Geçen sabah haber programlarından birinde, Amerika'daki tatilinden ayağının tozu ile dönmüş bir avukat ile gazeteci yazar bir hanımı bilirkişi koltuğuna oturtmuşlar 'Alkol Yasağı' hakkında sohbet ediyorlardı.

Aydın ve yurt dışı tozu yalamış yutmuş taraf olduğunu lafın arasında deyindiren Avukat hanım 'Şeker ve Çikolata' hakkında 'Yasaklamak çözüm ise onlarda zararlı, o halde onları da yasaklasınlar' diye fikrini paylaşırken, madem yurtdışından örnekler veriyoruz 'Eşcinsel evlilikler yurt dışının birçok yerinde kabul görüyor, şimdi beni konuşturmayın o halde bunu da göz önüne alsınlar' gibilerinden örneklemeleri ile kendince söylemlerini ekranda izleyiciler ile paylaşıyordu. 

Yok Efendim, kızının mezuniyet töreninde şampanyalar oluk oluk akmış ama gençler bilinçli olduğu için çok az içmişler, bir bardakla yetinmişler vs vs… Bana kalırsa 'Yasaklamak çözüm değildir, alkolu nasıl ve ne miktarda içecekleri konusunda gençlerimizi bilinçlendimek asıl meseledir' diyerek  cümlesine son veren avukat hanımın ardından gazeteci yazar hanıma söz verildi.

Bundan 40 yıl önce alınması gereken bir önlem olduğunu ifade ederek cümlesine başlayan hanımefedi 'Yasak' kelimesinin altını kalınca çizerek 'Satışı ve Reklamı Konusunda' tüm Avrupa ve Amerika ülkelerinin yasalarının benzerinin ülkemize uyarlandığını ve bundan neden rahatsızlık duyanların olduğunu anlamadığı söyledi. Çok daha önceden alınması gereken bir karar olduğunu bihassa defalarca vurgularken aynı zamanda 'Alkol içilmesin' diye bir yasağın olmadığının üzerini çizdi.

Amerika'daki birçok eyalette pazar günleri kilise ziyaretleri öncesi ve sonrası gündüz dahil içki satışlarının yasak olduğunu, sağlığa zararlı olması ve insana verilen değer hasabiyle  bu manevi günün de desteğinden faydalanılarak koyulmuş bu yasağı kucaklayan halkın içki içenlere karşı düşman kesilmediği gibi içenlerin de 'Din Sömürüsü' başlığı ile savunmaya geçmediğini anlattı.

Kendi fikirlerimin de içinde olduğu konuşmasını bitirirken şöyle dedi:

'İnsan sağlığı tüm dinlerin ortak dilidir.'

Ekranda iki kadın, iki anne… İki farklı görüş ama bir doğru vardı… Avukat olan hanım çırpındıkça, gazeteci yazarın doğru söylemleri daha da ortaya çıktı ve bir de baktım ki işe geç kalmışım.

Şayet benim de bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak söz hakkım var ise ve ben de bir anne ben de bir kadın isem;

Ekranlarımızda neredeyse içkinin yararlarının konuşulduğu ortamlar oluşturulmaya başlanacak diye korkuyorum. Bu konuda en salih olanınsa en başından kestirip atmak olduğuna inanıyorum. O programda söz hakkım olsa idi ne derdim diye düşündüm ve buldum.

Allah'ın koyduğu yasaklar yasaktır. Bunun üzerine söylenecek, üretilecek tüm fikirler de olumlu olmalıdır. Söz konusu yasaktan çok mutluyum, gururluyum.

İçkinin ne reklamı yapılsın, ne de ortalık yerde satılsın.

Sağlıklı bir gelecek için içkisiz bir hayatı seçin...

Serdem Coşkun - Haber7

serdemcoskun@gmail.com