredeyse her ünlünün amcasının oğlu-halasının kızı -yeğeni-Tv ekranlarında boy gösteriyor..
    Cevapla